Translate.vc / Français → Turc / Mail
Mail traduction Turc
4,793 traduction parallèle
Oui ; que vous nous avez livré grâce à un e-mail.
Evet, bize e-postayla teslim ettiğin bir şüpheli.
Mot de passe sur son ordinateur, e-mail en code.
Şifreli bilgisayar, şifreli e-postalar.
Le père d'Allison a reçu un email ce matin de la part d'Uber disant qu'elle a réservé une voiture à son compte la nuit dernière.
Allison'ın babası kendisine Uber'dan bir mail geldiğini söylüyor, dün gece onun hesabından bir araba kiralanmış.
- J'ai ici votre mail.
- Hiç benim tarzım değil. E-postanı da getirdim.
" Diane, venez mardi à 9 h. Apportez ce mail avec vous, parce que j'aurai oublié si je suis bourré de tranquillisants.
" Diane, Salı sabahı saat 9.00'da gelmeye ne dersin? Bu e-postayı da getirsen iyi olur. Çünkü hatırlayamayabilirim.
2 jours auparavant, Messner a envoyé un e-mail à Turk, menaçant de tout révéler.
İki gün önce Messner Turk'e tehditkar bir e-posta gönderdi.
J'allais justement t'envoyer un échantillon par mail.
Örneği gönderecektim ben size.
- Un e-mail de son avocat.
- Avukatından gelen bir e-posta.
Le même bar que dans le mail.
E-posta'daki barla aynı.
Le vol retardé, le mail secret à notre victime, et le manque de fiabilité des renseignements russes.
Buraya uçuş, kurbanımıza gönderilmiş gizli bir e-posta ve artık Rus istihbaratının sahte olduğunu biliyoruz.
Adam est dans... un tourbillon de négativité, et il a écrit ce mail pour foutre les jetons à toute la famille, ce qui commence à marcher.
Adam bir olumsuzluk girdabında, herkesin ödünü koparmak için bütün aileye bu postayı göndermiş, ki işe yaramaya başladı yani.
Shane, vous avez reçu par e-mail 3 vidéos de Kevin Brubaker couchant avec 3 étudiantes différentes.
Shane, Kevin Brubaker'den 3 farklı üniversite öğrencisiyle seks yaparken çekmiş olduğu 3 video yollanmış sana.
Elles lui ont été envoyées par e-mail.
E - postayla göndermişler.
Merci de m'avoir envoyé par mail des annonces d'appart'.
O daire ilanlarını mail attığın için teşekkürler.
Pas de mails, son téléphone est éteint, depuis hier, Alors je ne peux pas accéder à son historique d'appels.
Hiç e-mail yok ve telefonu dünden beri kapalı bu yüzden arama geçmişine ulaşamam.
Pas de mail, pas de Facebook...
Ne E-mail'leri, ne Facebook'u...
Si vous me l'envoyez par mail je pourrais trouver quelqu'un pour y jeter un oeil et, peut-être que cette vidéo pourra faire la lumière sur la situation.
Bana e-mail olarak gönderirseniz, videoya bakabilecek birilerini bulabilirim ya da, belki bu video konuyu açığa kavuşturur.
Je peux seulement supposer qu'elle a laissé des messages dans ma boîte mail privée.
Özel posta kutuma mesajları bıraktığını farz edebiliyorum yalnızca.
Elle vient de répondre à un mail envoyé à toute l'entreprise à propos du cas en cours, "Pas mon problème, les emmerdeurs."
Hidrolik şirketi davası hakkındaki şirket çapındaki bir e-maile 'Benim problemim değil adi herif'diye cevap yazdı.
Des centaines d'e-mails entre Price et une femme prénommée... Phan Thi Kim.
Price'la Phan Thi Kim adında bir kadın arasında geçen yüzlerce mail var.
C'est toi qui as écris l'e-mail de Pittle pour que j'abandonne la chambre.
Olamaz! Yaşin'in adını kullanarak bana mail attın sırf odayı sana bırakayım diye.
Et le TAU se charge de ce types de menaces, Mais la plus part des menaces contre ce bureau arrive Part e-mail ou téléphone
Ve TAU bütün tehditlerle ilgileniyor ama tehditlerin çoğu e-posta ve telefon aramalarıyla geliyor.
Quelqu'un m'a envoyé cette vidéo par e-mail.
Biri bana bu videoyu gönderdi.
Numéros de téléphone, adresses, emails, même les combinaisons de leurs casiers.
Telefon numaralarını, e-mail hesaplarını ev adreslerini, dolap şifrelerini bile.
Saroyan. Vous pouvez m'envoyer pas e-mail les différentes options.
Farklı opsiyonları maille yollayabilirsiniz.
Oui, je viens de lire le mail.
- Evet, maili az önce okudum.
Le mail disait "pour raisons personnelles et professionnelles".
Bailey. Mailde profesyonel ve kişisel nedenleri olduğu yazıyordu.
C'est le seul mail qui correspond aux paramètres de recherches?
Aradığımız kriterlere uyan sadece bu elektronik posta mı var?
Et il a seulement envoyé un mail?
- Sadece bir posta mı göndermiş?
J'ai parcouru son ordinateur, et il y a une douzaine d'e-mail entre lui et Nina Preston.
Bilgisayarına baktım, Nina Preston ile arasında onlarca mail gönderilmiş.
La mère a regardé son ordinateur, vu le mail destiné à Nina, n'a pas voulu qu'il soit déçu, et a décidé de jouer son rôle.
Annesi bilgisayarında Nina'ya gönderdiği postaları gördü hayal kırıklığına uğramasını istemedi kendisi o rolü oynamaya karar verdi.
On a éliminé les Dagmars, et on a trouvé un e-mail pour Withney qui provient du Diamondback Old West Ranch et confirme un séjour de deux semaines dans le dortoir n ° 14.
Dagmar'lardan bir şey çıkmadı ama e-posta adresinde Diamondback Eski Batı Çiftliği'den Whitney'e 14 numaralı odada 2 haftalık rezervasyon onayını belirten bir e-posta bulduk.
Je te l'envoie par mail.
Sana mail atarım.
Je tape mon code à 9 chiffres et ils m'envoient par mail la clé de décryptage.
Dokuz haneli yönlendirme numaramı giriyorum onlar da bana şifre kırıcı kodu mailime yolluyorlar.
Je crains qu'en remplissant le formulaire c'est mon ancienne adresse mail qui ait été enregistrée.
Sanırım formu doldururken,... eski mail adresimi otomatik doldurdu.
Il faudrait que vous me renvoyiez la clé à ma nouvelle adresse.
Şifrenin yeni mail adresime gönderilmesi gerekiyor.
L'argenterie peut-être? J'attends un e-mail important qui a été envoyé à mon ancienne adresse, et je vous demanderais par courtoisie de me le retransmettre.
David, yanlışlıkla L.G. mail adresime yollanan önemli bir mail bekliyordum.
J'ai reçu un mail.
Bir e-mail aldım.
Concernant cet email...
Şu e-mail hakkında...
Ça n'a aucun sens pour vous de garder mon e-mail, pourtant c'est le cas.
Benim e-mailimi elinde tutmanın da senin için hiçbir mantığı yok ama görüyorsun.
C'est une copie d'un e-mail.
Devam et David, o nasılsa e-mailin kopyası.
Donnez-moi l'e-mail, et nous discuterons du changement de bail.
Bana e-maili ver ben de kira sözleşmesi transferi meselesini konuşayım.
Je peux avoir ton mail?
E-posta adresini mi vereceksin?
Drew n'a pas eu un retour d'appel, donc maintenant, il lui envoie un e-mail.
Drew'i geri aramayınca e-posta atmaya başladı.
Je t'ai envoyé un mail comme tu me l'as demandé,
Söylediğin gibi sana mail gönderdim,
Ça faisait deux ans qu'on les cherchait. Jusqu'à ce qu'un e-mail soit expédié à la liste de contacts du meneur.
Bu adamlar çete liderinin telefon rehberindekilere mail atılana kadar 2 senedir saklanıyormuş.
L'identifiant correspond à une adresse mail bidon, et le compte a été fermé.
Kullanıcı adı hayali bir e-mail adresine kayıtlı, ve hesap kapatılmış.
J'ai juste envoyé une invitation par mail à tout mes clients.
E - posta listesindeki herkese davetiye yolladım, o kadar.
Il y a plus de mille d'adresse mail.
Binden fazla e-posta adresi var.
Il m'a envoyé un mail ce matin.
Bu sabah bana mail attı.
- Résume ton mail.
- Hızlıca anlat lütfen.