Translate.vc / Français → Turc / Kaplan
Kaplan traduction Turc
3,005 traduction parallèle
- Calme, le tigre.
- Ağır ol bakalım kaplan.
Tu parles a... Tigresse.
Kaplan memeliyle konuşuyorsun.
Tu as dû voir trois lions sur l'emblème de la police.
Polis şapkasındaki üç kaplanı görmüşsünüzdür.
Il reste seulement 1400 tigres en Inde.
Hindistanda geriye 1400 kaplan kaldı.
Alors que les forces d'Oda répandent la terreur et la mort,
Oda Birlikleri tarafından Doğan Güneşin Ülkesi korku ve kanla kaplanırken...
Ma défaite est totale, tigre de Kai.
Kai'nin Kaplanı.
L'avenir d'Echigo repose entre les mains du tigre de Kai.
Echigo'nun geleceğini Kai'nin Kaplanı'na emanet ediyorum.
Tigre de Kai, dieu guerrier d'Echigo, vous qu'unit un lien plus fort que tout autre, rien ne m'aiderait plus que votre soutien conjoint!
Kai'nin Kaplanı ve Echigo'lu Savaş Tanrısı. Derin bağlarla bağlanmış siz ikiniz el ele verip bana yardım ederseniz bundan daha yüreklendirici bir şey olamaz.
L'âme du tigre brûle en toi.
Kaplanın ruhunu sana emanet ediyorum!
- Dis voir... T'as succédé au vieux tigre, alors?
Duydum ki Yaşlı Kaplan'ın yerine geçmişsin?
- Le tigre de Kai.
Kai'nin Kaplanı...
J'étais prêt à renoncer à mon surnom de tigre si je ne me montrais pas à la hauteur...
Kaplan adını bırakmayı düşündüm.
Je me demande maintenant si ce n'est pas plutôt vous, l'héritier de l'âme du tigre.
Kaplan'ın ruhunu teslim almaya en layık kişi siz olabilirsiniz diye.
Accomplis donc sa volonté, et transmets-la à ton successeur!
bunu gelecek Kaplan'a ulaştır!
Je sais. Tu as juste libéré un monstre!
- Demin dişi kaplanı saldın!
- Du calme, c'est quoi le problème?
Sakin ol kaplan. - Hay anasını ya.
J'ai besoin de ce boulot. Bolonia Grimes Tucker n'est pas une tigresse au rabais.
Bolonia Grimes Tucker ucuz bir dişi kaplan değil çocuklar.
"Poussez comme si vous deviez déplacer une montagne, et tirez comme si vous tiriez sur la queue d'un tigre."
"Bir dağı itermiş gibi it..." ... bir kaplanın kuyruğunu çeker gibi çek "
N'est-ce pas un piège à tigres?
Bu bir kaplan tuzağı değil mi?
Au tigre!
Bu... kaplan!
Au tigre!
Kaplan! Kaplan!
Au tigre!
Kaplan!
Tigre, tigre... Mon tigre du Mont Dongak...
Kaplan, kaplan, kaplanım Dongak Dağında...
C'est une peau de fauve féroce. Le plus brave de mes oncles, Jushinta, m'en a fait présent.
Bu bir kaplan derisi en cesur amcam, Jushinta hediye olarak vermişti.
Imbéciles. C'est un piège à tigres.
Bu bir kaplan tuzağı... sizi aptallar.
je vous le garantis.
Burası göl gibi zenci kanıyla kaplanır. Sana garanti veriyorum. Çocuklar.
Roulade du tigre!
Kaplan dönüşü!
Sur le tigre.
Kaplanın üzerinde.
Hey, Tiger!
Selam, kaplanım.
Et, en passant, tu n'es pas une maman tigre, mais Amy était le premier enfant de sa classe à atteindre et SWAT sur une bulle.
Ve bu arada, kaplan anne olmak için değil de, Amy sınıfında SWAT balonuna dokunan ilk çocuktu.
Ça signifie "lumière du tigre" en Sanskrit.
Sanskritçede "kaplanın ışığı" demek oluyor.
Avez-vous lu "la dame du tigre"?
"Kadın mı Kaplan mı" hikayesini okudunuz mu?
Derrière une porte, un tigre, prêt à le déchiqueter, et derrière l'autre, sa dame, avec laquelle il serait libre de finir sa vie.
İki kapıdan birinde adamı parçalayacak bir kaplan, diğerinde ise bir kadın var. Bu güzel kadınla evlenirse özgür kalacak.
Plus jeune, quand je lisais une histoire, je croyais que la princesse choisissait le tigre car qui voudrait voir l'homme qu'on aime passer le reste de sa vie avec une autre femme?
Hikayeyi okuduğumda gençtim. Prenses kaplanı seçer sanıyordum. Yani kim sevdiği adamın başka bir kadınla hayat sürmesini ister?
- Un tigre!
- Bu bir... - Kaplan!
- Un alligator.
Kaplan! Timsah.
- C'est un...
Bu bir... Kaplan.
Tout ce que je peux faire pour le moment c'est porter le tigre sur la montagne.
Şu an yapabileceğim tek şey kaplanı dağın üzerine taşımak.
Dégage, maman tigre!
Geri bas, kaplan anne!
Un flic! C'est fini, maintenant, Caplan.
Bitti, Kaplan.
Ferme ta putain de gueule, Caplan!
Kapa çeneni, Kaplan!
Mais pour la police en général, vous êtes bien pire que ça :
Ama Emniyet güçlerine göre çok daha betersin, Kaplan.
Ce que vous avez fait, on vous le fera payer.
Orospu çocuğu Kaplan'la ne yaptıysanız bunun bedelini bütün teşkilat ödeyecek.
Vous êtes frappé du même mal que Caplan?
Umarım Kaplan gibi dengesiz değilsindir.
Commandant Eddy Caplan...
Yüzbaşı Eddy Kaplan, öne çıkın...
Avancez, Caplan.
Kımılda, Kaplan!
Ce conseil disciplinaire a décidé de vous démettre de vos fonctions au sein du SDPJ et de vous signifier votre radiation à vie de la police.
Yüzbaşı Eddy Kaplan, şu andan itibaren,... Disiplin Kurulu sizi Suç Araştırma Birimindeki görevlerinizden azletmiştir. Ömür boyu polislikten men edildiniz.
Foutez le camp!
Defol git, Kaplan!
Garde tes promesses pour Eddy Caplan. Si on est ici, dans cette merde, c'est bien à cause de lui.
Sözlerini Eddy Kaplan için tut,... çünkü bu boktan yerde olmamızın tek suçlusu o.
Doucement tigresse!
Ağır ol kaplan.
Doucement, chaton!
Ağır ol kaplan!