Translate.vc / Français → Turc / Kalem
Kalem traduction Turc
3,002 traduction parallèle
Vous prétendez avoir fabriqué un crayon en feuilles?
Yapraktan kalem yaptığınıza inanmamızı mı bekliyorsunuz?
Et si on fabriquait un nouveau genre de crayon?
Yeni bir kalem türü yapmaya ne dersiniz?
C'est un nouveau genre de crayon fait presque entièrement de feuilles.
Bu tamamen yapraktan yapılma yeni bir kalem türü.
Un nouveau genre de crayon.
Yeni bir kalem türü.
Le crayon que Timothy nous avait demandé de fabriquer.
Timothy'nin yapmamızı istediği kalem.
La vérité, c'est que la seule raison pour laquelle Cindy et moi avons conçu un crayon en feuilles est qu'il nous en croyait capables.
İşin aslı Cindy ile yaprak kalem fikrini bulmamızın tek nedeni, onun başarabileceğimize inanmasıydı. Onun sayesinde oldu.
Dis-moi, comment as-tu eu l'idée de fabriquer un crayon en feuilles?
Bir sorum var, yapraktan kalem yapma fikri nereden çıktı?
Si ce garçon peut avoir une feuille sur la cheville, alors on peut fabriquer un crayon à base de feuilles.
Bu çocuğun ayak bileğinde yaprak çıkabiliyorsa biz de yapraktan kalem yapabiliriz.
Un crayon et du papier.
Kalem, kağıt ver.
Ma forteresse de solitude s'est transformée en magasin d'art déco.
Yalnızlık Kalem tam bir dekorasyon cennetine dönüştü.
Heureusement que j'ai un stylo.
İyi ki yanımda kalem getirmişim, değil mi?
Au fusain, ça a dû prendre un moment.
Kara kalem. Bu biraz vakit almıştır.
Le fusain est commun, le papier aussi.
Kullandığı kara kalem sıradan, kâğıtta öyle.
Prends un stylo.
Bir kalem al.
D'accord, laissez-moi prendre un stylo.
Tamam, torpido gözünden kalem almama izin ver.
Qui a un marqueur?
- Kimde gazlı kalem var?
Parfois, la démocratie s'écrit d'un trait de plume. Cam Brady remportera son 5e mandat au Congrès rien qu'en déposant sa candidature.
Bazen demokrasi bir kalem darbesiyle harekete geçer ve bu gece Cam Brady rakipsiz bir şekilde beşinci kez kongreye seçilecekken sadece oy pusulası için kayıp taptıracak.
Auriez-vous de l'encre et une plume pour moi?
Kalem ve mürekkep alabilir miyim?
Cette installation est située dans le détroit de Kamchatka, Russie du Nord. L'ex-URSS a construit des bunkers pour sous-marins ici dans les années 80.
Bu tesisin Boğazı yer alır Kamçatka, Kuzey Rusya 80'li yıllarda burada denizaltı kalem inşa eski Sovyetler Birliği
Ils vont vous accompagner à travers Moscou vers les bunkers sous-marins, et prendre l'ascenseur pour remonter à la surface.
Onlar size eşlik edeceğiz Denizaltı kalem Moskova çevre.. Ve yüzeyine geri asansör al.
Passez par Moscou vers les bunkers sous-marins, prenez ceci, moins j'en ai, et mieux c'est.
Denizaltı kalem Moskova üzerinden gidin, bunu al Az benimle daha var.
On peut prendre ce tunnel, au bout il y a une cheminée de service... qui descend vers les bunkers sous-marins.
Biz bir hizmet şaft var sonunda bu tünel alabilir Bu denizaltı kalem aşağı yol açar.
Les bunkers sous-marins sont au-dessus de nous.
Denizaltı kalem yukarıda bize kadar vardır.
Est ce que tu portes de l'eyeliner?
Gözüne kalem mi çektin sen?
Avec un stylo, un truc comme ça.
Kalem ya da benzer bir şeyle.
C'était des hommes misérables, ils ont eu des moments de transcendance, et ils ont eu le talent et le bon sens de saisir un papier et un stylo et d'écrire.
Üstünlük taslayacak kadar imtiyazları ve bir kalem alıp bir şeyler yazacak kadar yetenekleri ve önsezileri olan sefil adamlardı onlar.
T'as un stylo?
Bir kalem alabilir miyim?
- Il me faut un stylo.
- Kalem verin. - Elbette.
On achète des marqueurs magiques.
Buradayken keçeli kalem alalım! Dur bir dakika.
- OK. Il vous faut un stylo?
- Kalem lazım mı?
Putain, tout a été changé?
Tam olarak kalem tarafından sikildi yani?
A l'intérieur il y avait une clé usb.
İçinde kalem sürücüsü vardı.
Annoter ce truc, corriger les fautes de frappe.
Karıya kalem ver, tüm yazım hatalarını düzeltsin.
Bien, donne moi un stylo et officialisons cela
Tamam o halde kalem ver de, bu işi resmileştirelim.
Je vais en chercher un.
Ben tükenmez kalem alayım.
Je ne demande qu'un crayon et du papier. "
Sadece kalem kağıt istiyorum.
Pour le moment, prenez un stylo et recopiez ceci.
Bir kalem bul ve şunu not et.
Prends ça pour Mr Crowley, fais en des triplicatas, apporte des stylos et le notaire.
Onu Bay Crowley'den alıp çoğalt, kalem ve noter getir.
♪ No more pencils ♪
* Artık kalem yok *
J'ai utilisé une règle et j'ai effacé les traits au crayon gris quand j'ai terminé.
Cetvel kullandım ve bitirdiğimde bütün kurşun kalem izlerini sildim.
Je vais peler votre peau et la manger comme des copeaux de crayons.
Derini kalem açacağı ile soyacağım ve yiyeceğim.
La mine de Blue John, le musée du Crayon...
Blue John Mağarası yarın. Kalem Müzesi.
On va au musée du Crayon?
Chris, artık Kalem Müzesine gidecek miyiz?
On avait prévu d'aller au musée.
Ama Kalem Müzesini planlamıştık.
D'abord artisanale, l'industrie du crayon se développa jusqu'à la formation de la première usine de crayons du Royaume-Uni en 1832.
1832'de İngiltere'nin ilk kalem fabrikasının kurulmasıyla sonuçlanan, kalem yapımı ev içi üretimi sanayi kısa sürede gelişti.
C'est combien, le gros crayon?
Bu büyük kalem ne kadar?
Peut-être que je rédigeais les discours du premier président noir.
Mesela ilk zenci başkanın Özel Kalem Müdürü'yümdür.
Je serai en train de préparer un dîner pour Lindsay.
Olmaz. Ben Lindsay için 5 kalem yemek hazırlayacağım.
Vous devriez prendre un stylo.
Bir kalem bul.
Il me faut un stylo.
Dur bir kalem alayım.
Un stylo?
Kalem mi?