Translate.vc / Français → Turc / Macy
Macy traduction Turc
388 traduction parallèle
Stephens et Macy ne sont pas
Stephens-Macy çetesi ile uğraşmaktan...
Bonsoir, Macy.
Selam Macy.
Demandez-le à Stephens.
Stephens'a sorun. Ya da Macy'ye.
Allons, Macy. Vous vendrez peut-être des billets.
Neşelen belki teğmen bilet satmana izin verir.
Quel était le total des recettes?
Macy, hasılat ne kadardı?
Macy a menacé Whitey ce soir!
Whitey'le bu gece burada tartıştı.
Stephens, Macy, Claire Porter, Maguire, Molly, Paul Clark, le lieutenant Abrams, Asta, Nicky, toi ou moi.
Stephens, Macy, Claire Porter, Maguire, Molly, Paul Clarke Teğmen Abrams, Asta, Nicky, sen ve ben.
Quel genre d'affaires se traitaient entre Whitey, Stephens et Macy?
Whitey Barrow ile Stephens ve Macy arasında nasıl bir bağ vardı?
Maguire dit que l'alibi de Macy est truqué.
Maguire'a göre Macy'nin tanığı yalan söylüyormuş.
Vas-tu voir Macy?
Macy'yi görecek misin?
Elle avait un motif mais Stephens, Macy,
Kabul, kadının gerekçesi olduğunu kanıtladın ama başkalarının da gerekçesi var.
Benny, en ont un également.
Stephens'in Macy'nin, Rainbow Benny'nin ve...
- Attendez, Macy.
- Macy bir dakika durur musun?
Assis, Macy.
Şuraya otur Macy.
Tenez-vous tranquille!
Macy, yerinde olsam çok konuşmazdım.
Maguire est ici pour vous, Macy.
Fred, Maguire'i senin için getirttik.
- Bonjour, Macy.
- İyi günler Macy.
Macy était-il avec vous le jour de la mort de Whitey?
Whitey Barrow öldürüldüğünde Macy gişede miydi?
J'ai toujours soupçonné Macy.
Başından beri Macy olduğunu düşünmüştüm.
Si la mort de Whitey vous a soulagé, Macy et vous,
Belki siz ve ortağınız Macy, Barrow'un öldüğünü duyunca rahatladınız.
J'ai menti une fois, pour Macy.
Macy için yalan söyledim, şimdi söylemiyorum.
Macy, vous avez dit que le départ de Barrow ne vous gênait pas.
Macy, Barrow'un işi bırakmasından rahatsız olmadığını söyledin.
Pas étonnant que le tandem Stephens-Macy marche si bien... Avec vous, le mandaté de l'État, comme associé.
Eyalet meclisi temsilcisi sessiz ortak olunca, Stephens-Macy şebekesinin yükselmesine şaşırmamak gerek.
- Derrière moi. C'est une chance! Imaginez si M. Macy avait vu l'autre!
Arkanı döndüğüne memnun oldum..
J'espère que M. Macy aimera.
Şey, umarım Bay Macy'de sana katılır. Şeker? Krem?
Il est incroyable! Tout le monde l'adore, même M. Macy.
Diyebilirim ki, Bayan Walker, O müthiş biri.
Tous les jouets sont chez Macy's.
Ve her çeşit oyuncağı Macy'de bulabilirsiniz.
Macy's n'en a pas.
Macy'de o yok.
Macy's n'en a pas. Personne n'en a. Je suis allée partout.
Sana kimsede olmadığını söyledim.
Macy's envoie ses clients ailleurs. C'est une blague?
Macy insanları başka mağazalara mı gönderiyor?
Peu importe si les jouets viennent de Macy's ou pas.
Oyuncağı benim ya da başka birinin satmasının pek önemi yok.
- Je ne savais pas ça.
Macy'nin de böyle düşündüğünü bilmezdim.
Je voudrais vous remercier, pour cette supercherie.
Sizi ve Macy'i göstermiş olduğunuz... bu yeni numaranızdan dolayı kutlamak istiyorum.
Je n'ai jamais fait beaucoup d'achats ici, mais... désormais, je viendrai faire mes courses chez Macy's.
Burada hiç bu kadar alışveriş yapmamıştım. Ama artık ben de Macy'inin gedikli bir müşterisi olacağım.
Vous et ces dames le pensez... mais est-ce que ce sera l'avis de M. Macy?
Şu kadınlara göre de öyle. Önemli olan, Bay Macy ne düşünecek?
De Macy's. Nous avons 10 %
Burada, Macy'den. % 10 indirimle.
M. Macy veut vous voir tout de suite.
Bay Macy acele sizi görmek istiyor. Hemen gidiyorum.
Allez-y. M. Macy vous attend.
Bay Macy's bekliyor.
Le père Noël de Macy's envoie les clients chez Gimbels!
Macy'deki Noel Babanın müşterileri Gimbels'a gönderdiğini bir düşünün.
Merci, M. Macy.
Sağ olun, Bay Macy.
- Bien, M. Macy.
Peki, Bay Macy.
Nous engagerons quelqu'un d'autre.
Başka birini tutup, O'na aynı şeyi yaptıracağız. Bay Macy'i duydun.
Vous avez entendu M. Macy.
O'nu elimizde tutmak zorundayız.
Je dois prévenir M. Macy.
Oh, olamaz. Bay Macy'e anlatmalıyım.
Si on le vire et qu'on apprend qu'il n'est pas fou... c'est nous que M. Macy va faire examiner et renvoyer.
Eğer biz O'nu kovar ve gerçekten deli olmadığı ortaya çıkarsa... Bay Macy de bizi muayene ettirip, kovar.
Je pensais reprendre l'autre père Noël... mais M. Macy lui a trouvé un emploi... et souhaite vous garder.
Tek nedeni O'na karşı kendimizi borçlu hissetmemizdi... lakin Bay Macy bize diğer Noel Baba için başka bir iş bulmamızı.. her ne olursa olsun seni elimizde tutmamızı önerdi. Oh, şey, sağ olun.
Tous les consommateurs prennent Macy's pour une bonne âme... qui ne pense qu'au bien-être du public.
New York City'de alışveriş yapan herkes... birden bire Macy'i sadece halkın refahını düşünen... bir hayırseverlik timsali olarak görüyor. Peki bu Gimbel'i ne yapıyor?
Si nous n'avons pas ce que veut le client, envoyons-le chez Macy's.
Bundan böyle, müşterinin istediği şey bizde yoksa... O'nu Macy'e gönderin.
Bien, M. Macy.
Peki, Bay Macy. - Buraya bakın, Bay Gimbel.
- Tout à fait.
Düşünün, Macy's gibi büyük bir mağaza...
Plus de 500 parents ont exprimé leurs remerciements à Macy's.
Macy'e olan sonsuz minnettarlıklarını ifade ediyorlar.