Translate.vc / Français → Turc / Legos
Legos traduction Turc
57 traduction parallèle
Il joue aux legos?
Legolarla oynar mıydı?
- Comme des Legos.
- Legos desem yeter.
Elle aime dessiner et jouer avec des legos.
Resim çizmeyi ve legolarla oynamayı seviyor.
Et si tu ne peux pas faire face à cela, alors tu n'as qu'à rester assis là et jouer aux legos jusuq'à ce que tu sois vieux.
Ve eğer buna göğüs geremezsen, burada oturup yaşlanana kadar Leggo oynayabilirsin.
Premierement je voudrais remercier le musée de Legos pour cette magnifique réception.
Öncelikle Lagos Müzesi'ne, bu muhteşem tören için teşekkür etmek istiyorum.
Je pensais que votre homme s'occuperait d'eux à Legos.
Adamların onlarla Lagos'ta ilgilenecek sanıyordum.
- Des Legos...?
O birbirine bağlanan oyuncaklara ne denirdi...?
Nous avons utilisé un donneur de tissus, aussi pour le côté droit de votre crâne Comme les maillons d'une chaîne... Comme des Legos...
Donör'ün deri ve beyninin sağ yarısını kullandık ve sizinki ile birleştirdik..
Ses dinosaures sont moches et elle n'a pas beaucoup de Legos.
Dinozorları çok çirkin ve onun çok fazla Lego'su yok.
C'était pendant la guerre, quand on appelait les sushi "Legos" et personne n'en avait jamais entendu parler.
Suşiye özgürlük kaydı denilen savaş yıllarıydı ve hiç kimse daha önce duymamıştı.
Impossible de voir les tissus avec des pixels gros comme des legos.
Pikseller, lego büyüklüğündeyken doku karakteristiği yapmak imkansız.
Mon neveu de 6 ans joue avec des Legos.
6 yaşındaki yeğenim Legolarla oynuyor.
Je n'ai pas balancé tes legos à la crèche.
Gymboree * olup seni sıkmaya çalışmıyorum..!
Maintenant tu devrais faire la paix avec M. Griffin en lui montrant tes Legos.
Peki şimdi neden bazı şeyleri düzeltmek için Bay Griffin'e legolarını göstermiyorsun?
Tu as des Legos?
Legoların mı var?
Je porterai des chaussures en legos.
Legolardan yapılmış bir ayakkabı giymemi de istediler.
Je lui ai pris des Legos.
Ben lego almıştım.
Avant d'intégrer pour quatre mois le programme UNICEF au Lagos.
Legos'taki UNICEF programına kabul edilip dört ay boyunca orada kalmadan önce.
J'ai aidé ma fille a bâtir une maison en Legos.
Ben geçen haftasonu kızımın legolardan bir ev yapmasına yardım ettim.
C'est un coyote pour les "Legos" et un menteur pour le "navajo indien".
Davetsizler için bir çakal üçkağıtçılar için Kızılderili.
Tu adores tes vieux Legos et refuses de les donner, quoi que dise ta mère.
Eski Lego oyuncuklarını seviyorsun ve annen ne derse desin onları atmasına karşı çıkıyorsun.
- Parce que tu sais, il suffit pas de faire bouger les Legos : il faut de l'émotion.
Söylemem lazım ki, Lego'ları hareket ettirmek yetmiyor insanın kalbine dokunması lazım.
J'avais prévu de jouer aux legos de 16 h 55 à 17 h 19, ce qui me laisse deux minutes de battement avant que ma mère arrive.
Legolarla oynamak için sadece 24 dakika ayırmıştım ki annem gelene kadar hazırlanmama da 2 dakikam kalıyor.
Tu as fait ça avec des Legos?
Dostum, bu şeyi Legolardan yapıyorsan nasıl doğru olabilir ki?
Ou Legos?
Logo mu?
Non c'est les Legos et les photos.
Hayır, içinde legolar ve resimler var.
J'ai associé un fait historique célèbre à propos de la Bohème avec le souvenir de mes grands parents, Mee-Maw et Pop-Pop fredonnant des chants de Noël moi assis près du feu, essayant de construire un accélérateur de particules à haute énergie avec des Legos.
Bohemya ile ilgili çok iyi bilinen tarihi bir gerçek ile ben şöminenin önünde oturmuş legolardan yüksek hızlı parçacık ivmelendiricisi yapmaya çalışırken ninem ve dedemin söylediği yılbaşı ilahilerini birleştirdim.
C'est genre, les legos, les magnets.
Legolar, magnetler...
On dirait un sac de Legos.
Bir çanta lego gibi.
Des Legos partout.
Her yerde Legolar var.
Mercerdi dernier, tu as acheté des legos en ligne, village médiéval à monter soi-même.
Geçtiğimiz çarşamba, internetten ortaçağ çarşısı konulu bir Lego satın aldın.
Si tu es sur le site de legos, tu es un adulte prépubère flippant.
Eğer yine Lego sitesine girdiysen, büyük bir ucubesin demektir.
Tu sais, Wayne est dans la salle à man - ger il joue avec tes Legos!
Wayne yemek odasında Legolarınla oynuyor.
Je me suis crée en faisant affaire avec des psychopathes et des criminels pendant que tu jouais encore avec tes Legos.
Sen daha oyuncaklarınla oynarken ruh hastaları ve suçlularla anlaşmada yer edinmiştim ben.
Ou aux legos.
Ya da küplerle.
On pourrait jouer aux legos.
Küplerle de oynayabiliriz.
On peut jouer à un jeu, on peut aller au parc, on peut aller au zoo, on peut aller à SeaWorld ou Disneyland ou Legoland, ou on peut jouer aux legos dans la maison, ou on peut jouer à la maison, ou on peut construire une maison, et on peut écouter de la musique house.
Oyun oynayabiliriz, parka gidebiliriz, hayvanat bahçesine SeaWorld'e, Disneyland'e ya da LegoLand'e gidebiliriz, ya da evde lego oynayabiliriz ya da evcilik oynayabiliriz, ya da bir ev yapabiliriz ya da house müziği dinleyebiliriz.
Vous jouerez avec les Legos que je t'ai achetés. Des Legos?
Sana aldığım Lego'larla oynarsın işte.
Tous tes Legos dans le tiroir du bas.
Bütün Legoların Alt çekmecede duruyor.
Je vais jouer aux Legos dans ma chambre!
- Odama gidip Lego oynayacağım.
Tu voulais dire "Je vais jouer aux Legos dans ma chmabre, papa."
"Odama gidip Lego oynayacağım baba."
Ils jouent aux Legos, non?
Legolarla oynuyorlar, değil mi?
tu devrais te soucier des légos et de faire pipi dans le pot.
Bloklar ve lazımlığa işemek konusunda endişelenmelisin.
Soixante briques pour peindre avec les doigts et jouer aux légos.
Parmak boyası ve lego kule yaptırmak için 60.000 dolar alıyorlar.
En tant que personne qui vient juste de finir la majorité de sa vie en prison, qu'est-ce qui se passe avec les légos?
Hayatının çoğunu hapishanede henüz harcamış biri olarak, legolarla ne oldu?
Les légos, c'était simple.
Legolar basitti.
Les légos Harry Potter. Les légos Star Wars.
Harry Potter legoları, Star Wars legoları.
Bizarrement, introduire une fille dans ce groupe d'originaux les a rendus plus concentrés que faire du pudding ou jouer aux Legos.
Ona "taş ocağında" iyi geceler diledim. "Bana", demek istemiştim.
Je ne pouvais pas acheter de légos assez vite.
Ona yetişebilecek hızda Lego alamıyordum neredeyse.
Ça et les légos.
Ve de... Legolar.
Es-ce que je dois partager mes Légos avec elle?
Legolarımı onunla paylaşmak zorunda mıyım? Tabii ki de hayır.