Translate.vc / Français → Turc / Johannes
Johannes traduction Turc
208 traduction parallèle
L'opération pratiquée sur la jambe deJohannes le prouve.
Johannes bacak operasyonu bunu kanıtlıyor.
Gregorius Johannes Bund, du Transvaal.
- İkinci üye... - Gregorius Johannes Bund, efendim. Güney Afrika.
C'est toi, Johannes?
- Johannes, sen misin? - Ta kendisi.
On en parle à Johannes?
Johannes ile bir konuşsak?
Johannes?
Johannes?
- Pense aux conséquences.
- Johannes! İyice düşün istersen.
D'après Alexander, vous vous appelez Johannes.
- Alexander dedi, isminiz Johannes'miş.
Johannes ira coucher avec les hommes.
Sen Johannes'in eşyalarını al, o işçilerle kalır bundan sonra.
Tu me donnes envie de cogner.
Yumruğu yiyeceksin! - Johannes!
- Reste calme, Johannes.
- Sakin ol, Johannes.
Johannes, lâche-la!
Johannes, bırak gitsin!
Tu te rappelles quand Johannes était petit, Hans était déjà là.
Hatırlar mısın, Johannes çocukken yanımızda sadece Hans çalışıyordu?
- Johannes a eu raison.
- Johannes karşılık vermekte haklıydı.
Avant Johannes.
- Sonra Johannes doğdu.
Quand il avait bu, il attrapait Johannes et lui criait dessus.
Bazen ; sarhoş olduğu zamanlarda, Johannes'i alır ve ağlardı.
Il s'en prenait à moi.
Sonra Johannes bana çile çektirmeye başladı.
Je suis fière qu'il ait rendu les coups aujourd'hui.
Öyleyse, bugün Johannes'in babasına vurmasına daha da sevindim.
- Tu l'aimes? - Non.
- Johannes'e mi aşıksın?
- Je pars avec Johannes.
- Johannes ile gideceğiz.
Je pars demain. J'emmène Johannes avec moi.
Yarın ayrılıyorum, Johannes ile birlikte.
Fous le camps si tu veux!
Derhal git öyleyse. Ama Johannes kalsın.
Je pourrais lui en raconter des choses.
Johannes'e gerçek yüzünü anlatırım.
Toutes ces années, je suis resté enchainé à ce bateau, enchaîné à Alice et Johannes.
Bu gemide, Alice ve Johannes ile birlikte zincirlenmiş gibiyim.
Toi et Johannes, vous verrez!
- Sen ve Johannes!
Toi et Johannes...
Sen ve Johannes...
Erwin Johannes Eugen Rommel, commandant en chef de l'armée ennemie, et le plus célèbre des soldats allemands depuis la Grande Guerre.
Erwin Johannes Eugen Rommel... Alman Ordusu Komutanı ve... 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana Almanların en ünlü askeri...
C'est aussi silencieux que je peux faire.
Ne bekliyordun? Johannes Brahms'ı mı?
C'est Johannes, il est de nouveau dans les dunes.
Johannes yine kum tepelerine gitti. Öyle mi? Hayır
C'est ton frère.
- O senin kardeşin. - Johannes?
- Johannes?
Hayır - Anders.
Encore un problème avec Johannes.
Johannesle ilgili bir sorun mu var yine? - Evet.
- Johannes?
Johannes'i mi kastettin? Evet.
Johannes est-il...
Johannes...? Evet.
À quoi bon, Johannes?
Bunların neye faydası var, Johannes?
Quand j'ai vu les dons de Johannes, j'ai cru qu'il serait l'étincelle qui partirait de cette ferme pour rallumer le christianisme.
Johannes'in özel yetenekleri bana, Hristiyanlık ateşini... yeniden alevlendirebileceğini düşündürdü.
Johannes redeviendra comme avant.
Johannes kendine gelecek.
Johannes est peut-être plus près de Dieu que nous autres, mais ton père...
Johannes belki de Tanrıya hepimizden daha yakındır. ama baban...
Tais-toi, Johannes. Et ferme la porte.
Johannes, sessiz ol ve kapıyı kapat.
- Si. Johannes ne changera jamais.
Johannes hiç bir zaman değişmeyecek.
Dieu n'écoutait pas quand tu priais au chevet de Johannes.
Çünkü Tanrı dualarını duymadı, Johannes'in yatağına diz çöktüğünde
Vous avez parlé à Johannes?
Johannes'le mi konuştunuz? Evet.
Johannes faisait sa théologie.
- Johannes ilahiyat okumuş. - Öyle mi?
Tais-toi, Johannes!
Sessiz ol Johannes.
Qu'est-ce que tu fabriques, Johannes?
Johannes ne yapıyorsun?
Si tu veux faire plaisir à ton vieux père, va dans ta chambre.
Küçük Johannes, yaşlı babana bir iyilik yapmak istiyorsan, odana git.
Johannes!
Johannes!
Tu m'écoutes?
- Johannes, dediklerimi duymadın mı?
- C'est Johannes qui me fait pitié.
Ben Johannes için üzülüyorum.
Ça va aller, Johannes...
Tamam Johannes tamam!
Ça suffit, Johannes.
Tamam Johannes tamam
Non, c'est de la folie. Et pourtant...
Johannes... hayır hayır bu delilik ve henüz...