Translate.vc / Français → Turc / Maxim
Maxim traduction Turc
283 traduction parallèle
Je faisais des photos pour ma candidature chez Maxim.
Maxim'in Yerel Ateşlilerine göndermek için bazı fotoğraflar çektirmek zorundaydım.
Oh mon Dieu c'est de Maxim.
Aman Tanrım Maxim'in Yerel Ateşlileri.
L'autre jour chez Maxim's, c'était bondé.
Geçenlerde Maxim's'deydim. Ağzına kadar doluydu.
Oh! moi, je vais jamais dans ces coins-là. Fouquet's, Maxim's.
Ben öyle yerlere hiç gitmem.
Maxim's...
- Maxim's ha... Ben de hiç bilmiyorum.
Je suppose que vous connaissez le modèle... 08 Maxim?
Bunun gibi 25 tane daha topum var. Maxim modeli mitralyözleri biliyorsunuzdur sanırım.
Ne vous encombrez pas avec les 3.
Ailem bana Maxim der.
Merci, Maxim.
Teşekkür ederim, Maxim.
Max, comme c'est touchant.
Ah, Maxim, ne güzel.
Entrez, Maxim!
Ah, Maxim! Girsene!
Je gère la propriété.
Maxim'in gayrimenkullerini yönetirim.
- Les papiers ont dû s'accumuler.
Maxim'in yokluğunda korkunç iş birikmişti.
- Au revoir, Maxim.
- Güle güle, Maxim.
Enchantée, je suis la femme de Maxim.
Nasılsınız? Ben... ben Maxim'in karısıyım. Nasılsınız?
Je vais tenter de trouver Maxim.
Maxim'i bulmaya çalışayım, olur mu?
- Comptes-tu organiser des fêtes?
Maxim, ne zaman, eski günlerdeki gibi, partiler vereceksin burada?
Vous êtes très amoureuse de Maxim.
Maxim'i çok seviyorsun, değil mi?
- Qu'en dit Maxim?
Maxim ne diyor bu konuda?
Je m'étonne que Maxim n'ait rien fait.
Ama Maxim'in bir şey söyleyip söylemediğini merak etmiştim.
Ignorez les sautes d'humeurs de Max.
Eski Maxim ve huysuzlukları konusunda endişelenmemelisin.
- Au revoir, mon vieux Maxim.
Pekâlâ, hoşça kal, Maxim, eski dostum.
Bravo pour la mine de Maxim.
Ayrıca Maxim'in böyle görünmesini sağladığın için de seni kutlarım.
Maxim!
Maxim!
Pourquoi êtes-vous fâché?
Maxim, ne oldu? Çok öfkeli görünüyorsun.
J'avise les locataires qu'en l'honneur de votre retour, - pas de loyer cette semaine.
Maxim'in karısıyla beraber dönüşü şerefine bu haftalık kira alınmayacağını kiracılara bildiriyordum.
- Une idée de Maxim?
Ah, bu Maxim'in fikri miydi?
Si Maxim voulait qu'on le fasse, il me le dirait.
Şey, Maxim bir şey yapılmasını isteseydi, bana söylerdi sanırım.
Maxim a dû l'identifier.
Maxim onu teşhis etmeye gitmişti.
Dès que je rencontre quelqu'un, la sœur de Maxim, le personnel, je sais à quoi qu'ils pensent.
Ne zaman biriyle tanışsam Maxim'in kız kardeşi, hatta hizmetçilerle hepsinin aynı şeyi düşündüğünü biliyorum.
Moi, je suis ravi que vous ayez épousé Maxim.
Maxim ile evlenmenize ne kadar memnun olduğumu anlatamam size.
Aucun d'entre nous ne veut vivre dans le passé, surtout pas Maxim.
Hiçbirimiz geçmişte yaşamak istemeyiz. Hele Maxim, hiç.
- Bonsoir, Maxim.
- İyi akşamlar, Maxim.
Si notre lune de miel ne s'était jamais arrêtée...
- Ah, keşke balayımız sonsuza dek sürebilseydi, Maxim.
Maxim, je voulais vous en parler, mais j'ai oublié.
Bu senin işin, hayatım. Maxim, sana söylemek istiyordum, ama, eee, şey, unutmuşum.
Pourquoi dites-vous ça?
Maxim, neden böyle söylüyorsun?
- Maxim, vous voilà enfin!
Ah, Maxim, Maxim, bütün gün nerede kaldın!
- Reste correct, Maxim.
- Ah, Maxim, iğrençleşme.
Maxim!
Ah, Maxim! Maxim!
Frank, avez-vous vu Maxim?
Ah, Frank, Maxim'i gördün mü bir yerlerde?
Ça va être un coup dur pour Maxim.
Bu, Maxim için çok zor olacak.
Très bien, je vais chercher Maxim.
Peki, Frank. Ben gidip Maxim'i arayacağım.
Maxim, ne peut-on reprendre tout à zéro?
Maxim, her şeye baştan başlayamaz mıyız?
- Mais non, Maxim. - Si.
- Hayır, Maxim, hayır.
- Maxim, qu'essayez-vous de dire?
Maxim, bana ne söylemeye çalışıyorsun?
Oui, Maxim.
Peki, Maxim.
Je ferai de mon mieux.
- Elimden geleni yaparım, Maxim.
Maxim aurait dû vous le dire.
Maxim'in size anlatmış olduğunu sanıyordum.
Maxim, je saurai ce qu'aime votre femme.
Dostum, hâlâ karının tam olarak ne yaptığını bulmaya çalışıyorum.
- Non, faites-le. J'irai à l'étage.
- Ah, hayır, Maxim, sen yap.
Maxim!
Maxim, sorun ne?
- Maxim!
Maxim.