English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Lace

Lace traduction Turc

162 traduction parallèle
Lace-moi les chaussures, Maria.
Ayakkabılarımı bağla, Maria.
Attendez un instant, je lace ma chaussure.
Ayakkabımı bağlayana kadar bekle.
Lace!
Lace!
Merci, Lace.
Sağol Lace.
- Je lace mes chaussures.
- Ayakkabımı bağlıyordum.
Lace tes godasses!
Büyü artık.
Cutter ne lace pas ses chaussures sans permission.
Cutter izin almadan ayakkabılarını bile bağlayamaz.
"Chantilly Lace", était le nom de la chanson.
"Chantilly Lace." Şarkının adı buydu.
Comment ça va, Lace?
Nasıl gidiyor, Lace?
Qu'est-ce qui vous est arrivé?
Başına ne geldi, Lace? Özür dilerim.
J'aime beaucoup ces chaises, Lace, je vous assure.
O sandalyeleri seviyorum. Onları seviyorum ve onları sen yaptın.
- Je ne veux pas, Lace.
Sana paranı geri vereceğim. - Parayı geri istemiyorum.
- J'ai découvert certaines choses, Lace.
- Bazı şeyleri anladım.
Je suis vraiment désolé, Lace.
Çok üzgünüm, Lace.
Tu l'as toujours su, Lace.
Her zaman biliyordun.
Lace... mon amour...
- Lace. - Ne?
Je lace mes sandales toute seule.
Her işimi kendim görürüm.
150... par où ça se lace?
150 dolar. Delikleri nerede? İçinde.
Lace Ton Brin... Laisse Ton Brian...
Alo, anakara.
Smith Hawkins, Scully Scully, Cuddledown, Linen Lace, Plow Hearth, Victoria's Secret, Wolferman's, Neiman Marcus, Coldwater Creek, Norm Thompson, J. Crew,
Smith Hawken, Scully Scully, Cuddledown, Linen Lace, Plow Hearth, Victoria's Secret, Wolferman's, Neiman Marcus, Coldwater Creek, Norm Thompson, J Crew, Sharper Image, Garnet Hill, Hammacher Schlemmer.
Lace tes chaussures.
Ayakkabılarını bağla.
Glace, lace, jace, wace?
Yüz gibi! Base. case. dase.
Tu veux te suicider? Lace tes pompes et mange de la viande.
İntihar etmek istiyorsan, ayakkabını bağla ve bir lokma "braciole" al.
Faut que je lace ma chaussure.
Ayakkabımı bağlamalıyım.
Souvent quand je lace mes souliers, je ne m'aperçois qu'après que ma languette, que je croyais rentrée, pend toujours à l'extérieur
Sık sık, özellikle de ayakkabılarımı bağlarken, Hep sonrasında dilimin farkına varırım, Ben onu içeride tuttuğumu sanırken, onun dışarıya sarktığını!
Il me faut 2 exemplaires de Playboy, Club X, Chic Hard, Extrême Sex Club, Sextases, Sex Bolides, Sexy Clic, Charnelles et Bad'Sex.
İkişer tane Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty ve Juggle istiyorum.
Lace, tout va bien?
Lace orada herşey yolunda mı?
Donc à votre réveil, en voyant son absence, avez-vous appelé le club?
Uyanıp onun burada olmadığını gördüğünüzde Lace'i mi aradınız?
Elle dansait au Lace avec votre femme, elle s'appelle Margot Hennessey.
Lace'te karınızla birlikte dansçıymış. Adı Margot Hennessey.
White lace And promises
# Beyaz dantel ve verilen sözler #
Dis-moi ce qui s'est passé là-bas.
Neler olduğunu anlat bana, Lace. Orada ne oldu?
Ton dernier shoot remonte à quand?
İlaçlarını en son ne zaman aldın, Lace?
- Écoute-moi!
Lütfen. Lanet olsun, Lace.
Maintenant, lace-moi ça.
Şimdi bağcıklarını bağla bakalım.
Ils avisent un gosse penché en avant qui lace sa chaussure.
Ayakkabısını bağlamak için eğilmiş küçük bir çocuk görürler.
Avez-vous pu échanger des regards avec l'homme qui lui lace ses chaussures?
Gözlerinde onu etirip, doğru yöne çekermisin?
Dépêche-toi, Lace.
Acele et, Lace.
Aide-moi, Lace.
Yardım et bana, Lace.
- Tu pries, Lace, mais tes Dieux ne répondent pas.
Lace, dua ediyorsun ama Tanrıların karşılık vermiyorlar.
Je ne lace plus vos souliers.
Sana bir soru sordum.
Attendez!
- Lace, bekle.
C'est bon, Lace.
Çok güzel, Lace.
Tu devrais appeler Lace.
- Hayır.
Merci, Lace.
Sağol, Lace.
Lace?
Lace.
Oh, non, mon patin n'est pas lacé.
Olamaz, patenimin çözüldü.
Et la 1ère fois où tu as lacé tes chaussures.
Ayakkabılarını ilk bağlayışını hatırlıyorum ve hani....
- J'ai lacé ma chaussure.
- Ayakkabımı bağladım. - Olsun.
Et il était lacé!
Ve bağcıkları bağIıydı.
Jack, vous avez lacé vos patins comme un professionnel.
Jack, onları bir profesyonel gibi bağladın.
Je ressemble au gars de la pub Arrow, j'ai lacé mes patins comme un pro, et j'ai réellement mangé mon muffin de façon fabuleuse.
Arrow gömlekleri mankenleri gibiyim, patenlerimi bir profesyonel gibi bağladım ve kekimi yemekle harika bir iş yaptım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]