Translate.vc / Français → Turc / May
May traduction Turc
7,475 traduction parallèle
Donc, May a demandé du temps libre pour la première fois de toute l'histoire.
May tarihte şu ana kadar bir ilk olarak biraz izin istedi.
Il est temps que May re-découvre le monde en dehors du SHIELD, vous ne pensez pas?
May'in S.H.I.E.L.D.'ın dışındaki dünyayı keşfetmesinin vakti gelmedi mi ne dersin?
Le 8 Mai.
- 8 Mayıs.
Oh, Ashley. Tu as toujours mon EpiPen.
Ashley, EpiPen'imi taşımayı hiçbir zaman unutmazsın.
- Je peux commander. Je serai seul.
- Sipariş verebilirim artık, tek başımayım.
Devinez le 25 mai, une semaine avant la date prévue.
Ben 25 Mayıs dedim, doğum yapacağın günden bir hafta öncesi.
- Pourriez-vous nous lire celui envoyé à Danny Latimer le 29 mai?
- Evet. - 29 Mayıs'ta Danny Latimer'e gönderilen e-postayı okur musunuz lütfen?
Celui du 16 mai?
16 Mayıs'ta gönderilen mesaj lütfen.
Mes félicitations, Babineaux, vous avez réussi à la mettre sur le tableau
Tebrikler Babineaux. Onu tabloya taşımayı becerdin.
Il sait qui est réellement May.
O Mayıs gerçekten kim bilir.
May.
Mayıs.
May a disparu vers ses 15 ans.
O kaçırılan olmadığını tespit zaman En Polis
À l'époque, la police a déterminé qu'elle n'avait pas été kidnappée.
Mayıs 15 yaş civarında eksik gitti.
Nancy Harper, tout comme elle a caché les gars. Elle a trouvé un foyer pour Jared, mais Paul était malade.
Nancy Harper, o çocukları sakladı gibi Şimdi, Mayıs, bir isim arkasına saklandı O bir ev buldu Jared, ama Paul hastalıklı
Mais il n'a jamais trouvé Jared ni May.
Ama Jared... veya Mayıs bulmadım.
J'admets vous avoir trompé, mais seulement pour protéger May.
Ama ben sadece Mayıs korumak için yaptım Ben, seni aldattı itiraf.
Paul trouvera May.
Paul Mayıs bulacaksınız.
Si je dois protéger May, je dois savoir où elle est.
Ben de Mayıs korumak am Eğer, Nerede olduğunu bilmek gerekir.
Votre agent Finlay l'a rencontrée.
CSI Finlay - o karşılanmaktadır Mayıs
Je dois me présenter à Cape May dans moins de 24 heures.
Yirmi dört saat içinde Cape May'deki birliğe teslim olmam gerek.
- Tu t'es trompé dans les maths. T'as peut-être oublié une retenue.
1'i taşımayı filan unuttun belki de.
J'essaie d'éviter les mines.
Ben mayınlardan kaçınmaya çalışırım.
On dirait que je suis seule.
Galiba yalnız başımayım.
- Il n'a pas de blindage anti-mines.
- Bunun anti mayın zırhı da yoktur.
J'ai peur quand je suis toute seule ici.
Korkuyorumve burada bir başımayım.
Matez-moi ça. Mai 1981.
Şuna bak. 1981 Mayıs.
Ça explique son urgence de renouer avec toi, de connaitre May, de rencontrer son petit-fils.
Neden seninle yeniden bağ kurup May'i tanımak ve torunuyla tanışmak istediğini açıklıyor.
♪ May you stay ♪
Parenthood - 6.
Parce que je me rappelle fermement que c'était le 3 mai, Et aujourd'hui on est le 20... Juillet.
Çünkü ben hatırlıyorum ki o gün 3 mayıstı ve bugün temmuz... yirmi...
Avons pensé pendant un instant que c'était Ellen May, mais son Marshal de garde lui sert d'alibi pour ce jour.
Önce Ellen May sandım ama Tanık Korumda'daki şerif o gün orada olduğunu teyit etti.
Pourquoi n'auraient-ils pas placé un champ de mine?
Niye etrafımıza mayınlı alan koymasınlar?
La cargaison des Yakuza pour Mei, c'est du Vanadium.
Mayıs ayında Yakuza'nın sevkiyatı Vanadyum.
- Le reflet dans le miroir?
- Aynadaki yansımayı mı?
Donc je préparais les claymores,
Ben de çift tuzaklı mayın, Earl'de ise Keleş vardı.
Arrête de culpabiliser.
Bütün bu suçluluk duygusunu taşımayı bırakmalısın.
Quand j'ai accepté d'amener cette chose pour l'école, vous ne m'aviez pas parlé des six personnes assises derrière.
Okul ve senin için, bu şeyi taşımayı kabul ettiğimde arkada 6 kişinin de oturacağını söylememiştin.
Pourquoi ils l'ont mise en mai?
Neden mayısa koymuşlar ki?
Je suis seul.
Evde tek başımayım!
Nous regrettons de vous embêter avec nos problèmes politiques, mais la Norvège a accueilli beaucoup de Tchétchènes et les événements récents nous incitent à la plus grande prudence.
Problemlerimizi buraya taşımayız diye ummuştuk ama Norveç'te yaşayan çokça Çeçen var ve olanlardan sonra ayrıca ihtiyatlı davranmamız gayet normal.
Vous avez tenté de tuer Irina Sidorova le 17 mai.
17 Mayıs sabah 8 : 13'te Irina Sidorova'yı vurmaya çalıştın.
Depuis le 10 mai... 1942
10 Mayıs 1942'den beri.
Samedi 9 mai, Noah Solloway est retourné avec sa femme et famille exprimant regret et désarroi pour sa récente trahison et affirmé son souhait de rebâtir leur précédente vie heureuse ensemble.
9 Mayıs Cumartesi günü, Noah Solloway üzüntüsünü ifade ederek ve son ihanetinden ötürü perişan halde eşine ve ailesine geri dönmüştür.
- Elle s'est fait opérer en mai.
- Anne, gidelim! - Mayısta ameliyatı vardı.
May His great name be exalted and sanctified in the world which He created according to His will, May He establish His kingdom, during your lifetime and during your days and during the lifetimes of the entire Family of Israel, speedily and soon...
[dua ediyorlar]
Les policiers indiquent que le chargement est arrivé le 11 mai à Chicago, deux semaines avant les prétendus conseils de mon client.
Torontolu dedektifler, bu sevkiyatın Chicago'ya 11 Mayıs'ta müvekkilimin tavsiye vermesinden dolu dolu iki hafta önce yapıldığını farketmişler.
Avez-vous la preuve que l'accusation savait que la drogue était arrivée le 11 mai?
Şimdi, iddia makamının uyuşturucuların 11 Mayıs'ta geldiğini bildiği hakkında kanıtınız var mı?
Change la date, enlève-le des spams, et change-le en "lu".
- Şimdi tarihi düzelt. - OKUNDU : 15 Mayıs 2014... spamdan dışarı çıkarı ve "okundu" olarak değiştir.
De May Day à la nuit de Walpurgis
"May Day" den Walpurgisnacht'a kadar her yerde kullanılmış.
À présent, May se cache derrière un nouveau nom,
Evet.
♪ may you stay ♪
- Final Bölümü "Tanrı Seni Daima Kutsasın ve Kollasın"
Le lendemain, le 10 mai, après un malheureux incident dans lequel le mari de sa maîtresse a pointé une arme sur sa fille de 17 ans,
Önceki beraber, mutlu hayatlarını yeniden inşa etme arzusunu ortaya koymuştur. Hemen bir gün sonra 10 Mayıs'ta, metresinin kocasının,... Bay Solloway'in 17 yaşındaki kızının tam önünde silah çektiği talihsiz bir hadisenin ardından,... kendisi söz konusu metresinin kollarına,... birdenbire, düşüncesizce geri dönmüştür.