Translate.vc / Français → Turc / Kati
Kati traduction Turc
277 traduction parallèle
Vous n'avez pas l'air très sûr.
Ama kati konusmadiniz.
Ma vilaine habitude : les oeufs durs.
Kati yumurta sevmedigim gibi insanlari bekletmeyi de sevmem.
Ne trébuchez pas sur les coquilles en sortant.
Madem kati yumurta sevmiyorsunuz, o halde kabuklarina da basmayin.
Je ne cherche aucun résultat comparatif.
Ben mukayeseli değil kati sonuçlar peşindeyim.
Pour être exact, notre histoire débute le 4 Mars 1944.
Kati olmak gerekirse, hikâyemiz 4 Mart 1944'te başladı.
Il a dû coucher chez Kati ou Nena.
Ben nereden bileyim? Belki Kati ya da Nena ile birlikteydi.
On vous a formé pour servir un gentleman.
Hatırlayın, kati bir şekilde centilmenlerin centilmeni olarak yetiştirildiniz.
C'est la verite... mais un organisme qui a survecu a trois milliards d'electron-volts... doit etre compose d'une solide structure nucleaire.
Ama üç milyar elektron volttan kurtulacak kadar yoğun olan bir organizmanın kati nükleer maddeden yapılmış olması şart.
Dans quel but? En retour, la machine devait creer instantanement toute matiere... et ils pouvaient en imaginer la texture, l'emplacement ou la couleur... a n'importe quelles fins, Morbius!
Karşılığında o makine gezegendeki herhangi bir noktaya anında kati madde gönderebilir.
Ils m'ont fait une série d'examens intensifs.
Derken bir seri kati kontrol başladı.
Vous n'irez pas à son dîner?
- Kati kararınız nedir?
Buvons à ma premiére journée au domaine et à ma conviction que la malédiction n'est qu'une légende, et que le chien de l'Enfer n'effraiera jamais plus ceux qui traversent la lande la nuit.
Baskerville Konağı'ndaki ilk günüme içelim ve kati inancıma bu aile laneti denen şey efsaneden başka bir şey değildir ve Cehennem Köpeği gece bu çalılığa bir daha asla korku getirmeyecek.
Nous serons bien isolés.
Kati gizlilik içinde olacağız.
Ces catégories sont très spécifiques.
Bakın bu kategoriler oldukça kati.
Xavier, pouvez-vous expliquer en détail à ce tribunal le délit qui a conduit à votre arrestation?
Xavier, mahkemeye tutuklanmana neden olan kati saldırının açıklamasını yapacak mısın?
C'était comme si vous me parliez, Richard et toi, comme si vous me disiez que je pouvais pas partir pour de bon et qu'un jour ou l'autre, je reviendrais pour toujours.
Richard ve sen sanki benimle konuşur gibiydiniz. Sanki bana buradan kesin olarak ayrılamayacağımı söylüyordunuz ve günün birinde kati dönüş yapacaktım. Vahşi hayvanlara kavuşacaktın.
Taisons-nous un instant. Faisons un effort suprême, une action énergique, dans le but de sortir d'ici, - de réaliser...
Bir süreliğine hiç ses çıkarmayalım ve buradan nasıl gideceğimizin bir ifadesi olan kati bir iradî hareketle, üstün bir çaba sarf edelim.
Nous croyons à la résurrection et à la vie éternelle. Seigneur, dans ta miséricorde, exauce nos prières et accueille l'âme de ta fidèle.
Ebedi hayatta yeniden canlanacağımızın kati inancıyla, sana yalvarıyoruz merhameti sonsuz Tanrım.
La simplicité à l'état pur.
Kati sadelik.
... nous refusons tout essaie de fisSalité, tout essaie d'inspecter notre pays
Bu şeref bize çok pahalıya mâl oldu. Ülkemizi denetleyecek, kontrol altına almaya çalışacak her girişimi kati surette reddediyoruz.
Mon jugement s'y opposait, mais elle a formulé son souhait... avec tant de grâce et de fermeté que je ne puis m'y opposer.
Bu durum benim üstün sağduyuma ters düşmekte. Fakat bu konudaki isteğini, o kadar kati ve nazik bir dille anlattı ki hayır diyemedim.
C'est Stiller, l'assassin.
Kati bu, Stiller.
En aucun cas... elle n'est autorisée à voir ma mère... ou à perturber la maison avant son départ.
Kati suretle... annemi görmesine... veya ayrılmadan önce evde olay yaratmasına meydan verilmesin.
Surtout moi. Mais je vais lui dire que j'ai finalement pris mon indépendance et définitivement.
Ama ona söyleyeceğim But I'm going to tell him kati olarak sonunda kendi hayatımı yaşadığımı.
Ils se laissent mener par le bout du nez à longueur de journée, en toute humilité.
Onları tüm gün dizginlere bağlamamıza izin veriyorlar, kati bir alçakgönüllülükle.
Ça a l'air d'être pour de bon.
Kati demez misin sen? Bence acayip kati birşey.
BUREAUX
OFİS KATI
Les tailles des orbites des électrons sont strictement limitées, et diffèrent selon les atomes de chaque élément.
Elektron yörüngelerinin boyutları kati biçimde sınırlı ve atomun her bir elementi için farklıdır.
Mais notre voisine nous rappelle durement... le destin possible d'un monde comme la Terre.
Fakat, her şeye rağmen en yakın komşumuz Dünya benzeri bir gezegenin muhtemel kaderiyle ilgili kati bir uyarıdır.
Je vous avais formellement interdit de le faire.
Efendim, size bu konuda kati emirler vermiştim.
VIDE-ORDURES POUR CARBURANT
KATI YAKIT
Exactement 26 mn ou il peut rester en vacances en permanence.
Tam olarak 26 dakika kaldı. Artık gittiği tatilde kati olarak kalabilir. Piç.
Mlle Stoner, il est urgent que vous suiviez mes conseils à la lettre.
Bayan Stoner, her hususta benim tavsiyelerimi kati şekilde uygulamanız çok önemli.
Je t'ai effacée une fois pour toutes.
Kati olarak seni siliyorum.
Vous voyez... j'ai le double de votre âge... nos souvenirs sont les mêmes.
Gördügün gibi... Yasim seninkinin iki kati ama anilarimiz ayni olacak.
Mais j'ai de bonnes raisons de penser que ce show est un véritable triomphe.
Ama, gösterinin tam bir zafer olduğuna inanmam için başka kati sebeplerim de var.
Lit double, avec la même vue que dans le salon.
Oturma odasindaki manzara ve iki kati büyüklükte.
La voie la plus sûre vers ce continent... est fermement établie : ouest quart sud-ouest sur 750 lieues... jusqu'à Saint-Domingue.
Yeni kıtaya uzanan en emin rota, kati bir şekilde saptanmış olup güneybatı üzerinden batıdaki Santa Domingo'ya uzanan 3.750 km.lik bir hattır.
Mme Krabappel, j'aimerais rester mais j'ai des responsabilités.
Krabappel, Kalmak isterdim ama bu üniforma kati sorumluluklar taşıyor.
Les ordres du roi...
Kralın kati emri var...
Il a du caractère.
Kati bir kişiliği var.
Il a été établi que c'est le même couteau qui a été utilisé pour le meurtre satanique et celui de la fille.
Pressman'ın satanik ölümündeki bıçağın buradaki bebek bakıcısının ölümünde de kullanıldığını kati surette ispat etmiştik. Cinayetleri Martin mi işlemiş?
Mettons les choses au point, une fois pour toutes.
Bay Halton, bu işe kati olarak nokta koymak konusunda ısrar ediyorum.
Mettez un col ancien rigide à chacun de vos pilotes.
Dalïs-bombalama pilotlarïna eski moda katï bir yakalïk verin.
"Un col ancien haut et rigide."
"Yüksek, sïkï, eski moda, katï bir yaka."
- Je me suis trompé d'étage.
Kati sasirmisim.
Kati.
Kati.
MEUBLES SUPER DURS 2e ÉTAGE :
BİRİNCİ KAT-ŞİKAYETLER ASMA KAT KATI MEFRUŞAT
Pour de bon?
Çok kati, değil mi?
Je voudrais savoir ce que nous allons faire concrètement contre la guerre.
Savaşa karşı katî çözümlerinizi öğrenmek istiyorum.
Le phaseur...
Dinlemekte olan her varlığa, adaletin... kanunlar çok kati oldukça mümkün olmayacağını söylüyorum.