Translate.vc / Français → Turc / Marina
Marina traduction Turc
1,270 traduction parallèle
Aucune info au bureau de la marina, mais Jenny et Nancy m'ont bien aidé.
Liman müdürlüğünden bir şey çıkmadı ama Jenny ve Nancy çok yardımcı oldu.
Je n'ai pas fini. J'ai piqué la vidéo de surveillance de la station service Mobil proche de la marina.
Limana giden yolda olan benzincideki güvenlik kamerasının kasetini aldım.
Ici Central, on signale un cadavre à la marina.
Tüm birimlerin dikkatine! Marinada 61-40 suçu işlenmektedir.
Il y a un cadavre à la marina.
Burada bir DB vakası var.
Retrouve-moi à la marina.
Çabuk ol! Hadi çabuk!
Harper le met sur la paille, et on retrouve Harper sur un bateau de la marina.
Harper onu temizlikçiye götürmüş. Sonra da limandaki bir tekneye taşınmış.
Berth 40, allée 7 de la marina.
Limanda 7 numaraya demirli, Berth isimli tekneye gitmelerini istiyorum.
On pourrait aller à la marina sauter dans mon bateau et se taper une petite croisière.
Neden limana doğru gidip, hoş bir deniz yolculuğu yapmak için benim tekneme binmiyoruz?
C'est loin la marina?
- Yat limanı ne kadar uzakta? - Oh aman Tanrım!
Je peux vous faciliter l'accès à la marina, à la croisière, au planning de rotation des gardes.
Sizde olmayanı size verebilirim. Marinaya giriş, görevlilerin dönüşüm çizelgeleri, ne gerekiyorsa.
Apportez-le au port de Marina Bay.
Marina Bay Limanı'na getir.
Vous partez á la plage pour un séjour inoubliable dans le fantastique hôtel saisonnier Marina d'Or d'Oropesa del Mar.
Plaja gidiyorsunuz, unutulmaz günler geçireceğiniz Oropesa del Mar'daki muhteşem Marina d'Or oteline.
- Bienvenue au Marina d'Or.
- Marina d'Or'a hoş geldiniz.
Quelle marina?
Hangi liman?
J'ai deux F-18 à la marina, code d'appel Ange Gardien.
Marina'nın orada iki F-18 var, kod : Koruyucu Melek.
- La marina est acquise, sauf pour...
- Yani yat limanı'na izin çıkmak üzere, yalnız...
On a signalé le vol du yacht à la marina, il y a une heure.
Evet, bir saat önce marinadan çalındığı bildirilmiş.
C'est à Rum Point, de ce côté de la marina.
Cather's Marina'nın bu yanı.
Selon le Département de la Pêche, Capitaine Pine, vous êtes le pire contrevenant de la marina.
Balıkçılık ve Avcılık Komisyonuna göre marinadaki en büyük suçlu sensin.
Je crois que tu n'as pas compris ce que Marina a dit.
Marina'nın söylediği şeyi yanlış anlamış olabilirsin.
J'ai pensé qu'on pourrait aller dîner dans ce joli petit restaurant à Marina Del Rey.
Düşündümki belki küçük ve harika bir restoran olan, Marina Del Rey de yemek yeriz.
Mes taux de HCD sont vraiment élevés ce qui peut être une bonne chose pendant une grossesse mais ça rend les nausées bien pires
Yani, yazarlar deneyime açtırlar... Yani, Marina'yla olan sadece bundan ibaretse?
Qquand je voyage, Marina fait ce qu'elle veut... moi aussi... mais quand je rentre, je veux retrouver ma maison comme je l'avais laissée... ce n'est pas trop demander, j'espère.
Seni bunla meşgul etmek istemedim. Daha 6 ay var, şimdiden bunu niye aldığını anlayamadım. Çünkü, ucuza anlaştım.
Mon petit garçon...
Onunla yattım ve Marina da şimdi kıskanıyormuş gibi yapıyor.
Que dire, si ce n'est que cette femme est unique...
Bana yazdıklarından bahsetsene. Şeytanlar hakkında olandan. Marina hikayenin gerçekten iyi olduğunu söyledi.
- Peut-être. - Qui, Marina?
Kendi başıma karar verdiğim için çok kızdın mı?
Esai travaille avec ces types pour faire tomber Clay Patterson... ce télé-évangéliste dont la raffinerie au sud de Los Angeles donne le cancer à des centaines de gamins.
Bitti. Marina ve benim aramdaki herşey! Geçen gece o ve sevgilisinin evine gittim.
Marina, tu te rappelles quand on a parlé d'un plan?
Um, Marina. Bir çeşit plan hakkında konuştuğumuzu hatırlıyor musun?
Marina, je dois y aller, excuse-moi.
Ne var bilyormusun, Marina, ben - ben gerçekten... benim gitmem gerek. Üzgünüm.
Marina...
- Um... topa vurmadan önce? - Evet. - Eğer birkaç kez zıplamayı denersen?
Jenny, voici Marina...
hım Jenny bu Marina.
Jenny, tu n'as qu'à murmurer le tien à cette oreille... Marina, le tien à celle-ci... et je vous dirai si vous êtes compatibles!
Jenny, sen kendininkini bu kulağa, Marina sen de kendininkini bu kulağa fısıldayabilirsin.
Marina fait partie d'un groupe de lecture... vous vous êtes rencontrées l'autre soir.
Marina'nın bir okuma grubu var. Gecen gece tanışmıştınız.
Oui, Marina m'a invitée.
Evet, Marina beni davet etti.
S'agit-il d'un... groupe de lecture homo?
Marina, bu okuma grubu "eşcinsellerden" oluşan bir grup mu?
Marina n'est pas lesbienne, si?
Marina lezbiyen değil, öyle değil mi?
C'était Marina...
O Marinaydı.
Va diner avec Marina, c'est bien.
Bu nedenle, git ve Marina ile akşam yemeği ye, bu çok harika.
On travaillait ensemble. Oh, une marina.
- Bak, Liman Marina.
Je suis Hope Clark. Vous êtes la propriétaire du bateau The Comet?
Liman Marina'daki kayıtlı teknenin sahibi siz misiniz?
- La marina, c'est ça?
Evet. Marinadan, değil mi?
Je serai à la marina, sur le Sabre 386 de mon père.
Babamın Sabre 386'sıyla marinada gezineceğim.
7 h du matin, à la marina de North Cove.
7'de, North Cove Marina'da. Tamam ve çıktım.
Quoi de plus normal, elle porte le deuil... mais toi, Bette?
"Etik" Marina denince ilk aklıma gelen kelime değil! Kızgın görünüyorsun.
C'est impressionnant!
Evet, Marina senle ilgilendiği zaman bu dünyada tek olduğunu sanırsın.
- Tu ne vas pas y croire! Viens vite.
Yani, şimdi Marina ve sevgilisi hakkında konuşmaya başladın ;
Ne sois pas si irascible, Marina.
Şu dünyadaki bütün yanlışları temsil ediyor ve sen onla yatmak istiyorsun.
Oh, dans ce cas, "bon marché" ne convient plus...
Marina?
Moi aussi, je suis carrément du matin!
Huysuz olma, Marina.
Oui, la marina?
Liman Marina mı?
MARINA DE SANTA MONICA PÊCHE SPORTIVE
- Oh, harika.