English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Maxine

Maxine traduction Turc

487 traduction parallèle
D'accord, Maxine.
Tamam, Maxine.
J'éloignerai les filles avec Maxine, alors.
O zaman kızları Maxine ile gönderirim.
Maxine attend pour vous laver le visage. Déguerpissez.
Maxine yüzlerinizi yıkamanız için bekliyor, hadi acele edin.
J'ai réservé une table chez Maxime.
Maxine'de yer ayırttım.
Maxine.
Maxine'i.
Nous avons là les Andrew Sisters, Pattie, Maxine et Laverne.
İşte Andrew Kızkardeşler... Patty, Maxene ve LaVerne.
Maxine, il faut que je les amadoue!
- Tatlım, gerçekten mahvolmuşsun. - Maxine, bu grubu kaybedemem.
Rien n'est plus bas que l'Agence Blake!
Peki ya sonra Maxine? Blake's Tours'dan daha düşük hiç bir şey yok.
Cette femme veut mon renvoi, elle veut me faire arrêter pour détournement de mineure!
Maxine, onu sakinleştirmeme yardım etmelisin tatlım. Sadece beni işten kovdurmaya değil, üstüme tecavüz suçlaması reşit olmayan birinin ırzına geçme suçlaması da yamamaya çalışıyor.
Les gens ont besoin de contacts humains.
- Herkesin insanlarla temas etmeye ihtiyacı vardır Maxine.
J'aimais Fred, mais pas jusqu'à prendre ses chaussures.
Ayağın da aynı numara görünüyor. Yaşlı Fred'i severdim Maxine, ama ayakkabılarını giymek istemiyorum.
Vous voulez des chambres?
Maxine Faulk. Oda mı arıyorsunuz?
La générosité est ta seconde nature, Maxine, tu le sais bien.
Biliyorum Maxine, cömertlik senin doğanda var.
Assez, Maxine!
- Rahat bırak Maxine.
Quand je vois une gousse d'ail ou d'autre chose, je la reconnais tout de suite!
Etrafında duvar çevrili olmasaydı Texas düzlüklerinin körfez tarafından yutulmuş olacağını biliyor muydunuz? Maxine.
Laisse-moi au moins le crédit de mes quelques petits gestes méritoires.
Maxine. Kendi küçük yeteneğimin övgüsünden yoksun bırakma beni.
Merci, Maxine, il ne me manquait que d'être ébouillanté!
Teşekkür ederim Maxine. Tek ihtiyacım buydu. Ağzımı yakıp yara yapmak.
Pourquoi ne vas-tu pas prendre un bain de minuit, Maxine, avec tes boys?
İlave bir öneri yapabilir miyim Maxine? Neden kumsal çocuklarınla ay ışığında yüzmeye gitmiyorsun?
Maxine est indestructible.
Maxine dayanıklıdır.
Il n'y a pas de différence.
Maxine'nin verdiği tek izlenim kendisidir.
Maxine est Maxine, et j'ai le vin mauvais.
Maxine Maxine'dir. Ben de aşağılık bir piçim. İçmeyi abartırım.
Qui aviez-vous déjà aidé dans une crise semblable?
Maxine'e söylediğiniz şu yardım ettiğiniz kişi kimdi?
Maxine.
İyi misin?
Je peux descendre, mais remonter, je n'en suis pas sûr.
Tepeden aşağı inebilirim Maxine, ama geriye çıkma konusunda çok emin değilim.
Nous y sommes : Patty, Maxime et Laverne.
İşte buradayız, Patty, Maxine ve LaVerne.
Moi, je suis Maxime.
Hayır, ben Maxine'im.
Maxine, je ne sais pas pourquoi je t'écoute.
Maxine, seni neden dinliyorum, bilmiyorum.
Mon Dieu Maxine! Je vais te tuer!
Seni öldüreceğim.
Je suis le mari de Maxine.
Maxine'in kocasıyım ben.
– Bonjour, Maxine.
- Selam, benim. - Selam Maxine.
Bon voyage, Maxine...
İyi yolculuklar Maxine.
Maxine rentrera bientôt.
Yakında eve dönecek. Ben de 8.
Maxine...
Şimdi dinle Maxine.
Maxine était la cinquième. Elle ne portait rien du tout.
Maxine beşinciydi.Öyle şeyler giymezdi o.
Et heu... Maxine d'Arc,
Ve ee, Maxine of Arc.
"Écoute, Maxine, " tu ne peux pas faire Palm Beach avec des taudis.
Dedi ki, " Bak Maxine Bowery'yi Palm Beach'e çeviremezsin.
Un mois après l'arrivée de Maxine...
Bir ay sonra Maxine geri geldi.
Je croyais qu'il venait parler à Maxine parce que d'habitude, c'était toujours pour Maxine.
Arkadaşım Maxine ile konuşmaya geldiğini düşündüm. Çünkü genellikle Maxine ile konuşmak için odayı arşınlarlar.
Ecoute, toi, Elaine Schulman, fille de Charles et Maxine Schulman, tu es la seule personne que j'aimerai et honorerai dans la maladie et, de préférence, en bonne santé, à Manhattan, de préférence dans l'Upper West Side, pour le reste de ma vie.
Bana bak Charles ve Maxine Schulman'ın biricik kızı Elaine Schulman, Sen hastalıkta ve tercihen sağlıkta, Manhattan'da ve Yukarı Batı yakada hayatım boyunca seveceğim tek kişisin.
- Merci, Maxine.
- Teşekkürler, Maxine.
- Bonne nuit, Maxine. - Bonne nuit.
- İyi geceler, Maxine.
Eh, Maxine, attention.
Hey, Maxine, dikkatli ol.
Maxine, aide-moi!
Maxine.
Ce n'est pas drôle, Maxine.
Bir adamın yirmi yaşından küçük bir kızı ayartması demek.
Pourquoi veux-tu toujours des jeunes?
Hiç komik değil Maxine. Neden hep gençleri istiyorsun tatlım?
Je peux me raser moi-même.
Kendim tıraş olabilirim Maxine.
"La lèpre, c'est tout?"
Maxine "sadece cüzam" der gibi "sadece panik" deme şöyle.
Maxine, tu es unique!
Maxine, büyüksün.
Un petit geste de clémence.
Biraz merhamet Maxine.
Qu'est-ce que tu fais?
- Ne yapıyorsun Maxine? - Toplanıyorum.
Elle est partie, Maxine.
O gitti Maxine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]