Translate.vc / Français → Turc / Link
Link traduction Turc
365 traduction parallèle
Non, je suis sur l'autre link.
- Siz de mi oynuyorsunuz? - İlk parkurdayım.
Le plus grand avocat de New York m'attend sur l'autre link.
Üzgünüm. New York'un en ünlü avukatı birinci parkurda beni bekliyor.
J'ai à vous parler, Link.
Link, önemli bir konu hakkında görüşmek istiyorum.
Link et moi avons à parler.
Link'le bir şey konuşmam gerekiyor.
- J'ai peur de les demander à Stephens.
Hayır. Whitey, Link'ten istemeye korkuyorum.
- Jamais il ne m'a donné autant.
Link o kadar para vermez.
Link le saurait.
Link öğrenir.
Je n'aime pas les assassinats de jockeys.
Ölü jokeylerden hoşlanmam Link. Düşündüğüm bu.
Je pars pour de bon, et non pour un week-end.
Hafta sonu için gitmiyorum Link. Temelli gidiyorum.
Je voulais être là si vous aviez besoin de moi.
Sorun değil Link. Burada olmak istiyorum, bana ihtiyacın olabilir.
Attention! Il vous tend un piège!
Link, seni tuzağa düşürmek istiyor.
Tu connais le procureur spécial nommé par le gouverneur?
Hükümetin atadığı yeni kahramanı, yeni özel savcımızı tanıyor musun? - Link Hall'u mu?
Link Hall?
- Evet, Hall.
Le monde ne doit pas savoir que Hall, l'ami de mon associé, prendra ma vie demain matin.
Senin bildiğini herkes bilsin istemiyorum. Şu Hall, ortağımın arkadaşı Link Hall yarın sabah yaşamıma son verecek.
- Link Jones.
- Link Jones.
Salut, Link.
Merhaba, Link.
Montre à Link Jones quel genre d'homme tu es.
Link Jones'a, nasıl bir adam olduğunu göster.
Coaley, montre à Link...
Coaley, Link'e sen göster.
Alors, Link, qu'est-ce qu'on va faire?
Pekâlâ, Link, bize ne olacak?
- C'est ta femme, Link?
- Senin kadının mı, Link?
Tu le lui as dit, Link?
Ona anlatmış mıydın, Link?
- Qu'as-tu fait, depuis le temps?
- Neler yapıyorsun, Link?
Que penses-tu de Lassoo, Link?
Lassoo hakkında sen ne düşünüyorsun, Link?
Alors, Link?
Pekâlâ, Link.
Qu'est-ce qui ne va pas avec ta femme, Link?
Kadınının nesi var, Link?
Je suis toujours le chef, Link.
Bu gösteriyi hâlâ ben yürütüyorum, Link.
Je veux que tu reviennes, Link, mais que ce soit comme avant.
Seni geri istiyorum, Link ama eski günlerdeki gibi istiyorum.
Tu peux dormir dans la grange, Link.
Ahırda uyuyabilirsin, Link.
Link, j'ai trouvé des couvertures.
Link, burada battaniyeler var.
N'est-ce pas, Link?
Doğru değil mi, Link?
D'accord, Link.
Tamam, Link.
Dis bonjour à ton cousin Link.
Kuzenin Link'e merhaba de.
On dirait que tu es chez toi, maintenant, Link.
Sanırım artık evin burası, Link.
Link est de retour et il reste.
Link geri döndü ve bizimle kalacak.
Toi et Link allez nous amener à Lassoo.
Sen ve Link bizi Lassoo'ya sokacaksınız.
Viens, Link!
Haydi, Link!
Pas vrai, Link?
Öyle değil mi, Link?
Link, tu sais comment faire bouillir le sang d'un vieillard.
Link, yaptığın ihtiyar bir adamın kanını kaynattı.
Je vais te tuer, Link.
Seni geberteceğim, Link.
Tu ne t'en sortiras pas, Link.
Bunu başaramayacaksın, Link.
Pourquoi toi, Link?
Neden sen, Link?
C'est étrange, vous savez, Link.
Biliyor musun, bu çok komik, Link.
N'est-ce pas, Link?
Tutabilir miyim, Link?
N'est-ce pas, Link?
Öyle değil mi, Link?
Tu es séduisant là-dessus, Link.
Atın üstünde iyi görünüyorsun, Link.
II n'arrivera rien, Link.
Hiç bir şey olmayacak, Link.
On va te tuer, Link!
Seni geberteceğiz, Link!
Tu dois venir me trouver, Link!
Senin gelmen gerekiyor, Link!
Tu viens, Link?
Geliyor musun, Link?
Link, oû sont-ils?
Link, neredeler?
Link Appleyard!
Link. Link Appleyard!