Translate.vc / Français → Turc / Kayak
Kayak traduction Turc
1,397 traduction parallèle
Un Opéra... une station de ski, un bon restaurant tha'i...
Bir opera binası. Kayak merkezi. İyi bir Thai restoranı.
Il va au ski, pas au Vietnam!
Kayak kampına gidiyor Vietnem'a değil.
Je t'ai appelé pendant ton week-end de ski...
- Kayak gezisinde seni arayıp -
... fabriqués à partir de bonnets.
-... kayak malzemesinden yapılmış maskeler.
Gustav et Emil pourront faire du ski.
Gustav ve Emil kayak yapmasını öğrenirler.
- En équipe de compétition.
O rekabetçi kayak için kullanılır.
Tu te souviens quand on est allés skier avec les Danner et leurs chiens?
Korkunçtu. Danner'lar ve doberman'larıyla kayak yaptığımı hatırlıyor musun?
Je pensais que vous deviez aimer aller aux sports d'hiver.
Kayak tatillerine çıkmayı seviyorsun diye düşünmüştüm.
Il y a un club de biologie et ce week-end, je pars faire du ski.
Burada bir biyoloji kulübü var ve bu haftasonu kayak yapmaya gideceğim.
N'oublie pas ce qu'a dit le moniteur.
Kayak öğretmenin söylediklerini hatırlamalıyım.
Il me prendra à la maison, mes vêtements de ski y sont, et j'y passerai la nuit précédente pour laver des trucs.
Beni evden alacak. Kayak giysilerim orada. Önceki gece evde kalıp biraz çamaşır yıkayacağım.
Elle est partie au ski.
Kayak yapmaya gitti.
Etant donné qu'on est tous devenus amis, ce serait formidable d'aller skier à Aspen, ce week-end.
Biz de diyoruz ki ; madem çok yakın arkadaş oldular. Bir hafta sonu hepsini Aspen'e.. .. kayak tatiline gönderebiliriz.
Skier à Aspen!
Ah Tanrım. Aspen'de kayak.
On va tous à Aspen pour le week-end!
Çocuklar. Hafta sonu hep birlikte Aspen'e kayak yapmaya gidiyoruz.
Je vais skier avec mes nouveaux meilleurs potes!
- Yeni en iyi arkadaşlarımla kayak!
Je n'ai pas skié depuis des années.
Uzun zamandır kayak yapmamıştım.
Prêts pour aller skier?
Kayak için hazır mısınız?
Un moniteur vous attend "Piste des lapins".
Siz tepedeki kayak dersinizi kaçırmayın. Tamam
Parce que, si on fait du ski, avant tout c'est pour...?
Çünkü kayak ne demektir? Güzel vakit... geçirmek. Doğru.
Alors, quelques règles de sécurité : regardez loin devant.
.. bazı güvenlik kurallarını anlatacağım. Öncelikle, kayak yaparken sadece..
Désolée, Stan. Mais en ski, Tad assure plus que toi.
Ama Tad kayak yaparken hep en doğru hareketleri yapıyor.
Aspen est fière de vous présenter une nouvelle course de l'extrême.
Aspen Kayak Merkezi bir başka inanılmaz yarışı sunar.
Le 7 fois champion du monde, natif d'Aspen, Tad Macowski contre Stan Marsh, âgé de 8 ans.
7 kez Aspen kayak şampiyonu olmuş Tad Mikowski, 8 yaşındaki Stan Marsh'a karşı.
Le K-13? Mais c'est la descente la plus dangereuse d'Amérique!
Ama orası Amerika'nın en tehlikeli kayak pistidir.
On n'en veut pas de votre super cadeau.
Süper gizli eğlence fiyatı falan istemiyoruz tamam mı? Biz sadece kayak yapmak istiyoruz.
D'abord, tu mets le masque, et avec le chalumeau, tu perces le toit.
Tanrım, beyler sizin hiç mi oyuncağınız yok? Önce siyah kayak maskesini takıyorsun ve sonra pürmüzle çatıda bir delik açıyorsun.
Tu te rappelles, la patinoire, les patins?
Hatırladın mı, buz ve kayak?
Le moniteur de ski!
Kayak hocası.
Quoi, tu veux en acheter une 2ème pour pouvoir les conduire comme une paire de skis nautiques?
Ne, bir tane daha alıp kayak yapar gibi mi süreceksin?
Je vais te dire une chose, le roi du Ski, pourquoi tu ne ramènerais pas du poulet à ta maman? Ça m'éviterait d'avoir à te botter le cul!
Sana ne olduğunu anlatacağım, Kayak Kralı, neden annenin eve biraz tavuk getirmesini sağlamıyorsun ve böylelikle kıçına tekme atmama gerek de kalmaz!
Et de la station suisse ils prennent un hélico!
Kimsenin dikkatini çekmezler. Bir kayak merkezinden havalanacaklardır.
Alors, ce dois être une station de ski, proche de de la frontière suisse... Dans quelle station peux-tu poser un hélicoptère?
İsviçre sınırına en yakın kayak merkezini bulmamız gerekli.
Mai non, ce sont des locaux... Sûrement des moniteurs...
- Kayak merkezinin kiralık arabaları.
La seule piste de ski à des kilomètres à la ronde.
Birkaç kilometre mesafedeki tek kayak pisti.
Je m'en sers pour faire du skate.
Kayak için kullanıyorum bunu.
On ne peut pas faire du ski ici?
Kayak yapamayacak mıyım yani?
- Il a pas progressé, .. depuis la classe de neige!
İlkokuldaki kayak derslerinden beri pek bir ilerleme kaydetmemişti.
Va-t-on se servir de cette porte pour glisser sur l'escalier?
Kapıya doğru kayak yapar gibi kaymalı mıyız?
Tu l'emmènerais à la fête foraine, faire du ski...
Onu lunaparka götürürdün, kayak yapmaya giderdiniz...
- Moi je voulais faire du ski. - Oh mon Dieu.
- Ben kayak yapmak istemiştim!
Là, il est avec ses amis, au ski. C'était à Sugadaira, dans le Shinshu.
Bu, geçen sefer bahsettiğim kayak merkezindeki fotoğrafı.
- J'ai un kayak.
- Kanom var.
Elle a un kayak.
Kanosu var...
Viens snowboarder avec moi ce week-end.
Bu haftasonu benimle kayak yapmaya gelmelisin.
Bon, le ski c'était pourri.
Kayak çok kötüydü.
Allergie au ski.
Kayak kazası.
- Même en pantalon de ski.
Kayak pantolonu giysen bile.
Voilà, quoi.
Sonunda kayak yapabileceğiz.
Non.
Kayak yapmaktan hoşlanmadınız mı çocuklar?
- Skier, ça craint.
Kayak yapmak çok boktan.