Translate.vc / Français → Turc / Lowen
Lowen traduction Turc
111 traduction parallèle
Encore quelques jours. Lowen a appelé.
Demiryolu istasyonuna otel kuramazsın.
Un monsieur pour M. Davenheim. Gerald Lowen.
Belki de zarların üstüne üflemememden dolayıdır!
- M. Lowen!
Ziyaretçi mi?
Gerald Lowen perdit patience et décida de prendre congé.
Bay Wu Ling'in ortadan kayboluşundan haberdarsınız demek? Bay Wu Ling mi?
Il avait bel et bien disparu. Tout le monde avait vu Lowen.
Çinliler, 1878 yılına kadar 300 yıl boyunca orayı işletmişler.
Lowen... Ce nom m'est familier.
Yarım asırdır madeni bulmaya ve zenginliklerine sahip olmaya çalışan adamlar,... öldü ve delirdi.
Les pantalons de M. Lowen? C'est une curieuse question.
Yaralar sıra dışı,... kavisli, doğuya özgü bir bıçak olmalı.
Lowen dit qu'il n'a pas croisé Davenheim.
Dolandırıcılıktan iki kez hüküm giymiş.
Lowen est pilote de course.
Cevap ver, Birim 8. Ben Merkez.
Je cherche M. Lowen.
Evet!
M. Lowen, je suis de Scotland Yard.
Ücret istemem. İyi günler, Bay Lester.
C'est quoi, M. Lowen?
Hayır. Kesinlikle o değildi.
J'ai interrogé M. Lowen.
Sen ne dersin, Poirot?
Ce ne peut être que M. Lowen. Personne n'est entré après son départ.
Bir kutu kibriti olan bir adam, sigarasını yakmak için neden bir tane daha istesin?
Mais le public s'est déplacé pour encourager Lowen, numéro trois.
Günaydın. Bay Poirot içeride mi? - Evet.
Regardez-moi ça! Lowen va doubler Bira vers l'intérieur.
Reginald Dyer'ın ortağı olarak bilinen Bay Ho ile görüşmek için Çin Mahallesi'ne gidiyorum.
Inspecteur, organisez une confrontation pour que Kellett identifie Lowen.
Önce, suç ortaklarınızdan birini Bay Wu Ling'in kılığına sokuyorsunuz.
Je vous conseille de ne pas trop taquiner votre pancréas.
Gerald Lowen, senin bankanda mı çalışacak? Hayatımı elinden geldiğince zorlaştırmak istiyor.
De quoi soupçonnez-vous votre mari?
Sanırım köyde bir tur atacağım. - Lowen geldiğinde onu trende karşılayabilirim.
Si je ne me trompe pas, c'est une tragédie humaine poignante.
Adamın adı, Gerald Lowen. Bay Davenheim'ı görmeye gelen bir bey var, hanımefendi.
Ces bonnes femmes inventent n'importe quoi. Il n'en demeure pas moins que... À force de lire la presse à scandales, elles croient aux empoisonnements.
Lowen, bir nakliye işinde kocama yüklü miktarda para kaptırdı.
Le cabinet est fermé aujourd'hui.
Tabi ki! - Gerald Lowen! - Efendim?
Elle ne m'a pas crue et m'a traitée de façon injurieuse.
Affedersiniz, Gerald Lowen'ı görmeye gelmiştim.
M. Poirot!
Siz de Gerald Lowen'sınız.
Bientôt, j'espère.
- Sadece bir dakika, Bay Lowen.
Mais à quoi cela servirait-il?
Göldeki kıyafetler mi, Bay Lowen?
C'est très égoïste de ma part.
Teşekkür ederim, Bay Lowen. İyi günler.
C'est faux! Vous manquez de psychologie féminine.
Aslında Bay Lowen'ı sorguladık ama şu anda elimizde...
Les femmes de dentistes ne font pas exception.
Sadece Gerald Lowen çalmış olabilir.
Bonjour. Quelle affaire lamentable! Le procès?
Mösyö Lowen, kurbanın parmağından yüzüğünü çıkartıp sonra da yüzüğü hendeğe atmaya karar veriyor, öyle mi?
Je les ai vus en arrivant. Quel génie!
Bence Lowen, kendini ele verdi.
Un siège à la banque pour Lowen?
Bu delilik!
M. Gerald Lowen.
Bu akşam şanssızsın, ihtiyar.
Il aurait dû croiser Lowen qui venait de la gare.
Bu adam, kesinlikle o.
Lowen avait dû céder à mon mari des titres d'une compagnie navale.
Bu beyefendiyi ne kadar tanıyordunuz, efendim?
C'est bien lui, Lowen!
Birim 8.
- M. Lowen?
Biraz ilgiliyim işte, bilirsiniz...
Merci, M. Lowen. Au revoir.
Gidelim mi?
Lowen n'a rien d'un avorton.
Anlıyorum.
M. Lowen ait soudain décidé de jeter l'objet dans le fossé.
Birkaç saat daha onu sorguya çekemeyecekler.
M. Lowen est innocent dans toute cette affaire. Vous aurez du mal à justifier votre thèse.
Uyuşturucunun etkisinde cinayet işlediğini düşünüyor.
M. Gerald Lowen, sous prétexte de conclure une transaction.
- Günaydın.
Votre tisane, M. Poirot.
Bu arada, Lowen telefon etti.
Si elle a vraiment des troubles gastriques et qu'elle a tout inventé, leur situation va empirer.
Gerald Lowen'ın sabrı tükenmiş ve oradan ayrılmış.
Suivez-moi.
Lowen.
Merci, mademoiselle.
O sırada, istasyondan gelen Lowen'ın yanından geçmiş olmalı.
Je reviendrai une autre fois.
Gerald Lowen, Bugatti'yle yarışıyor.
C'est une fâcheuse histoire.
- Bay Lowen?
Voici ma merveille.
Rahatsız ediyorum, Bay Lowen ama ben Londra Emniyet Müdürlüğü'nden geliyorum.
Pourquoi me dire cela?
Nasılmış, Bay Lowen?
- Mme Pengelley a été exhumée? - Je l'avais dit!
Kalabalık hız görmek istiyor ve Gerald Lowen,... 3 numaralı yarışmacı onları kırmıyor.