Translate.vc / Français → Turc / Lost
Lost traduction Turc
466 traduction parallèle
J'étais parti pour les faire, mec, mais j'étais sur un forum de Lost en train de causer à cette nana.
Kesinlikle bitirecektim adamım, ama gece bir "LOST" hayranları sitesine girdim, çıtırın birisiyle konuşuyordum.
Lorsque LOST HORIZON de Frank Capra apparut en mars 1937, il avait une durée de 132 minutes.
Capra'nın bu filmi 1937 Martında ilk gösterildiğinde toplam süresi 132 dakikaydı.
Vous avez vu "Le Poison"?
- The Lost Weekend'i gördün mü? - Görmek mi?
Ce génie a mis en scène deux pièces tout en jouant dans "Œdipe Roi".
Bu üstün yetenek, "Man in a Mousetrap" i yönetmişti The Lost Nymph'i de, üstelik bu iki filmi Oedipus Rex'te başrol oynarken çekmişti.
" l'm a little lamb who s lost in the wood
# Birisi olur
On sera à Perdido avant la nuit.
Monte. Varmak Hava kararmadan Lost.
- No! l've already lost the studio and l'm gonna lose my shirt because of him.
Onun yüzünden az kalsın donuma kadar bütün stüdyoyu kaybediyordum.
On dirait qu'ils s'arrêtent au "Lost Love".
Lost Love'da duracağa benzerler.
" "BUT JOHNNY FEDORA LOST ALICE BLUE BONNET" "
Atıştırmak ister misin?
Lac de Lost River.
Lost River Lake.
Désormais, je vous interdis de la laver ici.
Don't let me catch you again Now get lost!
Lui et moi et les chiens, nous avons traqué Jesse au clair de lune, jusque dans le "Lost Canyon".
Ben, o ve köpekler ayışığında Jesse'nin izini sürdük, Kayıp kanyonun içlerine kadar.
Le Lost Dude Ranch.
Lost Dude Çiftliği.
Le général a perdu trois de ses enfants.
General lost all three of his children to it.
Il a rencontré Joanna sur le tournage de Lost Man. Il a quitté ma mêre.
Joanna ile The Lost Man'in setinde tanışmış,... ve onca yıl onu destekleyen annemi terk etmiş.
C'est le seul de ses films que je ne peux pas regarder.
The Lost Man, babamın izleyemediğim tek filmi.
Je croyais vous avoir perdue.
I thought I'd lost you.
Meg, j'ai vendu "Le duc de Gloucester"! Cinq dollars!
Meg, "The Lost Duke of Gloucester"'i sattım. 5 dolar!
Je suis la mère de Perdus dans l'espace.
Lost in Space'deki anneyim.
J'étais perdu
# I once was lost
Le dernier bastion de liberté fut renommé Lost Vegas et Elvis fut couronné le King.
Özgürlüğün son kalesi "Lost Vegas" denen yerdi ve Elvis buranın kralıydı. Kırk yıl rock yaptıktan sonra Kral öldü.
Vous êtes sur K-LOST, la radio de l'Apocalypse.
Kıyametin radyosu K - LOST'u dinliyorsunuz.
LOST VEGAS 60 KM
LOST VEGAS 160 KİLOMETRE
Pas de rockers à Lost Vegas!
Kimse Lost Vegas'ta rock yapamaz!
J'ai vu Perdus dans l'espace.
Lost In Space filmini izledim.
"danger, will robinson."
"Lost ln Space". "Tehlike, tehlike, Will Robinson."
Frankie Muniz faisait déja figure de vétéran du cinéma, après avoir tourné dans les films Lost Found et Mon chien Skip.
Hal ve Oğulları Noel Ağaçları Hal ve Oğulları. Buna sen de dâhilsin Jamie.
# l'm lost in admiration, could I need you this much?
# Hayranlık içinde kayboldum, sana gerçekten bu kadar ihtiyacım var mı?
Quand elle a été séparée de lui, le paradis a été perdu.
havva ondan ayrıldığında, işte o an cennet kayboldu ( kayıp cennet / paradise lost ).
Mon programme préféré, Monde des perdus.
En sevdiğim TV dizisi "Land The Lost" tu.
Tu parlais Pakuni... Ia langue du "Monde des perdus"?
"Land of The Lost" taki Pakuni ile mi konuşuyordun?
Priscilla doit enrager, Janey a jeté lunettes et queue-de-cheval.
Priscilla's freaking out now that Janey's lost her ponytail.
T'as peut-être plus tes lunettes et ta super queue-de-cheval... mais pour ceux qui comptent, tu restes une ratée.
Look, you may have lost those glasses and that ponytail thing but you're still a loser.
Comme dans "The Lost Weekend".
- Evet. Şu kayıp hafta sonu.
l'm so lost without you.
Sensiz kaybolmuşum
2009 LOST MEMORIES "Mémoires Perdues"
_ 2009 Kayıp Hatıralar _
Tu gardes un bébé'sleestak'dans le fond du jardin. ( créatures humanoïde reptiliennes et insectoïdes d'une vieille série SF : Land of the Lost )
Arka bahçede bir sürüngen besliyorsun.
- J'lost the hand, Christine, you know.
Ellerim titriyor ve gözlerim de pek iyi değil.
C'est comme ça que j'imagine l'intérieur de mon crâne. - Un livre en cuir marron. - J'ai jamais vu un tel bric-à-brac.
- Rip : ismet "Lost and Found"
C'est le vaisseau Jupiter 2 de Perdus dans l " espace.
Bu Lost in the Space'den Jupiter 2.
Lost Junction est juste au bout de la route.
Yolun biraz yukarısında Lost Junction var.
Le type le plus méchant de Lost Junction.
Lost Junction'daki en huysuz adam.
Enfin, elle m'a emmenée me faire avorter à Lost Junction.
Neyse, annem çocuğu düşürmem için beni Lost Junction'a getirdi.
Il m'a aidée à quitter Lost Junction.
Lost Junction'dan çıkmama yardım etti.
Vous êtes le type qui était avec la fille de Lost Junction, celle qui a trucidé son jules.
Lost Junction'lu şu kızla birlikte buraya gelen adam. Kocasını öldüren kızla.
He just lost it.
Unutmuştur.
C'est quoi le lien entre Angel et Les Aventuriers de l'Arche perdue?
Angel ve "Raiders of the Lost Ark" arasındaki mesele nedir?
Paradis. Oh, "Le Paradis perdu".
Oh, Paradise Lost.
"Je te le dirai."
The Lost Boys'u izlemeye çalışıyorum. "Aldığımda sana haber veririm!"
J'ai franchi dents et gencives.
- ( "Lost in Love" ) Pekala. Dudaklardan dişetleri.
SI VOUS VOUS ENNUYEZ ECRIVEZ A VOTRE DEPUTE PARASITES PERDUS
Parasites Lost