Translate.vc / Français → Turc / Kader
Kader traduction Turc
3,097 traduction parallèle
Mais principalement pour Destiny.
Ama daha çok'Kader'için.
Laissons le destin décider?
Bırakalım kader karar versin.
? "Et c'est la destinée."?
Ve bu bir kader.
Moi et Fleur de cactus gravirons la montagne jusqu'à l'Arête du destin.
Ben ve Kaktüs Gülü de Kader Bayırı'na gideceğiz.
- À l'Arête du destin.
Kader Bayırı'na.
Alors ce n'est pas de la douleur, c'est le Karma.
Öyleyse bunun adı acı değil, kader bu.
Bienvenue à Karmageddon, salope.
Kader dünyasına hoş geldin pislik.
Tu crois que le destin est déterminé par la chance ou les choix?
Sence kader tesadüflerle mi yoksa seçimlerimizle mi şekillenir?
Si c'était par le choix, j'aurais développé un cul au lieu d'une moustache.
Eğer kader seçimlerimizle alakalı olsaydı, bıyık yerine güzel bir popom olurdu.
- Le destin.
- Kader.
Et le début d'une funeste pratique.
Mm. Ve hazır kader ağlarını örmeye başlamışken
C'est raisonnable d'appeler cela le destin.
Birden bire bağ kurduk, böyle bir şeye kader demezler mi?
vous voudriez appeler ceci votre destinée... c'est de la culpabilité.
Başkan, siz buna kader demek istiyor olabilirsiniz ama bana göre bu bir günah.
Maintenant, nous savons que ce n'est pas une fatalité, il ya d'autres choses.
Artık bunun kader değil başka bir şey olduğunu biliyoruz.
C'est la vie.
Kader işte.
Le destin nous donne cette chance de...
Kader bize bir şans...
Des choses comme la magie, la mort, le destin.
Büyü, ölüm ve kader gibi.
On cherche son destin, et parfois on souhaite le changer.
Aradığımız yahut değiştirmek için savaştığımız şeydir kader.
Votre destin peut changer, avec générosité, retissez les liens déchirés par fierté.
Kader değişti içeri bak. Kibirle yırtılan bağı onar.
" Votre destin peut changer.
" Kader değişti...
"Votre destin peut changer."
"Kader değişti."
Certains disent que notre destin est déjà tracé, qu'il ne nous appartient pas.
Kader bizim kontrolümüz dışındadır bize bağlı değildir.
Le destin a changé quand Gold Lion, le grand chef du clan des Lions, a été convoqué au palais du gouverneur.
Aslan Klanının yüce lideri Altın Aslan, başkanın sarayına çağrıldığında kader tersine döndü.
DESTIN
KADER
C'est ton destin.
Kader bu.
Une seconde fois j'appelle ça le destin
İkinci sefer, buna kader derim.
Ils savent... que c'est bien pire que la mort.
Çünkü bunun ölümden daha kötü bir kader olduğunu biliyorlar.
Même quand le destin lui ravit sa femme, il ne sollicita ni mon aide, ni celle des autres dieux.
Kader karısını aldığında bile yardım için yakarmadı. Ne bana ne de öteki tanrılara.
- Pas de chance, Altesse.
Kötü kader. Ekselansları.
Un autre jour, une autre destiné.
Bir gün daha, bir kader daha.
C'est la ligne du destin.
Bu kader çizgisi.
Avec le futur vous pouvez préméditer le résultat, mais le destin vous laisse pas le choix.
Kısmetle, sonuçları önceden tasarlayabilirsin ama kader sana başka bir şans tanımaz.
Gentlemen, ce sont les Vents de la Destinée qui nous ont rassemblé.
Beyler, kader rüzgârları sizi bizim yanımıza getirdi.
C'est le destin qui nous guide.
Bizi bu yola kader soktu Mudbud.
- C'est le moment de vérité.
- Kader anı.
Aimeriez-vous être mon fidèle assistant, Diego Santana?
Kader arkadaşım Diego Santana gibi olmak ister miydin?
Je suis Diego Santana... voleur de train et assistant fidèle.
Benim adım Diego Santana. Tren soyguncusu ve kader yoldaşı.
L'assistant de qui?
Kimin kader yoldaşısın?
Je suis son assistant.
Ben onun kader yoldaşıyım.
"Le destin n'est qu'un jeu à vos yeux."
Kader senin oyuncağın.
Il a été fauché dans la fleur de l'âge.
Sabret kizim.Kader bu.Allah`in istegi...
Le destin a joué.
Görünüşe göre kader oyununu oynamış.
Est-ce le destin, le sort ou le hasard aveugle qui nous enlève les êtres chers?
Sevdiklerimizi bizden koparan kader midir alınyazısı mıdır, yoksa sadece tesadüf mü?
C'est le sort.
Bu kader.
Le sort qui se retourne.
Kader bizim aleyhimize dönüyor.
- Le karma est une chienne.
- Kader çok kaltak, değl mi?
- C'est pas ça.
- Kader falan değil bu.
Le Casque du Destin.
Kader'in Miğferi.
C'est le destin.
Kader bu.
mon père n'a jamais su comment être une bonne personne.
Ama bu yemeğe hazırlanırken kazara buldum. O yüzden "Bu kader olmalı." diye düşündüm.
C'était ça, le destin?
Bu kader miydi?