Translate.vc / Français → Turc / Jigsaw
Jigsaw traduction Turc
72 traduction parallèle
Jigsaw, utilisez vos moyens de persuasions... et voyez si le sergent York... a laissez un indice à nos deux amis policiers.
Bay Jigsaw, ikna kabiliyetinizi kullanın. Çavuş York'un şu bizim iki polis arkadaşımızı..... birkaç dakikalığına bırakıp bırakmadığını kontrol edin.
C'est un peu tôt mais on dirait l'œuvre du Jigsaw.
Belki biraz erken, ama şimdilik, testere'nin işi gibi görünüyor.
Jigsaw.
Testere.
Le nom de Jigsaw vous plaît?
- Testere hoşuna gitmiyor mu?
Ce que je ne comprends est Comment Jigsaw a pu tout faire cela?
Benim anlamadığım şey Jigsaw'ın bunların hepsini nasıl yapabildiği.
Si le but du jeu de Jigsaw était de sortir avant que la bombe n'explose, pourquoi la porte était alors soudée?
Jigwaw'ın oyununun amacı bomba patlamadan dışarı çıkmaksa, o zaman kapı neden kaynakla kapatılmış?
Tu n'es pas Jigsaw.
Sen Jigsaw değilsin.
Tu n'es pas Jigsaw, salope!
Jigsaw değilsin, kaltak.
Tu n'es pas Jigsaw, salope.
Sen Jigsaw değilsin, kaltak.
J'aime faire des puzzles jigsaw.
Yap-boz yapmayı çok severim.
Peut-êre un, euh, puzzle jigsaw?
Belki biraz Yap boz yapsak?
Ce n'est pas l'oeuvre de Jigsaw?
O kurallara uymamış. O zaman bu Jigsaw'ın oyunu değil.
Le complice de Jigsaw et de Young.
Jigsaw ve Amanda Young'a yardım eden biri var.
L'interrogatoire de Jill Tuck. L'ex-femme de Jigsaw.
Jigsaw'ın yardımcısı Jill Tuck'un sorgusunu.
Personne n'a survécu si longtemps.
Jigsaw kurbanlarından kimseyi asla bundan daha uzun hayatta tutmaz.
Ce n'est pas la devise de Jigsaw? - Ce test n'était pas adressé à Ivan.
Bu Jigsaw'ın felsefesi değil mi zaten?
Jigsaw voulait que Rigg voie ce qu'il voit.
Irz düşmanı. Jigsaw, Rigg'den kendi gördüğünü görmesini...
- C'est nous, les cibles de Jigsaw.
Biz Jigsaw'ın iki hedefiyiz.
Jigsaw voulait nous amener ici.
Jigsaw bu yeri bulmamızı istiyor.
Quel est le lien entre Jigsaw et Art Blank?
Jigsaw ve Art Blanc arasında ne oldu?
Non, Jigsaw te mettait à l'épreuve, espèce de merdeux.
- Sen yaptın lanet herif! - Hayır, bu Jigsaw'ın oyunu. Sen de onun bir parçasısın!
Jigsaw te mettait à l'épreuve.
- Bu, Jigsaw'ın lanet oyunu! - Kahretsin, kıpırdama!
Ce que je ne pige pas, c'est comment Jigsaw a pu faire tout ça.
Benim anlamadığım bütün bunları cehennemdeyken nasıl yapıyor.
Nous sommes là pour trouver le complice de Jigsaw et de Young.
Biz, Jigsaw ve Amanda'ya yardım eden kişiyi bulmak için burdayız.
Merci à tous d'être venus. Je suis heureux d'annoncer que les meurtres de Puzzle, c'est du passé.
Hepinize, bugün buraya geldiğiniz için teşekkür ederim ve Jigsaw cinayetlerinin artık sona erdiğini söyleyen ilk kişi olmak isterim.
Puzzle ne néglige rien!
Jigsaw hata yapmaz.
Vous repartez dans vos théories?
Yine teorilerine mi başladın? Çünkü Jigsaw öldü.
Je poursuis Puzzle depuis le début et je l'ai chopé.
Jigsaw'ı başından beri takip ediyordum ve sonunda yakaladım.
Puzzle est mort, combien de vies ont été épargnées?
Jigsaw öldü. Böylece kaç hayat kurtardım, düşündün mü?
C'est Puzzle.
Bu Jigsaw.
C'est pas Puzzle.
Hayır, bu Jigsaw değil.
Tu l'as tué et t'as fait croire à un piège de Puzzle.
Onu sen öldürdün. Jigsaw yapmış gibi gösterdin.
Quand as-tu rencontré Puzzle?
Jigsaw'la ilk ne zaman tanıştın?
Puzzle auteur du meurtre au pendule
Sarkaç Cinayetinin Sorumlusu Jigsaw
Je suis celui qu'on appelle Puzzle.
"Jigsaw" dediğin adam benim.
Tu les as tous livrés à Puzzle?
Jigsaw'un onları yakalamasına da yardım ettin mi?
Vous vouliez parler de l'affaire Puzzle?
Jigsaw davasıyla ilgili bir şey mi görüşmek istemiştiniz?
Strahm a émis l'hypothèse que Puzzle aurait un autre complice, à part Amanda Young.
Ajan Strahm'ın, Amanda Young dışında birinin daha Jigsaw'un suç ortağı olduğuna dair bir teorisi varmış.
Ça a commencé quand on a su que John était Puzzle.
Jigsaw'un John olduğu ilk ortaya çıktığında başlamıştı.
Puzzle te met à l'épreuve!
Jigsaw seni test ediyor!
À partir d'aujourd'hui, appelez-moi Jigsaw.
Şu andan itibaren bana Testere diyeceksiniz.
- Ta cible, Jigsaw.
- Adamın testere mi?
- Je viens voir Jigsaw.
- Testere'yi görmeye geldim.
Il n'y a aucun Jigsaw ici.
Burada öyle biri yok.
Je fais une exception pour les empreintes digitales trouvé sur la scène du crime Jigsaw.
Jigsaw'ın olay yerinde parmak izi incelemesi yapıyoruz.
Découvert que lui et Perez ont été la cible Jigsaw.
Bunu duyduğumuzda çok şaşırdık.
Savait que Jigsaw ne travaille pas seul, mais pour être sûr qui l'aidait, ne pouvait pas garantir leur bien-être.
Jigsaw'ın yalnız çalışmadığını biliyorduk. ama kimin yardım ettiğinden emin olana kadar söylemek istemedim.
Le Jigsaw journaliste.
Jigsaw'cı gazeteci.
Les pièces du puzzle, couper précédentes victimes.
Bunlar Jigsaw'ın önceki kurbanlarındaki parçalar.
- J'ai examiné toutes les victimes de Jigsaw.
Her kurbanın vücuduna otopsi yapan benim.
Jigsaw.
Jigsaw.