Translate.vc / Français → Turc / Lilian
Lilian traduction Turc
164 traduction parallèle
Je préfère Lilian Russell.
- Bence çok çekici.
Mettons Lilian dans la rose et Susan, dans la verte.
Lilian'ı her zaman pembe odaya koyabiliriz. - Susan'ı da yeşil odaya koyabiliriz.
- Bon retour, Lilian.
- Tekrar hoşgeldin, Lilian.
Bonjour, ainsi vous-êtes Lilian?
- Merhaba... Sen Lilian olmalısın.
- Lilian, étudiante.
- Ben de Lilian, öğrenciyim.
Voici Ake. et Lilian.
Bu, Ake. Bu, Lilian.
Lilian, n'oublie pas de faire exactement comme je dis.
Lilian, söylediklerimi unutma.
Ake, tu peux t'asseoir là-bas, pendant que Lilian se met dessous et met tes jambes sur ses épaules...
Ake, Lilian sana doğru yatıyor, sen aynen öyle duruyorsun, Ve onun bacaklarını omuzuna yerleştiriyorsun...
Vous êtes Lilian, Gitta.
Gitta, sen Lilian'sın.
Lilian, merci beaucoup.
Lilian, çok teşekkür ederim.
- Bonjour, Lilian Bonjour.
- Günaydın, Lilian. - Günaydın.
Appelez Lilian Grey, l'assistante du Gouverneur.
Valiyi ara.
- Lilian, je sais ce que je dis. - Pas de publicité
Demek istiyorum ki... aleni değil.
Lilian le sait. Le Président du Conseil de la Prison... doit approuver tout ce qui concerne l'établissement.
Hapishane yönetimi başkanının bu hapishaneye ait... her şeyi onaylaması bekleniyor.
Il y a... Lilian Grey au téléphone.
Lillian Gray hatta.
Le Sénateur a appelé Lilian, hier soir.
Dün gece Lillian'ı kendisi aradı.
- Lilian.
- Lillian.
Lilian... Je sais que tu peux le faire.
Lillian yapabileceğini biliyorum.
Lilian?
Lillian!
Si vous avez besoin de compagnie, je peux vous présenter Lilian.
Arkadaş isterseniz sizi Lilian ile tanıştırabilirim.
Y a que le moustachu qui a ficelé Lillian Gish aux rails qui dirait ça.
Hiç kimse böyle bir şey söylemez bıyıklarını burup, Lilian Gish'i tren vagonlarına bağlamadığı sürece.
Elle s'appelle Lilian.
Adı Lillian.
Rose, c'est Lilian Thurman.
Rose, ben Lilian Thurman.
À moins d'être Lilian Miller. C'est vrai.
"Lillian Miller" olmadığın sürece tabi.
Le mari de Lilian l'a emmenée en Espagne.
Lillian'nın ailesi kendisine sürpriz bir İspanya gezisi ayarlamışlar!
J'ai pas une minute à consacrer à mon corps. Lilian Miller... a cuisiné toute la journée pour amener des gâteaux à l'école.
Lillian Miller bir keresinde okul kermesine 20 tane ev yapımı pasta yapıp getirmişti.
Ma tante Lilian.
Evet, LiIian Teyze'm için.
L'enterrement de tante Lilian doit l'être tout autant.
LiIian Teyze'min cenazesi de göz kamaştırıcı oImaIı.
On présente Lilian Montrose de 1 5 à 1 8 h.
Şu anda LiIian Montrose'un ayini saat 3 iIe 6 arası.
Mais tante Lilian a tenu bon.
Ama LiIian Teyzem devam etti.
Elle s'appelait Lilian.
Bana güzel elbiseler giydirirdi.
Vous êtes Mme Lilian Clarke?
Bayan Lillian Clark siz misiniz?
C'est peut-être Ridgeway qui l'a récupérée.
Belki Lilian Dillard'ı alan Ridgeway'di.
Que pouvez-vous me dire sur Henry et Lillian Dillard?
Neden bana Henry ve Lilian Dillard'dan bahsetmiyorsun?
Grace devrait aimer. Sais-tu que Lilian et Brian ont fait l'amour dans chaque pièce de leur maison?
Biliyor musun, Lilian ile Brian evlerinin her odasında sevişmişler.
Bonjour, Lilian.
Şu an konuşamayacağım.
C'est Lilian. Une vieille amie.
Lilian, benim eski bir arkadaşım.
Lilian, encore toi.
Lilian, yine mi sen?
Ils ont fait l'amour dans chaque pièce, hein? Lilian et Brian.
Demek Lilian'la Brian evin her odasında seks mi yapmışlar?
Lilian pense qu'il peut être résponsable d'un autre décès.
Lillian onun başka birini daha öldürdüğünü düşünüyor.
Lilian nous a dit qu'Emma portait une bague cette nuit là.
Lillian o gece Emma'nın bir yüzük taktığını söyledi.
Voilà ce que je sais : il y a un rift ouvert aujourd'hui, juste là. Grâce au soldat venu chercher Lilian.
Düşündüğüm şey, Lillian'ı almaya gelen Patriot askeri için, tam burada, bugün bir "yarık" açılacak.
Je ne sais pas vraiment quoi en faire. Mais nous savons que Lilian peut être persuasive.
tam olarak bilmiyorum, fakat lilianın çok ikna edici olduğunu biliyorum.
Ah ouais? Et une personne appelée Lilian?
Evet pekala Bakalım lilian adı hakkında ne biliyorsun?
Sur une piste chaude, pour trouver Lilian, notre visiteur venue de Mongo.
Depolama yerininden yarım blok uzakta İllian'ın, mangolu ziyaretçimizin, izinde
Jim Brady, Lilian Russell...
- Onu görmeyi çok isterdim. - Peki.
- Lilian Russell? - Oui!
Ama ilk önce paradan konuşalım çünkü bu sıralar çok seçeneğim var.
Lilian Grey a l'autorisation du conseil...
İşin yürüme yöntemi böyle değildi.
Je vous dis pourtant, par égard pour Lilian...
Hayır, değil. Bunları size Lillian Gray'in ısrarı üzerine anlatıyorum... bazı sebeplerden dolayı size inandığı için.
JO YEUX ANNIVERSAIRE LILIAN!
İyi ki doğdun!
C'était Lilian.
Lilian'dı.