Translate.vc / Français → Turc / Juge
Juge traduction Turc
15,994 traduction parallèle
Notre témoin vedette insulte l'épouse du juge!
Ana tanığımız yargıcın karısına hakaret ediyor.
Mon épouse est nommée sur ces cassettes. Oui, M. le juge.
- Kasetlerde karımın adı mı geçiyor?
Ceci m'expose à un conflit qui peut aboutir à un ajournement, Je pense qu'un autre juge doit déterminer si cette cour peut ou non juger cette affaire.
Bu benim için bir çelişki olabilir ki bu da davayı yeniden görülmeye götürür yani bence davanın bu mahkemeyle sürdürebileceğine başka bir yargıç karar vermeli.
M. le juge, nous souhaitons rester dans notre tribunal.
Sayın Yargıç, mahkememizi terk etmek istemiyoruz.
La partie consacrée à l'épouse du juge est vraiment infime.
Yargıcın karısını ilgilendiren kısım çok ama çok az.
Et parce que nous ne voulons pas un ajournement, nous proposons que ces cassettes soient remises au juge Ito avec la partie transcrite.
Davanın ertelenmesini istemediğimiz için kasetlerin Yargıç Ito'ya o kısımların çıkarılarak verilmesini öneriyoruz.
Je dois attendre que ce juge arrive à une "compréhension globale."
Yargıcın "etraflıca anlamasını" beklemek zorundayız.
Dans le procès O.J. Simpson, la cour a pris une décision. Le juge Ito rendra une décision sur les cassettes de Mark Fuhrman.
O.J. Simson davasında, mahkemenin kararına göre Yargıç Ito Mark Fuhrman'ın kasetleri hakkında karar verebilecek.
M. le juge, ce problème ne peut être expédié.
Sayın Yargıç bu sorun bir sevk ile çözülebilir.
Je vous en prie, M. le juge,
Size yalvarıyorum, Sayın Yargıç.
Le juge n'a pas le choix.
Yargıcın başka şansı yok.
J'aimerai être entendue au nom de M. Darden, M. le juge,
Bay Darden adına dinlenmek istiyorum, Sayın Yargıç.
M. le juge?
Sayın Yargıç.
Le Juge Ito trompe le jury.
Yargıç Ito, jürimizi yanlış yönlendiriyor.
Bonjour, M. le juge.
- Tünaydın, Sayın Yargıç.
- M. le juge, puis-je avoir un moment? - Bien sûr.
- Sayın Yargıç, bir dakika müsade eder misiniz?
M. le juge, pouvons-nous abréger ce cirque?
Sayın Yargıç, bu performansı biraz kısa kesebilir miyiz?
M. le juge, puis-je poser une seule dernière question?
Aslında Sayın Yargıç, bir soru daha sorabilir miyim?
Pas d'autres questions, M. le juge.
Başka sorum yok, Sayın Yargıç.
Oui, M. le juge.
Evet, Sayın Yargıç.
M. le juge, le ministère public s'oppose à toute déclaration autre que la renonciation pour l'instant.
Sayın Yargıç, Kamu sanığın şu anda feragatten başka bir şey ile ilgili konuşmasına itiraz ediyor.
Je vous en prie, M. le juge, n'autorisez pas ceci.
- Lütfen, Sayın Yargıç. Bunu yapmayın.
M. le juge, nous sommes toujours en Amérique.
Sayın Yargıç, hâlâ Amerika'da yaşıyoruz.
Bonjour, M. le juge.
Günaydın, Sayın Yargıç.
- Merci, M. le juge.
- Teşekkürler, Sayın Yargıç.
Non, M. le juge.
Hayır, Sayın Yargıç.
- Oui, M. le juge. - Merci beaucoup.
- Çok teşekkürler.
Lance Ito resta juge à la cour supérieure de LA jusqu'en 2015. Il est maintenant retraité.
Lance Ito 2015'e kadar Los Angeles Yüksek Mahkemesinde yargıçlığa devam etti.
Le Père nous juge tous.
Baba hepimizi yargılar.
Je ne vous juge pas, mais... je ne m'y attendais pas, et pour être honnête, vous auriez dû me le dire.
Sizi yargılamıyorum, tamam mı? Ben sadece... Çok şaşırdım, doğrusunu isterseniz baştan söylemeliydiniz.
Il se trouve là depuis des heures. Il nous juge en silence.
Saatlerce orada durarak usulca bizi ölçüp biçti.
C'est la photo de la juge, Ariane Marek.
Bu yargıcın fotoğrafı, Ariane Marek.
La parole d'un juge, c'est ça?
Sözünüzün eri misinizdir?
- Une juge, monsieur le Maire.
- Sözümün kadınıyımdır.
- Ils vont voter mais la juge est absente.
- Oylama için yargıç burada değil.
Je suis le juge Louro.
Adım Yargıç Vicento Louro.
Le juge a retenu la peine maximale de quarante ans à passer aux pénitencier de Blackgate.
Yargıç, Blackgate Hapishanesi'nde 40 yıl hapis cezası verdi.
Le juge a prononcé la peine maximale de quarante ans devant être passés au pénitencier de Blackgate
Yargıç, Blackgate Hapishanesi'nde 40 yıl hapis cezası verdi.
Sachez que je vais appeler le juge, et lui expliquer que des policiers et d'autres sèment le trouble dans ce lieu de guérison, et perturbent mes patients sans raison.
Fakat yargıcı arayıp GCPD'nin ve diğer bireylerin bu şifa merkezini basmalarının ve hastaları gereksiz yere rahatsız etmelerinin kargaşaya yol açtığını da belirteceğim.
Appelle le juge Bamm-Bamm.
Tom, Yargıç Bam Bam'i ara.
M. le juge.
Sayın Yargıç.
Je vous remercie, M. le juge.
Sağ olun, Sayın Yargıç.
- Oui, M. le juge.
- Evet, Sayın Yargıç.
J'ai été jugé non coupable.
Suçsuz bulundum.
Fred Goldman a poursuivi au civil et en 1997 un jury a jugé O.J. responsable des meurtres.
Fred Goldman bir dava açtı ve 1997'de jüri, Nicole ve Ron'un haksız ölümlerinden Simpson'u sorumlu tuttu.
En 2008, il a été jugé coupable de kidnapping et vol à main armée à Las
2008'de Las Vegas'ta bir spor ödülünü çalmaya çalışırken yakalandı ve adam kaçırma ve silahlı soygundan hüküm giydi.
Lorsque vous avez passé votre vie être jugé pour qui vous êtes, vous essayez de garder un esprit ouvert sur les gens.
Hayatını kim olduğun konusunda yargılanarak geçirince insanlar hakkında daha açık görüşlü olmaya çalışıyorsun.
Une ancienne juge, ça attire les représailles, non?
Eski hakimler sık sık intikam hedefi olurlar.
Et sur la mort de la juge?
Peki yargıcın ölümü?
Tout ce qui pourrait être jugé important.
Kayda değer olabilecek bilgiler.
Je sais que le tribunal l'a jugé coupable.
Mahkemenin onu suçlu bulduğunu biliyorum ben sadece.