Translate.vc / Français → Turc / Melanie
Melanie traduction Turc
1,705 traduction parallèle
Hector, nous enquêtons sur le meurtre de Melanie O'Keefe.
Hector, Melanie O'keefe cinayetini araştırıyoruz.
Nous savons que vous et Melanie étiez amants.
Sen ve Melanie'nin sevgili olduğunuzu biliyoruz.
J'ai dit que Melanie avait un amant secret.
Ben Melanie'nin gizli sevgilisi var dedim.
Il n'y avait pas assez de temps pour que quelqu'un entre dans le parking, enlève Melanie et quitte les lieux. C'était Hector.
Bir başkasının, otoparka girip Melanie'yi kaçırıp uzaklaşmak için yeterli vakti yoktu.
Il y a d'importantes traces du sang de Melanie sur le siège du camion d'Hector.
Hector'un kamyonetinin koltuğunda Melanie'ye ait sağlam kan izleri varmış.
C'est de la nourriture directement issue du restaurant de Shand Creek, Et voilà comment on va attraper le tueur de Mélanie.
Shand Creek restoranından canlı görüntü ve Melanie'nin katilini bu şekilde yakalayacağız.
Celui qui a tué Melanie devrait être là cette nuit à Shand Creek.
- Melanie'yi her kim öldürdüyse, o gece Shand Creek'de olmalı.
Une des 20 personnes présentes cette nuit-là, a tué Melanie.
Oradaki 20 kişiden biri, o gece Melanie'yi öldürdü.
Une chose, même si Malcolm était dans la cuisine avec 20 personnes lorsque Melanie fut enlevée.
Sorun şu ki, Melanie kaçırıldığında, Malcolm mutfakta 20 kişiyle beraberdi.
C'est gentil.
Çok hoşsun, Melanie.
Tu sais que je n'approuve pas ce genre de comportement sous mon toit.
- Selam. Melanie, çatımın altında böyle şeyleri onaylamadığımı biliyorsun.
Bonjour, je suis Melanie Clayton.
Merhaba, ben Melanie Clayton.
Melanie Clayton.
Melanie Clayton.
Melanie, attends!
Melanie, bekle!
- Elles sont juste là.
Melanie. Şuradalar.
Melanie, cette robe ne va pas s'ajuster toute seule.
- Tamam, güzel. Melanie, gelinlik kendi kendini değiştiremez.
Je veux faire connaissance avec celui qui a volé le cœur de ma Mélanie.
Melanie'min kalbini çalan delikanlıyı tanımak istiyorum.
J'avais toujours espéré que Melanie finisse avec quelqu'un d'intéressant, et j'adore comment tu fais bouger les choses ici.
Her zaman, Melanie'nin en sonunda ilginç birini bulacağını umut etmiştim. Ve ortalığı karıştırmana da bayılıyorum bu arada.
Melanie, s'il te plaît.
Melanie, lütfen.
Montons admirer Melanie dans ta robe.
Yukarı çıkıp Melanie'yi senin gelinliğin içinde görelim.
- Je vais courir.
Koşuya çıkıyorum. Melanie!
Révérend Lowell, j'aimerais vous présenter...
Melanie. Peder Lowell, sizi nişanlımla tanıştırmaktan- -
Melanie.
Melanie.
Evarin transcripts.subtitle.me.uk
Manyak Melanie'yi getir bana.
Un peu sauvage. - Mais dans la normalité. - Bien.
- Melanie'nin ölümü öyle insanların düşündüğü gibi değil.
Donnez-moi "Melanie la folle".
Bugün büyük gün, güneş ışını.
Vous étiez proche de Melanie?
Mary.
La mort de Melanie n'est pas si limpide qu'on voudrait le croire.
Oğlu için elinden gelenin en iyisini yapar.
Quand j'en aurai fini avec Melanie Lloyd, le jury pensera qu'elle est limite satanique.
Bize söylemen gerek, Ben. Nefsi müdafaaya evet demen gerek.
Selon le code, les interrogatoires doivent se tenir au commissariat afin d'être enregistrés, en présence d'un avocat afin que la police soit protégée de sa tendance à... inventer des choses.
Hadi bakalım. Tanık ifadenizde, Melanie'nin bir petrolde taksinin camından sigara izmariti... -... attığınız söylemişsiniz, doğru mu?
Dans votre déposition, vous dites que Melanie a jeté un mégot par la fenêtre, dans la station essence, - c'est exact? - Oui.
Ne kadar hazırlıklı olsanız da, Memur Bey, polis arabasındaki konuşmayla ilgili sizi çapraz sorguya çekeceğimi de biliyorsunuzdur.
J'ai alors arrêté Ben Coulter pour le meurtre de Melanie Lloyd et l'ai mis en garde à vue.
Melanie Lloyd öldüğünde evde miydiniz? Hayır.
Première fois dans le box des témoins? Oui.
Melanie Lloyd öldü.
"Une manœuvre classique quand la défense est désespérée." Posez votre question, Mlle Slaughter.
Melanie'nin cesedini gördükten sonraki ilk 4 dakikada siz ne yapıyordunuz?
Non. Vous ne pouvez donc me contredire quand je dis que Melanie Lloyd est morte parce que Ben Coulter s'est défendu d'elle.
Acı bir ölüme yakın olmak, insanların davranışını tahmin edilemez hale getiriyor.
" Combien de temps s'est-il passé entre l'appel du voisin,
Melanie'nin ölümüne sebep olan bıçak yarasının sorumlusu Ben.
Ben Coulter était là, quand Melanie Lloyd a reçu un coup de couteau fatal.
Yani deri taneleri öyle pek gözükmüyor. Şeyde yani günün sonunda, şeyde bilirsin...
En aucun cas, un témoin qui a déjà témoigné ne doit parler avec un témoin futur.
Melanie Lloyd'u öldürdüğünü itiraf etmesi için bu sanığın ödünüzü kopardınız.
- le meurtre de Melanie Lloyd. - Non. C'est faux.
Yolunuza çıktıkları için onlardan iğreniyorsunuz.
- Les preuves sont accablantes. - Et... tous vos actes, toutes vos pensées, depuis le moment où Ben Coulter a endossé le rôle de suspect numéro 1 ont forgé chez vous, la conviction qu'il est coupable.
Siz düşünmeyi bıraktınız ama içgüdüleriniz eski usül polis güdülerinizin yaşadığı yer belki de Melanie'yi, Ben öldürmemiştir diye sizi yiyip bitiriyordu.
Je vais faire des affiches. Melanie, la poussière est la neige du Diable.
Melanie buketimi beğenmediysen bana söylemen yeterliydi.
- Non. - Quoi? Angela, je suis désolé.
Bugün burada, Melanie Clayton ve Sam Briggs'in evliliklerine tanık olmak için toplandık.
Melanie Anne Clayton!
Anne! Melanie Anne Clayton!
Tu veux que Freddie Graham t'aide?
Tek seçeneğimiz nefsi müdafaa. Melanie'den bahsedin bana.
En gros, il a planté le couteau.
Melanie ile yakın mıydınız?
Parlez-moi de Melanie.
- Siz kimsiniz?
- Vous n'avez été d'aucune aide pour expliquer comment Melanie Lloyd a reçu un coup de couteau fatal.
Annem ve babam da mahkemede olacak.
C'est votre 1er procès pour meurtre? Oui.
Yani, Melanie Lloyd'un, Ben Coulter'ın kendini savunması sonucunda öldüğünü söylediğimde, bana karşı çıkacak konumda değilsiniz.
Melanie Lloyd est morte.
Kusmanızdan, amatör bir polis memuru olduğunuz çıkarımını yapmamız bir aptallık olurdu.
En anglais seulement, merci.
Melanie Lloyd, öldürücü bıçak darbesini aldığında Ben Coulter oradaydı.
Exact.
Melanie kendi adına konuşama da ben onun adına konuşurum.