Translate.vc / Français → Turc / Kahn
Kahn traduction Turc
212 traduction parallèle
C'est le brigadier Kahn.
Çavuş Kahn.
J'allais à la table de montage Moviola avec Dave Kahn, le monteur.
Biz de öyle düşünüyoruz değil mi? Doğru, doğru.
Je savais que tu trouverais une Kahn-uh-tu pour me soigner. Les Kahn-uh-tu sont les sorcières d'ici.
Beni iyileştirmek için bir Kahn-uh-tu bulacağını biliyordum.
Elles ont étudié les racines et les herbes. Je suis une Kahn-uh-tu, capitaine.
Onlar kökleri ve bitkileri öğrenmişler.
- C'est une Kahn-ut-tu.
- O bir Kahn-ut-tu.
Zor Kahn a voulu à tout prix détruire notre famille.
Arkadaşlarımı idam etmek yetmedi.
Voici le grand Ahmed Kahn, leur chef.
Bu da Büyük Ahmet Han, elebaşları.
Il se fait appeler le grand Ahmed Kahn et porte un shako de hussard.
Liderlerinin adı Büyük Ahmet Han ve bir süvari şapkası takıyor.
Il faut que j'en parle au comité central et au grand Ahmed Kahn.
Bu öneriyi merkez komiteye sunmalıyım ayrıca Büyük Ahmet Han'la da konuşsam iyi olacak.
Le leader du groupe, appelé le grand Ahmed Kahn, s'est enfui.
Grubun elebaşı olan Büyük Ahmet Han, kaçtı.
Kahn, c'est à vous.
Sıra sende.
Kahn, vous êtes comme notre famille.
Kahn, bizim ailemiz gibiydin.
Matinée chez Kahn Seidelman, 14e étage, bureau de S. Mora. Déjeuner au restau français Circus, avec des investisseurs bien sapés.
Sabahı çürük tahvil şubesindeki Kahn Seidelman'da geçirdikten sonra... iyi giyimli tohum satıcılarıyla Le Circus restoranında öğle yemeği yedi.
Je dois voir ce qui est dit sur Stanley Kahn dans les nécrologies.
Ölüm ilanları nerede? Stanley Conn hakkında yazıları görmek istiyorum.
Louis Kahn dit que même une brique veut être quelque chose.
Louis Kahn "Bir tuğla bile bir şey olmak ister" dedi.
" De Arthur Kahn à Tom Sanders
" Arthur Khan'dan Tom Sanders'a.
J'ai pensé que ça vous intéresserait de savoir que le chef de cette équipe scientifique est le Dr Lenara Kahn.
Ancak bilim ekibinin başında Dr. Lenara Kahn olduğunu bilmek istersin dedim.
Laissez-moi vous présenter notre chef d'expédition, le Dr Lenara Kahn, et son frère, le Dr Bejal Otner.
İzin verin ekip liderimizi tanıtayım Dr. Lenara Kahn ve kardeşi, Dr. Bejal Otner.
C'est ça. Et cette Dr Lenara Kahn aurait été mariée à...?
Ve şu Dr. Lenara Kahn daha önce kiminle evliydi?
Le symbiote de Lenara avait à l'époque pour hôte une femme appelée Nilani, et cette Nilani s'est mariée avec Dax.
Kahn simbiyontu, şu an Lenara ile ortak olan Nilani adlı biriyle ortakmış. Nilani de Torias Dax ile evliymiş.
Puis à la mort de Nilani, le symbiote Kahn est devenu Lenara.
Yıllar sonra Nilani ölünce Kahn simbiyontu Lenara ile birleşmiş.
Ce fut un plaisir, Dr Kahn.
Zevkti Dr. Kahn.
Dr Kahn, vous pouvez commencer.
devam edebilirsiniz.
M. Eddington? Dr Kahn?
Dr. Kahn, beni duyabiliyor musun?
Que penseriez-vous si je portais une cravate avec Gengis Kahn?
Üzerinde Cengiz Han resmi olan bir kravat taksam nasıl hissedersin?
- Le Dr Kahn, des services sociaux de santé.
Sosyal Sağlık Hizmetleri'nden Dr. Kahn.
Le professeur Kahn a trouvé le moyen de sceller le vortex sans pour autant endommager les Prophètes.
Trill Bilim Bakanlı profesör Kahn Kahinlere zarar vermeden solucan deliğini mühürlemek için bir yol önerdi.
- Ca n'est pas grave, Mme Khan.
- Önemli değil, Bayan Kahn.
C'est Sammy Kahn, un de mes musiciens préférés.
Bu Sammy Kahn. En sevdiğim şarkılardan biri.
Je ne vous dérange pas? J'ai une mini question sur la fasciite nécrosante de Mme Kahn.
Bayan Kahn'ın fournier gangreni hakkında küçük bir sorum olacaktı.
Je ne sais pas quoi faire pour Mme Kahn.
Bayan Kahn konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
Même si j'ai décidé d'envoyer Mme Kahn en chirurgie, je sais que tu as essayé de m'aider.
JD, Bayan Kahn'ı cerrahiye göndermeye karar vermiş olsam da, kendi beceriksiz yöntemlerinle bana yardım etmeye çalıştığını biliyorum.
Mme Kahn est morte sur la table d'opération.
Bayan Kahn ameliyat masasında öldü.
En choisissant l'option risquée, elle a au moins donné une chance à Mme Kahn.
Zor kararı vererek, en azından Bayan Kahn'a bir şans vermiş oldu.
C'est Kamal Kahn!
Bu Kamal Kahn.
- Moins fort, monsieur Kahn!
- Sakin olun Bay Kahn.
- Qu'est-ce que monsieur Kahn avait volé?
- Bay Kahn ne çaldı?
Le garçon de salle de l'hôpital, Kamal Kahn.
Hastanedeki hizmetli. Kamal Kahn.
- Rien sur les objets personnels de Kahn?
- Kamal'ın eşyalarında kaybolan var mı?
Pas même Noel Kahn?
Noel Kahn'da mı gelmiyor?
Otto Kahn, banquier juif de Wall street, heureux de jouer son rôle de lord anglo-saxon.
Gerçek bir Amerikalı gibiler.
L'avocat Samuel Untermeier, qui hait les Allemands.
Wall Street bankeri Otto Kahn, Anglo-Sakson lordu pozlarını takınmış.
Je suis une Kahn-ut-tu.
Ben bir Kahn-ut-tu kadınıyım.
Elles ont étudié...
Kahn-uh-tu buranın büyücüleridir.
Zor Kahn le tyran.
Bu adı kütüphanedeki tarih teyplerinden hatırlıyorum.
Non content de les faire exécuter,
Zalim Zor Kahn.
Il nous a envoyés là où personne ne nous trouverait.
Zor Kahn, tüm ailemizi yok etmeye karar verdi.
Zor Kahn ne m'a laissé que le nécessaire pour survivre.
Zor Kahn, bana yaşamak için gerekli şeyleri bıraktı sadece.
Louis Kahn est mort dans les toilettes d'une gare. Personne n'a réclamé son corps.
Louis Kahn.
- Lenara Kahn?
Lenara Kahn.
- Paré, commandant.
Dr. Kahn...