Translate.vc / Français → Turc / Malum
Malum traduction Turc
1,476 traduction parallèle
Un de ses proches. Un certain capitaine...
Zaten ona yakın olan biri, mesela malum yüzbaşı?
Vous savez, je ne vois pas de meilleure raison pour qu'un homme tue une femme.
Malum, Bir erkeğin bir kadını öldürmesi için daha geçerli bir sebep düşünemiyorum.
Bébé, il semble qu'un de tes muscles ne soit pas dur.
Oh, bebeğim, anlaşılan malum kasını (! ) pek geliştirememişsin.
Tu sais, quand il est question de tes enfants, tu trouves l'argent.
Malum, söz konusu çocuklar olunca, bir şekilde parayı buluyorsun.
- Qui est Maurice? Tu sais, Maurice Hudson.
- Malum, Maurice Hudson.
Vous savez, il y une trentaine de matchs par jour, et... Ecoutez, laissez-moi vous expliquer ça, d'accord?
Malum, bir günde yaklaşık 30 bahis oynanır, ve... bakın, size anlatmama izin verin, tamam mı?
C'est dur.
Malum işller kötü.
Fausto a peut-être essayé de joindre quelqu'un.
Bilmiyorum. Bahse varım, adam yardım bulmaya çalışıyordu ; malum.
Je suis ici à la demande du maire et du shérif Burdick pour présenter notre analyse des indices devant votre communauté.
Belediye başkanı ve Emniyet Müdürü bugün buraya gelip malum olayla ilgili bulduklarımızı halkla paylaşmamı istediler.
Vous savez, j'ai aussi des questions.
İki kez. Malum, Ben... benimde sorularım var, yani.
Comme votre père pourrait en faire ou une ex-copine.
Malum, sadece babalar gibi sal gitsin, belki kız arkadaşında bu sayede...
Je pourrais comparer le petit bout torsadé.
Malum işin sonunda bu şeyleri karşılaştırmak gerekebilir.
La famille avait des problèmes, d'ordre conjugal, par exemple?
Aile hakkında neler biliyorsunuz? Sorunları varmıydı? Ailevi problemler, malum şeyler işte?
Les ripoux aiment pas les flics honnêtes.
Malum, bilirsin kirli polisler temiz olanlardan pek hoşlanmazlar.
Le congrès HIDTA.
Şu malum konferans için geldim.
J'ai sollicité les services d'une jeune femme.
Malum meslek mensubu kadınlardam hizmet almak istedim.
J'attends une visite.
Ihh, evet. Malum, birazdan bir arkadaş gelecek.
Vous êtes assez intelligent pour ne pas nier la culpabilité.
Malum, Todd, suçun büyüklüğünü kavrayacak kadar zeki olduğunu sanıyorum.
Même si Patterson a tiré sur cette voiture, il a pas forcément tué Dakota.
Malum, arabaya ateş eden Vic Patterson olsa bile, bu onun Dakota'yı öldürdüğünü göstermez. Sadece temizliğe yardım ettiği anlamına gelir.
On dit "filles", mais nous sommes des femmes.
Ben "kız" diyorum ama biz aslında malum yaşlı başlı kadınlarız.
Si Zachary dit la vérité et qu'il s'est juste brûlé avec un bout de neige carbonique, qui l'a mise là?
Malum, eğer Zachary doğruyu söylüyorsa, ve onun parmağı kuru buz artıklarından dolayı yanmışsa, buzu oaraya kim koydu?
Le type avait peut-être des problèmes d'estomac. Vous voyez, des ulcères.
Belki adamın mide rahatsılığı vardı, malum, ülser falan.
Vous savez, je croyais que ce bâtard nous enterrerait tous.
Evet, malum, canavarların hiç ölmediğini sanırdım.
Vous savez, Catherine, toute cette... discussion entre filles que vous essayez d'entreprendre là, ne marche vraiment pas avec moi.
Malum, Catherine, tüm bu, hım, burda gösterdiğin dayanışma numaraları, pek bana sökmez.
Vous savez, il y avait des flics partout.
Malum, her yerde polisler vardı.
Je me disais, vous savez, si on fait la même chose tous les jeudis soir, il faut pouvoir en tirer quelque chose de bon.
Düşünüyorum da, malum, her perşembe akşamı bir şey yapıyorsan, bundan iyi kazanıyor olmalısın.
Vous voyez, "peut-être la semaine après ça."
Malum, "Bundan sonraki hafta."
Vous savez, je ne peux m'empêcher de penser, à...
Malum, şunu benim kafam almıyor, ıh
Vous savez, après ce qu'on avait vécu et tout, ça semblait vraiment... C'était froid.
Malum, yaşadığımız ve olan tüm şeylerden sonra, bu fikir çok parlak gibi gelmişti.
Mais tu vois, pour un type de plus de 40 ans, seul, fatigué de traîner dans les bars, avec quelques économies, qui veut s'acheter une jolie fille, être son compagnon...
Hayır. Ama malum, 40'ını geçmiş erkekler, hele bir de yalnız ve bar olayından sıkılmışsa, kendisine eş olacak güzel birini satın almak isteyebilirler.
Vous savez, les fauteuils roulants sont enregistrés auprès des compagnies fournissant du matériel médical.
Malum, tekerlekli sandalyeler tıbi destek şirketlerince kaydedilirler.
Bonnie souffrait de la maladie d'Alzheimer, vous savez.
Bonnie Alzheimer'dı, malum.
Tu sais, il y a un endroit où la victime était et où il y a tout un tas de pneus de ce type.
Şey, malum, bu tekerlek izlerinden bir sürü olan ve kubanın bulunduğu tek bir yer var.
Vous savez, quand on s'écarte d'un itinéraire, ça me coûte de l'argent.
Malum, beni işimden alıkoydunuz, bu bana paraya malolacak.
Vous savez, quand l'inspecteur vous a interrogé tout à l'heure, pourquoi ne pas lui avoir dit que votre meilleur ami et sa famille venaient juste d'être tués?
Malum, daha önce dedektif sizinle görüştüğünde neden en iyi arkadaşınız ve ailesinin öldürüldüğünü söylemediniz?
Vous vous souvenez, quand vous étiez venu me voir, vous m'aviez dit de ne pas emporter ça avec moi à ma sortie.
Malum, beni ziyarete geldiğinde, "dışarı çıktığında neden bana gelmiyorsun" demedin mi?
Vous savez, j'ai juste quelques questions rapides.
Pekala. malum size bir kaç soru sormam gerekiyor.
Il a des taches de terre.
Oldukça eski püskü., Malum, üstü de kirli.
Inquiet, son patron a appelé son propriétaire et voilà.
Patronu ev sahibine ulaşmış. - Sonrası malum.
Car je vais commencer la campagne de presse de "The Comeback".
Malum basın, "The Comeback" le baya ilgilenecek.
On est à deux mois de la première, Richard.
Malum "The Comeback" in galasına 2 ay kaldı Richard.
Ils ont du boulot pour mon propre épisode...
Malum kendi bölümünüz olunca yapacak çok şey oluyor. Her şeyle- -
Non, mais tu sais, c'est l'épisode de Tante Sassy. C'est pas toutes les semaines.
Evet, Sassy Hala'nın kendi bölümü oldu malum her hafta olmuyor.
J'étais un peu déprimé la semaine dernière, suite à l'annulation de l'épisode de tante Sassy, il a alors tout mis de coté pour profiter d'un long week-end, et passer du temps, très necessaire, avec sa femme dans le desert.
Geçen hafta biraz üzüldüğümü gördü. Malum Sassy bölümü iptal edildi. O da eşiyle sakin bir hafta sonu geçirebilmek için bütün işlerini askıya aldı.
Eh bien... tu sais, c'est la télévision, alors... tout est possible.
Malum televizyon dünyası bu her şey mümkün.
Puisqu'aujourd'hui on fait les premières photos de "Room and bored."
Malum, bugün bizim de dizi için ilk fotoğraf çekimlerimiz var.
Tu sais, quelque chose dont personne n'a envie de parler.
Malum, kimsenin konuşmaya istekli olmadığı bir şeyler.
Je vais revenir bientôt ici tu sais. Pour lui.
Buraya yakında döneceğim, malum onun için.
J'essaie d'atteindre le coeur...
En öze inmeye çalışırım, malum, gerçek nerde diye.
De ça.
Malum konu hakkında hakkında?
Vous savez, en attendant que ma carrière décolle.
Malum, kariyerim bir raya oturuncaya kadar.