Translate.vc / Français → Turc / Mana
Mana traduction Turc
504 traduction parallèle
Pour eux, leur femme et leur foyer sont une chose, et ces femmes en sont une autre. C'est étrange, mais c'est vrai.
Eşlerini ve evlerini bir kompartımana bu kadınları bir başkasına koyarlar.
Il me faut des cigarettes. Montez.
Sigara almaya gidiyorum, sen iyisi mi kompartımana gir.
Avez-vous remarqué l'officier allemand qui est entré dans notre compartiment?
Kompartımana gelen Nazi subayını gördün mü?
Et quelques magazines.
Dergiler getirdim. Kompartımana koyayım.
- Je n'en veux pas. - Edward.
- Acımana ihtiyacım yok.
Aucun hasard à ce que vous m'ayez recommandé l'hôtel.
Ayni kompartımana girmeniz, tavsiye ettiğiniz otel de öyle!
Je montai n'importe où.
İlk gördüğüm kompartımana daldım.
♪ de dire : ♪ ♪ Oh toi, tu ne m'auras pas!
# Gülüşün ardında bir mana gizliydi # # O da "kulun olmam ben senin" idi #
Je vous accompagne au suivant.
Sizi diğer kompartımana alacağım.
Non, je suis un passager. J'ai dû me tromper de compartiment.
Hayır, sadece bir yolcuyum. yanlış kompartımana girmiş olmalıyım.
Hana mana ganda. Pourquoi dit-il pourquoi?
Neden "Nasıl" diye sorar?
Hana mana ça veut dire Ganda un point c'est tout
"Hana", "Mana" nın eşi, "Ganda" da aynısı
Crois-tu qu'Annette te remerciera de l'avoir traînée dans la jungle?
Annette'in onu ıssız bir yere taşımana minnettar olacağını mı sanıyorsun?
Ça ne te fatigue pas, de porter tout ça? Je pourrais t'aider.
Bunları taşımana yardım edebilir miyim?
Inutile de me porter.
Taşımana gerek yok beni.
Le Général Mitchell demande la permission de commencer à bombarder.
Gen. Mitchell bombardımana başlamak için onay istiyor.
L'explosion s'exerce sur le piston qui actionne les bielles. Ça transmet le mouvement au vilebrequin, puis aux roues arrière.
Patlama gücü pistonlara iletiliyor... bağlantı rotu ve krank milinden... şanzımana, oradan da arka tekerleklere geçiyor.
Votre pitié m'est insupportable.
Bana acımana dayanamam.
On intervient donc avant le bombardement naval et le gros de la flotte alliée, avant l'heure H du jour J.
Donanma bombardımana başlamadan ve ana gemiler gelmeden biraz önce. Çıkartma saatinden önce.
De Phra Maha Mongkut... par la grâce de plus grande super agence du monde... roi de Siam... souverain de tous pays vassaux alentour, en toutes directions... etcetera, etcetera...
Gönderen Phra Mana Mongut. Dünyanın ve de kainatın en yüce süper devletinin takdirleriyle, Siyam Kralı. Kendisini çevreleyen ve ona bağımlı bütün komşu ülkelerin hakimi vesaire, vesaire, vesaire...
Les Allemands nous mitraillaient toujours et des hommes ne cessaient d'être tués.
Almanlar bombardımana devam ediyor ve... her hafta daha fazla asker ölüyordu.
Pendant qu'on traversait la forêt, toi et Richard, vous avez bombardé la voiture à coups de lance-pierres.
Sen ve Richard arabayı sapanla bombardımana tuttunuz.
Inutile de me prendre en pitié, M. Shayne.
Bana acımana gerek yok, Bay Shayne.
Maxi. C'est une fourchette.
Oda bombardımana bağlı...
Vous me jurerez allégeance!
Hepiniz mana biat edeceksiniz.
Cela signifie qu'il va commencer à bombarder.
Yani bombardımana başlayacak. - Hendek ne kadar derin olacak?
Compter pour les autres.
Başkalarına bir mana ifade etmek.
- Ca empêche une efficacité maximale.
- Çünkü tam randımana engel oluyor.
Tu es encore là?
Beni tanımana rağmen, ne cüret hala dikilirsin?
J'ai ramené votre sac de l'aérodrome.
Havaalanında bagajını taşımana yardım etmiştim.
As-tu entendu que les mexicains bombardent des champs de marijuana à la frontière?
Meksikalıların sınırdaki esrar yataklarını bombardımana tuttuklarını duydunuz mu?
Laisse-moi t'aider.
Dur, taşımana yardım edeyim.
J'ai pas besoin de ce soyez gentils avec Gale, surtout pas de toi!
Bana iyi davranmanıza ihtiyacım yok. Hele senin acımana hiç.
L'artillerie et l'aviation effectuent un bombardement généralisé, suivi par des détachements de nettoyage qui brûlent les terres tout en utilisant des techniques d'élimination aléatoires.
Ağır silahlar ve hava araçlarıyla bombardımana tutulduktan sonra hava indirme birimleri araziye iniş yaparak istilacıların tarlaları yakıma gibi çeşitli yok etme teknikleri uygulandı.
Allez donc vous reposer un peu avant que votre Belge regagne le compartiment.
Belçikalı kompartımana gitmeden önce gidip biraz dinlenseniz iyi olur.
Nous allons regagner nos places.
Müsaadenizle kompartımana döneceğiz.
On a reçu pour mission de transporter ces prisonniers, mais notre camion a crevé.
Bu Amerikalı esirleri naklediyorduk ancak aracımız bombardımana maruz kaldı.
Ils bombardent la Terre... depuis qu'elle existe.
Kozmik ışınlar yeryüzünü ezelden beri bombardımana tutmuştur.
On a détecté un champ d'énergie qui protège la 6e planète de Hoth.
Com-Scan bir güç alanı tespit etti. Bu güç alanı Hoth sistemindeki altıncı gezegeni koruyor..... ve her türlü bombardımana karşı koyacak güçte.
Nous déclenchons le bombardement à l'aube et nous arrêtons à 16 heures 30.
Şafakta bombardımana başlayıp, tam 04.30'da keseceğiz.
Je t'aide à arranger ta planche?
Sörf tahtanı taşımana yardım etmemi ister misin?
Comment vous dire ça? Votre copine Vivian est dingue.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama en iyi arkadaşın Vivian Büyük bir lehim aletiyle bizi bombardımana alıyor.
Oye, mana, c'est du gâteau.
Oye, mano, bu harika.
Je n'ai pas besoin de ta compassion.
Bana acımana ihtiyacım yok, merhametine hiç yok!
Hana mana ganda, hana mana ganda Gardez-le pour vous
Size çevirelim
Où est la dame qui était avec lui?
Kompartımana geri döndü.
Reading...
Mana.
Je vais t'aider à charger les affaires.
Dur senin de taşımana yardım edeyim.
Deux jarres seulement.
Yang sana... herşeyi taşımana yardım eder tamam!
Il l'approchait sans cesse.
Kompartımana istediği gibi girebiliyordu.
Je ne sais pas comment un scientifique peut accepter une réponse mystique parce que l'état d'esprit est de comprendre – enfin, peut importe.
Bir bilim adamı mistik cevapları nasıl kabul eder bilemiyorum, çünkü asıl mana anlamaktır, neyse bunu boşverin.