English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Magneto

Magneto traduction Turc

279 traduction parallèle
Propulsion Magneto-hydrodynamique.
Manyeto-hidrodinamik itici gücü.
Nous pensons que ces portes, ici sur bâbord et aussi sur tribord, renferme un système unique de propulsion... un propulseur magneto-hydrodynamique, ou chenille, que permettrait au sous-marin de se déplacer silencieusement.
Bu kapakların, burada pruvada ve kıçta, eşsiz bir itme gücüne sahip olduğunu düşünüyoruz- - Bir manyeto-hidrodinamik mekanizma, ya da tırtıl, denizaltının görsel olarak sessizleşmesini sağlıyor.
Faut une brosse pour le magnéto.
Yeni bir distribütöre ihtiyacın var.
Je voudrais une brosse pour magnéto.
Distribütöre ihtiyacım var.
Et sur la "magne". La magnéto.
Çabucak uzanıp manyetoya geç.
J'ai dû aller voler un magnéto chez Rolls Royce.
Rolls-Royce ajansına gitmem gerekti. Yedek manyeto çaldım.
Micro, magnéto, caméra 8 mm, surveillance de jour.
Mikrofon, kayıt cihazı, 8 milimetre kamera, gündüz izleme...
Recule, tu mets de la poussière sur le magnéto.
Geri çekil, manyetosunu tozlandırıyorsun.
- Puis, tu ajustes le magnéto.
- Sonra da manyetoyu.
- Le magnéto.
- Manyeto.
Tu montes tu réajustes le magnéto et le starter.
İçine oturursun manyetoyu ve kısıcıyı tekrar ayarlarsın.
Nous dormions. Le magnéto enregistrait.
Biz uyuyorken teyp kayda devam etti.
Pas besoin d'écoute-magnéto.
Mikrofon koymamıza gerek yok.
Cette garce ne sourirait pas avec un cintre dans la bouche. Al a un nouveau magnéto super.
Bu kaltak, ağzındaki elbise askısıyla, asla gülümdeyemez.
Pourquoi en voyant le corps de M. Norris dans le couloir avoir allumé le magnéto?
Niçin lobiye giresin ve Norris'in cesedinin yerde yattığını görerek, telaşın tam ortasında teyp kayıt cihazını çalıştırasın?
Votre magnéto...
Galiba teybin açık...
Je prends mon magnéto. C'est si important pour moi.
Alışık olduğun tarzda değiller, ama gerçekten güzeller.
Donne-moi une minute. Je prends mon magnéto.
- Ve sonra bakarız.
J'allume le magnéto.
- Reklam veya satış yapmana gerek yok.
Le magnéto, c'est trop solitaire. Et il dit que l'hypnose est un tour, pour se défiler.
Kayıt cihazı çok soyutlanmış ve uyutucu... cihaza bir oyun gibi bakıyor, dolayısıyla sonradan inkar edebiliyor.
Quelqu'un sait réparer un magnéto?
Kayıt cihazı tamir etmeyi bilen var mı?
Ah, vous! Le magnéto est en panne, venez.
İşte, siz lütfen, kayıt cihazı bozuldu, gelin.
Je veux l'enregistrement du dernier briefing de Hartman sur Shakka, un magnéto aussi petit que possible, 3 mètres de fil de fer et un interrupteur.
Bana Hartman'ın Shakka hakkındaki son dersinin kaset kayıtlarını verin bulabildiğiniz en küçük kayıt cihazı üç metre kablo ve küçük bir çalıştırma düğmesi yapabildiğiniz kadar hızlı, tamam mı?
Le magnéto s'est bloqué, impossible d'enregistrer.
Burada durmak zorunda kaldım. Daha fazla kaydetmeye dayanamadım.
- Vous avez un magnéto?
— Video'n var mı?
Allume le magnéto.
Kayda başla.
Le magnéto!
Kayıt cihazını bul.
Prends le magnéto. Ramène mon sérum.
Kayıt cihazını getir ve serumu bul.
Sept roubles contre mon magnéto.
Tamam, teybime karşı 7 ruble.
Le magnéto continue à marcher et la pièce est pleine de fumée et la gonzesse hurle, "viens maintenant pour l'amour de Dieu".
Bir yanda teyp çalıyor, oda dumanla kaplı Ve karı bağırıyor, "Yap hadi, Tanrı aşkına!"
Tout ce que vous avez à faire... c'est mettre une nouvelle cassette... dans le magnéto toutes les heures... et observer les animaux.
Şimdi, tüm yapmanız gereken, her saat yeni bir kaset koyup hayvanları gözlemlemek.
Le magnéto est nase.
Kayıt cihazı bozuldu.
Le magnéto nous lâche.
- Hoşuna gidiyor mu? - Evet. Kayıt cihazı bozulmuş.
Je vais rembobiner de deux heures, puis je vais faire passer l'écran de la caméra au magnéto.
Videoteybi 2 saat geriye saracaksın... Ondan sonra ben, kamera yerine, videoteyp görüntüsünü devreye sokacağım.
Puis je vais faire passer l'écran de la caméra au magnéto.
Ondan sonra ben, kamera yerine, videoteyp görüntüsünü devreye sokacağım.
C'est un magnéto.
Bir teyp kaydı var.
Tiens, ton magnéto de merde.
Al şu lanet kayıtçını!
Vous brancherez un magnéto pour me duper et vous sortirez par la bouche d'aération.
Kayıt cihazı açık, sen üçüncü katın havalandırmasından kaçarken ben de ses kaydınla konuşuyor olacağım.
Sors le magnéto de la bagnole. Ne laisse pas traîner des pièces à conviction.
Arabadan kayıt cihazını al ve kanıtları öylece ortalıkta bırakma.
Diane... Mon magnéto est sur la table.
Diane, kayıt cihazım masanın üzerinde.
Si je voulais un homme dans ma vie, je n'aurais pas un magnéto que j'arrive pas à faire marcher.
Hayatımda bir erkek olmasını istesem gidip çalıştıramadığım bir video almazdım.
Une femme a laissé un message sexy sur le magnéto...
Kadının biri Jerry'nin kayıt cihazına inanılmaz seksi bir mesaj- -
Depuis que j'ai appris que c'était ta voix sur le magnéto...
Jerry'nin kayıt cihazına o mesajı senin bıraktığını öğrendiğimden beri- -
J'ai été pris d'une peur irraisonnée. Data faisait irruption afin d'avoir notre avis sur les irruptions magnéto atmosphériques.
Neden bilmem, ama içimde Data'nın, manyetosferik enerji tapalarının... periferik etkilerini tartışmak için... lafa karışacağına dair tuhaf bir korku vardı.
Attends, je branche mon magnéto.
Bir dakika, bekle Boom Boom. Kayıt cihazını açmalıyım.
Si on jetait les micros, le magnéto..?
Dinleme ve kayıt cihazlarını burada bırakabiliriz.
Dans les affaires d'Eddie, il n'y aurait pas un genre de magnéto sans fils?
Eddie'nin eşyaları arasında, telsiz kayıt cihazı falan var mı?
Tout le monde a le bon magnéto, la bonne bande?
- Teyp yanında mı? Tamam, bir saniye.
Il y a bien un magnéto à bobine.
Buralarda biryerlerde bantçalar olmalı.
Tais-toi et ramène ce magnéto à bobine dans le studio.
Sessiz ol ve şu bantçaları yayın kabinine getir.
Où est mon magnéto?
Teybim nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]