English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Mcdonald

Mcdonald traduction Turc

704 traduction parallèle
" Et comment va Hector McDonald, le petit vendeur de ma Grand-Mère?
Büyükannemin şirin papağan satıcısı, Hector McDonald nasılmış, bakalım?
"Et Hector McDonald n'ira pas non plus sur la chaise!"
Ama, Hector McDonald da boylamayacak!
Au printemps, l'inexorable machine judiciaire examina le cas de Hector McDonald.
Baharın gelmesiyle birlikte, Hector McDonald... davası da görülmeye başlandı.
Le capitaine Mac Donald, chef de la brigade criminelle.
Bu, Baş komiser McDonald, Cinayet Masası Şefi.
- C'est le Sergent McDonald.
- Ben Çavuş McDonald.
Il n'est pas à vos ordres.
O sizin özel Marshalınız değil, Bay McDonald.
C'est encore moi qui déciderai.
Buna da ben karar veririm, Bay McDonald ve Matmazel...
Mon meilleur rôle, d'après Marty!
Marty McDonald yaptığım en iyi şey olduğunu söylemişti.
Ou sont Kaminsky, McDonald, Akhmed, les deux Maltais?
Kaminsky, Mcdonald, Ahmed ve iki maltalı'ya ne oldu?
Mr McDonald? Paul Brennan.
- Bay McDonald, ben Paul Brennan.
On a fait une exposition à l'église.
Kilisede bir sergimiz var Bay McDonald.
Si c'est le bon McDonald.
Ona sorarım, bilmiyorum. - Peki tamam.
Vous voyez, le format est grand. Elle existe en rouge et en blanc.
Ancak bunun kapsamı hayli geniş Bay ve Bayan McDonald.
Vous êtes parentes?
Bu hanım... Akraba mısınız Bayan McDonald?
Vous avez la bosse McDonald!
Kafamız şişiklerle dolu bu yüzden.
COUNTRY JOE
[Country Joe McDonald]
Ton passeport est au nom de John McDonald, de nationalité canadienne. Et Julie ne t'a jamais rencontré.
Pasaportun senin John McDonald olduğunu söylüyor, ve Julie ile asla karşılaşmadın.
Une lettre explique le suicide de M. McDonald.
Bay McDonald'ın intiharı için bir neden bulacaklar.
L'impitoyable Mcdonald entraînait ses rebelles.
Gaddar Macdonwald isyanını Batı Adaları'ndan sürdürdü.
C'est Mac Donald qu'il s'appelait.
- McDonald, adı. Doğru.
McDonald!
McDonald.
McDonald!
McDonald!
- Vous semblez inquiet, McDonald.
Endişeli görünüyorsun, MacDonald. Öyleyim, Caesar.
McDonald, quand on connaît quelqu'un et qu'on lui fait confiance, on ne peut que l'aimer.
MacDonald, inanıyorum ki birisini tanıyıp güvenebilecek kadar olgunlaştığında elinde olmadan ondan hoşlanırsın.
Avec l'accord de César, McDonald voudrait abattre et manger un lapin.
Caesar'ın izniyle MacDonald bir tavşanı vurmak, pişirmek ve yemek isteyebilir.
Savez-vous où nous sommes, McDonald?
Nerede olduğumuzu biliyor musun MacDonald?
une expédition de reconnaissance à la cité interdite avec l'assistance de Virgil et de McDonald.
Virgil ve MacDonald ile birlikte yasak şehre bir keşif gezisi yaptık. Neden MacDonald?
- McDonald?
MacDonald?
Milton, Woolman, Firestone, McDonald et Valence.
Milton, Woolman, Firestone, McDonald ve Valence.
N'oublie pas que McDonald fait la chasse aux retardataires.
McDonald's geç gelen paketini unutma.
Si tu as faim, j'envoie le serveur au McDonald.
Ve acıkırsan garsonu McDonalds'a yollarım.
Regardez, Mlle McDonald, il m'a fait une grande taille.
Bakın, Bayan McDonald. Göğüslerimi büyük çizmiş.
Mlle McDonald, le proviseur a appelé, elle veut savoir pour la répétition du défilé ce matin.
Okulun müdüresi Bayan McDonald aradı. .. bu sabahki tören provalarına devam edip edemeyeceklerini sordu.
Appelle Mlle McDonald pour savoir quand elle veut le faire.
Bayan McDonald'la görüş ve birlikte bir saat kararlaştırın.
Appelle McDonald et dis-lui de l'annuler.
Öyleyse McDonald'ı ara ve provaları iptal etmesini söyle.
C'est pas la joie. C'est là qu'on a perdu McDonald.
Bizi orada cehennem ateşine tutacaklar.
Il n'y avait pas de Burger King ou de McDonald s.
Burger King ya da McDonald's yoktu.
A l'observatoire McDonald de l'université du Texas... on s'apprête à projeter un rayon laser sur les rétroréflecteurs... à 380 000 km de là.
Texas Üniversitesi'ndeki McDonald gözlemevinde lazer ışını 380.000 kilometre ötedeki yansıtıcıları hedef alacak şekilde hazırlandı.
Tout juste sorti de prison... le Mahatma Gandhi quitte Bombay à bord du Rajputana... pour se rendre à une conférence sur l'indépendance...
Hapisten yeni çıkarılan... Mahatma Gandi, SS Rakputana gemisiyle Bombay'dan ayrıldı. Başbakan Ramsay McDonald'ın isteğiyle...
Il n'était pas vêtu pour le climat du Nord... mais il a été accueilli avec chaleur... avant d'avoir... une dernière entrevue avec M. MacDonald.
İklime uygun giyinmemişse de işçiler onu sıcak bir biçimde karşıladı. Sonra Bay McDonald'la son görüşmesi için güneye hareket etti.
En tuant le facteur, en braquant une banque... et en faisant 2000 bornes pour voir le plus gros tas de merde du monde.
Yarın resepsiyonisti öldürürsün... McDonald's'ı soyup, bize 1600 kilometre ötedeki... dünyanın en büyük çamur yumağını gösterirsin!
Deux Big Macs, un cheeseburger géant, six nuggets, deux cookies McDonald, des frites, deux milk-shakes chocolat.
İki Big Mac, bir peynirli Royal... altı parça Chicken McNuggets, iki kutu Ronald McDonald kurabiyesi... bir tabak McFries, iki çikolatalı milk shake.
On a autant de chance de la trouver que de trouver un Mac Do.
Onu burada bulma şansımızın bir McDonald's bulmak kadar olduğunu biliyorum.
A Nellie McDonald.
Mary MacDonald'a.
L'alibi de McDonald, sa présence à l'oisellerie de Mme O'Grady, sera vérifié par la police.
Olay anında, McDonald'ın Bayan O'Grady'e ait....... kuşçu dükkanında olduğu iddiası, polis tarafından araştırılıyor.
J'étais si jaloux de McDonald McCutcheon
McDonald McCutcheon'ı ne de kıskanırdım
Vous, McDonald, Bronc...
Peacock.
Entendu.
- Doğru McDonald'ı bulursun umarım.
McDonald...
Oh, MacDonald.
Pourquoi McDonald, et non un soldat?
Neden bir asker götürmedin?
Car nous sommes venus en amis dans une ville que nous croyions morte, mais McDonald est venu au cas où il y aurait eu des survivants, pour pouvoir parlementer avec eux en vue d'effectuer notre recherche.
Çünkü savaşmak için gitmedik. Düşündüğümüz şey orasının ölü bir şehir olduğuydu. Belki hayatta kalanlar vardır diye

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]