English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Mardi

Mardi traduction Turc

4,318 traduction parallèle
Cela dit, j'aimerais qu'on se voie le mardi pour jouer au bowling et un dimanche sur deux pour divers batifolages.
Tüm bu söylediklerimden sonra, her hafta Salı günlerini bowlinge Pazar günlerini ise diğer faaliyetleri gerçekleştirmeye ayırmanızı isterdim.
Elles jouent le mardi.
- Kadınlar Ligi Salı günü.
Pour les nouvelles filles, c'est le mardi des chattes.
Siz yeniler için bugün çalışma günü.
On dîne à quatre mardi?
Joan'ın yemek daveti salı mıydı?
J'ai 300 $ et je dois être à Denver avant mardi.
300 dolarım var ve salıya kadar Denver'da olmalıyım.
Ma copine arrive mardi.
Kız arkadaşım salı günü Bostan'dan gelecek de.
Cette caisse va y aller mardi.
Bu araba salı günü Chicago'ya gidecek.
J'y allais le mardi alors je...
Benim günüm salı günüydü ve ben...
Je dois le voir mardi.
Onunla salı günü senaryo toplantımız vardı.
Oui, 14 h, mardi.
Evet. Salı günü, saat ikide.
Le meeting est mardi.
Toplantı salı günü.
Ils sont partis jusqu'à mardi.
Evet. Salıya kadar yoklar.
Son ami Patrick Keenan est rentré chez lui sain et sauf mardi dernier événement qualifié par sa famille de, je cite, "un miracle."
Toy'un arkadaşı Patrick Keenan geçtiğimiz Salı günü sağ salim eve dönmüştü. Ailesi olayı tam bir "mucize" olarak değerlendiriyor.
J'imagine que M. Mardi veut connaitre l'avancée de nos progrès?
Sanıyorum ki Bay Thursday gelişme kaydedip kaydetmediğimizi öğrenmek istedi.
On a un travail social éducatif ici tous les mardi.
Her Salı eğitim alanında yardım programı var burada.
- Je peux tondre ta pelouse le mardi.
Çimlerinizi salı günleri biçebilirim.
Le Président fera son discours mardi.
Başkan salı günü konuşmasını yapacak.
Chaque mardi, j'ai une réunion avec le porte-parole et le chef de la majorité pour parler du programme de la semaine.
Her salı haftanın gündemini tartışmak üzere avam kamarası sözcüsü ve çoğunluk partisi lideriyle bir araya gelirim.
Et le dentiste de mardi? Hey!
Ya Salı günü bulduğumuz dişçi?
Mardi, ne mets que le bout. Mercredi, vas-y mollo. Jeudi, défonce-la à fond.
Salı günleri sadece ucu Çarşambaları yavaştan içeri, Perşembeleri tam giriş.
" Jaune clair est le mardi.
Salı, saman gibi sarı.
Comme Mardi gras.
Salı günü krepleri gibi.
Vous connaissez sûrement la voix de Don LaFontaine, qui est mort mardi à Los Angeles.
Büyük ihtimalle Don LaFontaine'in sesini biliyorsunuzdur. Salı günü Los Angeles'ta vefat etti.
- Eh bien... - On pourrait jouer au tennis, aller nager, et on est mardi, qui est le soir ou on joue à Celebrity.
Tenis oynayabiliriz, yüzebiliriz, ayrıca bugün salı.
Dites nous exactement ou vous Étiez mardi passé quand Shelley a été tuée.
Shelley'nin öldürüldüğü salı günü bize tam olarak nerde olduğunuzu söyleyin.
Tu appelles ça insensé, nous l'appelons mardi.
Sen buna delice de, biz buna Salı diyoruz.
MAISON-BLANCHE 11 AVRIL 1865 Le mardi 11 avril, fidèle à sa promesse, Lincoln s'exprime depuis le Portique Nord de la Maison-Blanche.
11 Nisan Salı günü, Lincoln sözünü tutar ve Beyaz Sarayın kuzey sütunundan bir konuşma yapar.
La rampe du perron sera peinte Mardi.
Salı günü trabzanlar boyanacak.
C'est taco mardi!
Bugün taco salısı!
A dix heures chaque mardi matin nous avons convenu ici.
Sabah 10. Her Salı sabahı seninle burada buluşurduk.
Ouais, bien, ça aurait été un sacré tour de passe passe Etant donné qu'il est mort Mardi dernier.
Geçen salı vefat etmesi tam bir sürpriz olur o zaman.
Les 200 dollars Sugar les a dans le registre à 4 heures de l'après-midi un mardi?
- Sugar'ın salı günü akşam üzeri dörtte kasasında bulundurduğu iki yüz dolar için mi? Yapmayın ya.
- Mardi 15, ça te va? - La semaine prochaine?
- Ayın 15'i Salı günü nasıl?
Mardi 15, 1.000 dollars.
15'i Salı. 1000 dolar. Hepsi burada.
J'espionnais un mail du service informatique, et je pense que Mardi des directeurs n'ont pas pu se connecter à leurs comptes
I.T departmanindan bir e-posta aldim. Sanirim sali günü bazi yöneticiler hesaplarina girememis cünkü o hesaplara biri zaten girmisti.
C'est officiel, alors, tu viendras pas ce mardi?
Yani bu Salı gelmiyorum, diyorsun, öyle mi?
- Demain, nous sommes mardi.
Yarın Salı. - Yani?
Ces dames déjeunent ici le mardi.
Salı günleri kadınların yemek toplantısı var.
Et mardi 22 à 9 h?
Tamam, Salı 9 da 22?
Vous êtes dispo, mardi midi?
- Salı, boş musun? - Eminim boş olacağım.
Où étais-tu pendant le match mardi dernier?
Minyatür maç yapacaktık salı günü. Neredeydin?
Eh, tu viens au jeu de quilles, the Lion, mardi?
Salı günkü Lion'un bovling maçına geliyor musun?
Mardi, on avait une soirée caritative.
Geçen Salı yardım kermesimiz vardı.
Nos soirées du mardi m'ont manqué.
Salı akşamlarımızı özlüyorum.
Tu sais quoi? Oublions le mardi!
Hatta salı gününü atlayalım.
"Acheté un peu de poisson." "Mardi, courses."
Biraz balık aldı. Salı, alışveriş.
D'accord, j'effectuerai une vérification et je vous recontacte mardi.
Tamam, kontrol edip salı günü dönerim sana.
Je l'ai le mardi et un week-end sur deux.
Salıları ve bazı haftasonları alıyorum çocuğu, tamam?
J'ai eu peur que nous manquions notre soirée du mardi, pourquoi le chef nous fait travailler si tard.
- Şefin bizi geç saatlere kadar çalıştırdığı - Salı akşamlarımızı özleyeceğimizden korkuyordum.
Un mardi.
Tanrım.
Fiston, tu as oublié le mardi.
- Evlat, salı gününü atlamışsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]