Translate.vc / Français → Turc / Instrument
Instrument traduction Turc
1,440 traduction parallèle
L'instrument de torture.
İşte işkence aletleri.
Alors, quand j'ai vu cet instrument, j'ai perdu la tête.
O aleti görünce çılgına dönmüştüm.
Mais ça me faisait un peu peur. Il a fallu que je m'habitue à cet instrument.
Ben bastan biraz korkuyordum... ama bu adapte olmakla ilgiliydi...
Dans le domaine de la percussion, le timbal est un instrument très limité.
Perküsyon alanında timbal çok sınırlı bir alettir.
Du coup, celui qui en joue doit être conscient qu'il faut faire danser l'imagination avec cet instrument si limité dans sa configuration physique.
Bu nedenle timbal ile çalışanlar... hayal gücünü dans ettirmelidir... tasarımından dolayı sınırlamaları olan... bu aleti kullanırken.
Un instrument très docile, mais qui donne indubitablement une très jolie couleur à la musique de danse.
Çok uysal bir alettir. Aynı zamanda dans müziğine... kendine özgü hoş bir renk katar.
Je joue du laud, un instrument d'origine arabe.
Laud denen ve Arabistan kökenli bir alet çalıyorum.
vous jouez d'un instrument?
- Müzik aleti mi o?
La femme ne vit que par celui qui en fait un instrument.
Bir kadının yaşamı onu kullanan kocasının elindedir.
L'instrument peut induire en erreur.
Yani enstrüman fikri yanıItıcı olabilir.
Mais votre article n'est pas l'instrument approprié.
Ama bence hazırladığın yazı, uygun araç değil.
C'est quoi ton instrument?
Ne enstrüman çalıyorsun?
D'employer l'instrument qui rassemble les hommes pour une inspection.
Adamlarını yoklama için toplamasını sağlayacak bir eğitim cihazını kullanmasını emrettim.
Tu étais un instrument de la vérité.
Sen gerçeğin aletiydin.
Je vois pourquoi on dit que ton talent au couteau n'a d'égal que ta maîtrise de l'instrument, Gurney Halleck.
Müzik yeteneğinizin hançer kullanmadaki maharetinizi... geçtiğini söylemelerinin nedenini şimdi anlıyorum Gurney Halleck.
Je veux qu'il sache que moi, le baron Vladimir Harkonnen, suis l'instrument de la chute de sa famille, de l'extinction du Clan Atreides, et de l'apogée du Clan Harkonnen.
Bilsin ki ben, Baron Vladimir Harkonnen... Atreides ailesinin yokoluşunun... ve Harkonnen ailesinin yükselişinin... aracısı oldum.
On perçoit les nuances de chaque instrument.
Her enstrüman sanki nüans içinde nüans yaratıyor gibi.
Vous pouvez jouer de votre instrument en totue confiance, C'est moi-même qu'il l'ai astiqué.
Bilin ki ben burada osuruğumu tutuyor olacağım.
Cette femme est un instrument éducatif, pas une de vos petites amies.
O kadın bir eğitim malzemesi, öğrencilerden biri değil.
Crois-moi, la femme est le pire instrument de torture inventé pour l'homme.
İnan bana, kadınlar erkeklerin hayatlarını cehenneme çevirmek için kullanılan en acımasız işkence aletidir.
De même, si vous avez envie de jouer d'un instrument, prenez-le et jouez-en.
Aynıyla, bir enstrüman çalmak isterseniz.. Hemen alın ve onu çalın ;
Et j'ai plus de voix. Mon instrument me lâche...
Sesime bak, ses tellerim bozuldu.
L'examen révèle des traces de lacération sur les épaules, les bras, les coudes et les cuisses réalisé par un instrument tranchant.
İlk incelemelerde omuzlarda... kollarda, dirseklerde ve kalçalarda kesiklere rastlandı. Çok keskin bir alet kullanılmış. Falçete gibi bir şey.
J'espère pouvoir vous aider à retrouver une familiarité avec cet instrument. "
Sanırım bu enstrumanla ilgili hatıralarınızı canlandırmada size yardımı dokunacaktır. "
Je vous apporte l'instrument en gage.
Size bu enstrumanı teminat olarak getirdim.
Radio Aut accueille des opinions variées, elle est devenue l'instrument de diffusion d'une attitude libertaire, ou pseudo-libertaire.
Artık, çeşitli meselelerden bahsediyoruz. Radyo Aut aracılığıyla özgürlükçü hareketleri baz alan bir düzgü yaymaya çalıştık.
Tu joues d'un instrument?
Siz, bir enstrüman çalıyormusunuz?
Viens et écoute comment, sur cet instrument récemment accordé, le Prélude en mi bémol mineur du Clavecin Bien Tempéré grince pitoyablement.
Bu akordu mükemmel enstrümanda Wohltemperierties Klavier'den mi bemolün kulak tırmaladağını sen de duyabilirsin.
Oui, mais et si je suis un instrument du Divin?
Evet fakat eğer ben bir aletmi?
L'instrument devait être légèrement incurvé, avec une lame en dents de scie.
Kullanılan aletin hafif kıvrık ve tırtıklı olması gerekir.
L'instrument devait être légèrement incurvé, avec une lame en dents de scie,
Kullanılan aletin hafit kıvrık ve tırtıklı olması gerekir.
Mais, dans cette affaire, j'étais l'instrument du Tout-Puissant.
Ama bu olayda ben Ulular Ulusunun bir aracıydım.
N'essaie pas de m'approcher avec cet instrument de torture.
O ortaçağ işkence aletiyle yanıma yaklaşayım deme.
Pas d'instrument pour moi.
Weaver araç gereç kullanmama izin vermiyor.
Ouvrez ou je vous frappe avec cet instrument tranchant.
Kapıyı açın, yoksa kredi kartları geçersiz olan bedevacıları döverken kullandığım bu küt nesneyle sizi de döverim.
C'est plus un objet qu'un instrument.
Aslında bir nesne değil. Daha ziyade, bir obje.
Mais dans cette salle de tribunal, cela peut être utilisé comme un instrument, pour diviser les faits de la fiction.
Ama bu mahkeme salonunda, doğruyu kurgudan ayıracak bir araç olarak kullanılabilir.
- L'air, dans l'instrument.
Enstrüman.
Elle joue d'un instrument, elle.
En azından bir enstrüman çalmayı biliyor.
T'appelles ça un instrument?
Buna enstrüman çalmak denmez.
Ça me fait regretter de ne pas jouer d'un instrument.
Keşke ben de bir enstrüman çalsaydım dedim.
Ignorez la petite femme qui pousse un instrument de 100 kilos.
Doksan kiloluk enstrümanı iterek ilerleyen kadına aldırmayın zaten. Bu güzel.
Il passait en jugement pour assassinat, enlèvement, et agression avec un instrument dangereux.
Birinci dereceden cinayetten yargılanıyordu, adam kaçırma ve silahlı saldırıdan.
Elle est si belle. Tu joues d'un instrument?
- Sen çalabiliyor musun?
L'acteur sert d'instrument pour véhiculer les idées.
Oyuncu, fikirleri vermenize yarayan bir enstrümandır.
Ce qu'elle a au front rappelle l'instrument de remémoration tok'ra.
Alnındaki o şey, Tok'ra hafıza çağırıcı aygıtına benziyor.
- L'instrument ne marche que si vous racontez tout en détail. il était impossible de les enlever. Venons-en à votre traversée de la porte.
- Aygıt sadece olaylarla ilgili kesin anılarınızı dile getirirseniz çalışır. Kollukların çıkmayacaklarını anlamıştık. Geçitten geçip gittiğiniz yere geçelim.
sans doute un ancien instrument de calcul astronomique.
Muhtemelen atalarımız bunu astronomik hesaplamalar için kullanmıştır.
- Peut-être un instrument goa'uld?
- Bir çeşit Goa'uld aygıtı olabilir mi?
Comme d'un instrument!
Enstrüman gibi.
Sauf que ce n'est pas vous le meurtrier? Qui êtes-vous? Je ne suis pas bavard... mais je suis plus doué pour manier ce genre d'instrument.
Tabi onu sen yakmadıysan, sen miydin? Kimsin sen? İyi bir konuşmacı değilimdir.