English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Liverpool

Liverpool traduction Turc

367 traduction parallèle
"Puis il s'est rendu à 65 Liverpool Rd, Islington, " chez un marchand d'oiseaux.
" Sonra da 465 Liverpool Yolu, Islington'da bir kuşçuya gitti.
Sérieusement, pour le Grand National...
Evet şimdi ciddiyet zamanı. Liverpool at yarışıyla ilgili.
Rendez-vous au National!
Liverpool yarışlarında görüşürüz.
Même si je le voulais... mes fonds sont à Liverpool.
İstesem de veremem. Param Liverpool'da.
Un beau jour, M. Earnshaw rentrait après être allé à Liverpool.
Birgün Bay Earnshaw Liverpool'dan eve dönüyordu.
Vous êtes déjà de retour de Liverpool?
- Çabuk dönmüşsünüz?
Je l'ai trouvé affamé à Liverpool, il était meurtri et presque mort.
Evet, sebebi var. Onu açlıktan ölmek üzereyken Liverpool'da bulduğumda tekmelenmiş, her tarafı çürümüş, nerdeyse ölmüştü.
L'un des meilleurs à Liverpool.
Liverpool'daki en iyilerden biri.
Les enfants, j'ai rencontré ce jeune homme à Liverpool, et il a accepté de me suivre ici.
- Oh, çocuklar. Bu küçük bey ile Liverpool'da tanıştım bizi ziyaret ediyor.
Je suis allé à Liverpool.
Liverpool'a gittim.
Je serai mon propre maître.
Liverpool'daki bir şirket için değil, kendim için çalışıyor olacağım.
- Non, à Liverpool, je voulais emprunter sur ton assurance.
- Liverpool'a gittim. Senin sigortan üzerinden borç almaya çalıştım, ama işe yaramadı.
Tu étais à Liverpool...
Beaky öldürüldüğünde sen Liverpool'daydın...
Elle vient de Liverpool. Du journal.
Liverpool'dan, o gazeteden.
Du "Liverpool Mercury".
" Liverpool Mercury.
De Liverpool.
Liverpool'dan geliyor.
 Liverpool.
- Liverpool'dasınız.
Hier, je me suis trouvé à Liverpool.
Dün sabah Liverpool'daydım. Neden veya nasıl, hiç bilmiyorum.
Qu'ai-je bien pu faire à Liverpool?
Liverpool'da ne yapıyordum ki acaba?
J'ai l'impression qu'il est parti pour Liverpool.
Tam olarak bilemesem de, sanırım Liverpool'a gitmiş olabilir.
Il venait de Liverpool le soir où il a "ressuscité".
O gece Liverpool'dan gelmişti... hani, ölüler diyarından geri geldi dediler.
Il avait été renversé par un taxi à Liverpool.
Ona bir taksi çarpmış. Liverpool'da bir eczaneye taşımışlar.
Vous saviez que j'étais ici?
Liverpool'da olduğumu nereden bildiniz?
Auriez-vous vécu à Liverpool?
Liverpool'da yaşamışsınız sanki gibi mi geliyor?
Je suis souvent venue ici.
Liverpool'u bilirim. Sık sık uğrardım.
Écoute. Ce soir à 19h10, un diplomate a pris le train, dans une petite gare près de Liverpool.
Dinleyin, bu akşam saat 7 : 10'da önemli bir diplomat, Liverpool'un hemen dışındaki ufak bir istasyondan trene bindi.
Des nouvelles du Liverpool Express?
Liverpool Expresi'nden haber aldınız mı?
Je rejoins le 1er contingent à Liverpool.
Evet efendim. 1. yedek kuvvetle birlikte Liverpool'a gideceğim.
M. Kristo a été obligé de partir pour Liverpool.
Bay Kristo'nun iş için Liverpool'a gitmesi gerekti.
Non, demain ce n'est pas possible.
- Korkarım bu imkansız. Hayır, gelemem, pazar günü de Liverpool'a gidiyorum.
On avance beaucoup... On l'a vu à Liverpool, Margate, Ostende et dans les Orcades.
Liverpool, Margate, Ostend ve Orkneys'de görüldüğü doğrulandı.
Les polices sont alertées, de Liverpool au Caire, de l'Europe à l'Amérique.
Liverpool'dan Kahire'ye dünyanın dört bir yanındaki dedektiflere haber verdik. Avrupa ile Amerika'nın her tarafına eşkâlini bildirdik.
Si on rate le vapeur à New York, comment être à temps à Liverpool?
New York'taki gemiyi kaçırırsak Liverpool'a zamanında nasıl ulaşacağız?
Attendez.
Bir dakika. " Cunard, The China. New York, Liverpool.
II était une fois dans la ville de Liverpool un homme... Il s'appelait Robinson Crusoë.
Liverpool şehrinde adı Robinson Crusoe olan bir adam varmış.
- Troisième officier sur un cargo qui faisait Boston-Liverpool-Le Havre.
- Bir şilepte 3. kaptandım. Boston'dan Le Havre ve Liverpool'a giderdik.
Il faudrait appeler ma mère pour qu'elle commence les préparatifs, et tu devrais appeler ton père à Liverpool.
İlk olarak annemi çağıralım ki hazırlıklara başlasın. Sen de babanı Londra'ya çağır.
Position : au large de Liverpool
Şu anda Liverpool'a bir gün uzaklıkta.
Le distingué George Harrison, de Liverpool
George Harrison, artistlerin efendisi.
On bat comme ça, à Liverpool
Evet, kağıtları Liverpool stili kar.
Tu serais un vieux Bostonien respecté et te voilà, petit vieux solitaire à Liverpool
Boston'ın saygın vatandaşlarından biri olurdun. Ama yanlış yola saptın ve ne oldu? Liverpoollu yalnız yaşlı bir adamsın.
A Liverpool.
Liverpool'da.
Vous en faites pas. Il ira avec moi.
Merak etmeyin, Liverpool'a gelir.
Chaque restaurant, café, vendeur de glaces, casino clandestin et boîte de nuit à Londres, Liverpool et Glasgow, seront détruits.
Londra, Liverpool ve Glasgow'da tüm restoran, kafe, dondurmacı, kumarhane ve gece kulüpleri yerle bir edilir.
Liverpool.
Liverpool.
Tu sais qui est de Liverpool?
Liverpoollu kim var sana söyleyeyim.
J'ai dit : "Turner, tu es mon proprio et je te dois 41 £ de loyer en retard. Je te les enverrai très bientôt de Liverpool."
Dedim ki, "Turner, sen benim ev sahibimsin ve 41 poundluk kalan kira borcumu çok yakında Liverpool'dan sana göndereceğim."
Liverpool?
Liverpool mu?
Et dimanche, je vais à Liverpool.
Keşke...
- Vous allez monter à Liverpool?
Liverpool'dan bineceksiniz sanırım? Hayır bayım, Belfast'tan.
Vous êtes qui aujourd'hui, Liverpool?
- Bugün hangi takımsınız, efendim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]