English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Lanyon

Lanyon traduction Turc

46 traduction parallèle
Tout à l'heure, le Dr Lanyon m'accompagnera.
Gideceğim yere Dr. Lanyon bırakacak.
Je parierais que votre ami a un atout dans sa manche, Dr Lanyon.
Eminim arkadaşınız yine bir şeyler karıştırıyordur, Dr. Lanyon.
- Votre désaccord ne m'étonne pas.
- Benimle aynı fikirde olmanı beklemiyorum, Lanyon.
Désolé.
Üzgünüm, Lanyon.
Lanyon, excusez-moi auprès du général, je m'excuserai moi-même auprès de Muriel.
Lanyon, Generale özürlerimi sen ilet... ben Muriel'in gönlünü alırım.
Le Dr Lanyon.
Dr. Lanyon.
Vous l'entendez, Lanyon?
Duyuyor musun, Lanyon?
- Bonsoir, Lanyon.
- İyi geceler, Lanyon.
Venez, Lanyon.
Gel, Lanyon.
Il n'y a pas de limites, Lanyon.
Sana söylüyorum, sınır diye bir şey yok, Lanyon.
Fou, Lanyon?
Deli mi, Lanyon?
- Merci, Dr Lanyon.
- Teşekkür ederim, Dr. Lanyon.
Cher Lanyon, Mortellement désespéré, je vous supplie de faire ceci :
Sevgili Lanyon, Zor durumdayım, lütfen söylediklerimi yap.
Pardon, Dr Lanyon.
Affedersiniz, Dr. Lanyon.
Attention, laissez-moi partir.
Seni uyarıyorum, Lanyon, bırak gideyim.
Pour la dernière fois, laissez-moi partir.
Son kez soruyorum, Lanyon, gitmeme izin verecek misin?
Très bien.
Peki o zaman, Lanyon.
Et maintenant, me laisserez-vous boire ce verre et partir sans poser de questions?
Evet, Lanyon... bu bardağı alıp hiçbir soru sormadan gitmeme izin verecek misin?
- Très bien.
- Pekala, Lanyon.
- Je suis un assassin.
- Ben bir katilim, Lanyon.
Ne soyez pas mon inquisiteur.
Beni sorgulama, Lanyon.
John Lanyon... PS :
Sevgilerimle, John Lanyon
Je vous attendais.
Sizi bekliyordum Doktor Lanyon.
Lanyon, vous ne pouvez venir et je ne peux en dire davantage.
- Dur bir dakika Lanyon. Benimle gelmene izin veremem, sana daha fazlasını anlatamam.
Vous devriez me laisser partir.
Gitmeme izin versen iyi olur Lanyon.
Une dernière fois, laissez-moi partir seul!
Son kez söylüyorum Lanyon, yalnız gitmeme izin verir misin?
Pour la dernière fois... laissez-moi partir avec ce verre.
Tekrar soruyorum Lanyon bu bardağı alıp gitmeme izin verecek misin?
Je le connais, c'est le Dr Jekyll.
- Doktor Lanyon ben bu beyefendiyi tanıyorum ama. O Doktor Jekyll. Biliyorum.
Lanyon, ça fait 2 heures que je t'appelle. On est mercredi.
Lanyon, iki saattir sana ulaşmaya çalışıyorum.
Mlle Marchant, voici Eric Lanyon, profileur vedette et chic type.
Bayan Marchant, sizi yıldız elemanımız Eric Lanyon ile tanıştırmama müsaade edin.
Il y a un an, quand on a trouvé la première victime, Lanyon n'arrêtait pas de dire que c'était un inadapté. On ne l'a pas cru.
Yaklaşık bir yıI önce cinayet masası ilk kurbanı bulduğunda Lanyon bir sosyopat olduğu konusunda ısrar etti.
Ça m'a appris à la fermer et à faire confiance à Lanyon.
Çenemi kapatıp Lanyon'a güvenmeyi öğrendim.
Lanyon, c'est Kerrest.
Lanyon, ben Kerrest.
Salut, Lanyon.
Lanyon.
Ça m'a appris à la fermer et à faire confiance à Lanyon.
Çenemi kapamayı ve Lanyon ne söylerse ona güvenmeyi öğrendim.
Lydia, Lanyon a accès à toutes les preuves!
Bir düşün Lydia Lanyon sıradaydı ve bütün kanıtlara ulaşabiliyordu.
- Lanyon, ton arme! - Lâche ton flingue!
Lanyon, silahını bırak.
Ne l'écoute pas, c'est Lanyon.
Onu dinleme, o Lanyon!
Lanyon peut être au courant pour le week-end, mais pas pour ça.
O hafta sonundan Lanyon'a bahsetmiş olabilirdim. Bu sadece benim bileceğim bir şey değil mi?
Lanyon.
Lanyon.
Fou?
Deli mi, Lanyon?
Pour votre salut!
Kendi iyiliğin için Lanyon.
Lanyon est incollable sur ce taré.
Lanyon sıcak semtimizin kaçığı hakkında ne varsa her şeyi bilendir.
Attention!
Lanyon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]