Translate.vc / Français → Turc / Matches
Matches traduction Turc
258 traduction parallèle
La flasque est à la mode aux matches de football, en automobile.
Mataralar, ulusal gündemin ayrılmaz bir parçası oluyor futbol maçlarında, arabalarda.
Soirées dansantes... boîtes de nuit... matches de catch...
Dansa, boks maçlarına, gece kulüplerine, güreş müsabakalarına.
Il va souvent aux matches.
Beysbol delisi olduğunu duymuştum.
Alliez-vous au bal du foot après les matches?
- East Indianapolis maçlarından sonra yapılan... -... futbol danslarına gittin mi?
La première année qu'ils ont joué cinq matches sur neuf.
O yıl önce dokuz maçlık serinin beşini oynadılar.
2 matches nuls et une victoire aux points.
İki beraberlik bir kez ben kazandım.
Deux-trois matches d'ouverture par mois.
Tek yapman gereken iki raundu garantilemek.
- Vous n'allez pas aux matches?
- Boks maçına pek gitmiyorsunuzdur. - Gitmem.
M. Perelli organise les matches de catch à Manhattan.
Manhattan Arena'da güreş müsabakaları düzenliyor.
J'organiserai des matches.
Senin için maç ayarlayabilirim.
Huit matches?
Bu geceyle birlikte sekiz maç.
Wrexham se qualifie sur l'ensemble des deux matches.
Wrexham toptan gidiyor.
DiMaggio pulvérisera le record s'il marque dans les 2 matches
'DiMaggio 2 vuruş daha yaparsa rekoru kıracaktı.'
Est-ce qu'il marquerait dans tous ses matches?
'Sonsuza kadar vurmaya devam edecek miydi?
"Dans le parc, il y avait des drapeaux, des jeux, " des stands et des matches de catch.
Parkta şans oyunları oynanıyor, her yerde bayraklarımız uçuşuyor ve güreşler yapılıyordu.
J'en ai assez de passer mon temps à regarder des matches.
Herkes sadece oturmak, oyun izlemek ve her şeyi yapmak istiyor.
On ira voir des matches de baseball.
Beysbol maçı izlemeye gideriz.
J'ai fait des reportages sur vos matches.
Eskiden maçlarını yayınlardım.
"Toi avoir jaune." C'est le 3e carton de Nietzsche en 4 matches.
Bu Nietzsche'nin dört maçta üçüncü sarı kartı.
Depuis que George a une famille, la raison de nos longs matches d'observation a perdu tout mystère.
George beş kişilik bir aileye sahip olunca beni uzun uzun seyretmesi için sebebi kalmadı.
Il truquait les matches et parlait contre sa banque.
şike yapıyordu ve kendi bankasına karşı bahis oynuyordu.
Nous devons faire cesser ces matches de foot.
Bu gece futbol maçlarına bir son vermeliyiz.
Sam ne participe jamais à ce genre de matches.
Sam asla eski tarz oyunlarda oynamaz.
Il m'a toujours dit que ce genre de matches n'était pas son truc.
Öyle şeylere asla katılmayacağını söylerdi hep bana.
Ni petits-fils, ni matches de base-ball, ni hot-dogs.
Orada torunlar olmayacak, ne de beysbol. Sosisli sandviç olmayacak ve böyle şeyler.
On pourrait voir les matches sans payer.
Bedava maçlar. Şehirde tanıdıklarım var.
J'utilisais un vélo pour livrer les journaux, aller au cinéma et aux matches de football.
Bisikleti gazete dağıtmak için kullandığımı hatırlıyorum, sinemaya gitmek, hatta maça gitmek için bile.
Saison 1957, Drysdale nous a gagné 17 matches!
- 57 sezon boyunca... - tam 1 7 maç kazandırmıştı. - 1 7 maç.
Tu sais, si on en avait un... tu pourrais enregistrer les matches des Cubs pendant que tu travailles.
Biliyor musun, bunlardan bir tane olsa sen işteyken Cubs maçlarını kaydedebilirsin.
- Il te reste combien de matches?
Peki kaç tane maçınız kaldı? Tek.Bu Cumartesi.
De 1975 à 1980 Frank W. Dux a livré 329 matches, s'est retiré, invaincu,
1975'den 1980'e kadar Frank W. Dux 329 maç yaptı.
J'allais rejeter tout ce qu'il m'avait donné. Tout ce qu'il m'avait appris. Ma maison, les courses le long de la rivière, les matches entre amis fêter la victoire avec mes frères.
Bana verdiği, ondan öğrendiğim her şeyi bir kenara atıyordum, evimi, nehir boyunca koşmayı... oyunlarda yer almayı... zaferi kardeşlerimle paylaşmayı.
L'an prochain, je viendrai a six matches. Promis.
Jack, gelecek sezon 6 maça geleceğim.
Bientot Jack ne t'invitera plus a ses matches.
Jack artık maça gelmeni istemeyecek.
Pour tous les matches que ton papa a loupés.
Bu, babanın kaçırdığı tüm maçlar için.
Crochet ne raterait jamais un de tes matches.
Hook, senin maçını kaçırmaz, oğlum.
Le propriétaire du club de Chicago Walter Harvey, le roi du chocolat... a réuni d'autres propriétaires de clubs. Le bruit court... que les matches seraient suspendus jusqu'à la fin de la guerre.
Bu arada Chicago Kulübünün sahibi, çikolata Kralı Walter Harvey, Harvey Malikanesinde öteki takım sahipleriyle buluşurken, ligin savaş süresince kapatılabileceği söylentileri devam ediyor.
Des matches en nocturne.
Çok sayıda gece maçı.
Après un mois de matches... ces Diamants scintillent toujours!
Bir ay oynadıktan sonra Diamond Gals'ın başarısı devam ediyor.
Quelqu'un qui regarde les matches.
Maçı seyreden biri.
Le bus, la nuit, pour jouer deux matches le lendemain!
Ertesi günkü maç için, tüm gece otobüsle yolculuk yapıyorlar!
Alice t'a remplacée pendant six matches.
Alice son altı maçtır top yakalıyor.
Faire deux matches par 35 degrés?
35 derece sıcaklıkta top yakalamayı mı?
Tu marches avec moi, je t'emmène aux matches des Sox.
Bu işi halledelim, seni Sox maçına götürürüm.
- On organise des réunions et on peint les casques la veille des matches.
- Motivasyon geceleri düzenler bir gece öncesinden kaskları boyarız. Kart kısmını da yaparız.
J'ai vu quelques matches.
Birkaç maç izledim ama.
Je regarde les matches ici à la télé.
Maçları televizyonumdan izliyorum. Bana yetiyor.
Il y a tous les matches aussi.
Bu da ne?
Dix-sept matches! - C'était incroyable.
- Gerçekten inanılmazdı.
Les Pirates jouent deux matches contre les Mets.
Pirates ve Mets deplasmanlı oynuyor.
Au bout de trois matches seulement?
- Sadece üç maçın üzerine mı?