Translate.vc / Français → Turc / Michel
Michel traduction Turc
1,456 traduction parallèle
Tu sais ce que Michel pense de toi?
Michel'in senin hakkında ne düşündüğünü biliyor musun?
Michel.
Michel.
Votre prédécesseur, le père Michel, a été avec nous... pendant 5 décennies.
Senin soyundan olan Rahip Michel bizimle burada 50 yıl kalmıştı.
Je ne puis que prier de pouvoir suivre son bon exemple.
Evet, şey ben, Rahip Michel'in durumuna gelebilmek için Tanrıya dua ediyorum.
Léonard de Vinci était homosexuel, et Michel-Ange, Socrate, Shakespeare... et presque tous ceux qui ont forgénotre concept de la beauti
Leonardo da Vinci eşcinseldi, Michelangelo, Socrates, ve Shakespeare da öyle, ve hemen hemen, bizim güzellik diye algıladığımız şeyleri yaratan, diğer herkes eşcinseldi.
L'archange Michel pèse et juge les actes des morts.
Baş Melek Mikail ölülerin amellerini tartıyor ve hüküm veriyor.
En 1541, Michel-Ange dévoile la chapelle Sixtine.
1541 : Michelangelo Sistine Şapelini inşa etti.
Michel-Ange était marbrier.
Michelangelo mermer ocağında çalıştı.
J'ai une table chez Michel... et des billets pour le théâtre... pour fêter notre 1er Noël de jeunes prômis.
Az önce nişanlı bir çift olarak ilk tatilimizi.. ... geçirmemiz için, Micchelle'de bir rezervasyon yaptırdım.. ... ve kutlama için Music Man'e de bilet aldım.
Auberge Indépendance, Michel à l'appareil.
Independence Oteli, ben Michel.
Je t'ai dit que des Français venaient passer quelques jours et c'est ton boulot d'être gentil.
Michel, birkaç gün bir grup Fransız olabilir demiştim sana ve onları mutlu etmek senin işin.
- Michel, va leur parler.
- Michel, konuş onlarla.
Oui, j'ai pris un minuteur en forme de vache pour Sookie des cassettes de cardio-salsa pour Michel,
- Evet, gittim. Sookie için inek biçimli möleyen bir saat aldım Michel için Cardio Salsa kasetleri, Dean'e bir kitap aldım.
- Ah bon?
Ben Michel. Şeftali sosunu düzelttim.
J'ai été attaqué par des cygnes au Jardin du Luxembourg quand j'étais petit.
Çince büyük yardım ne demek biliyor musun? - Hayır. - Michel!
Michel, d'accord.
Michel, tabii.
Michel, c'est la première neige de la saison.
Michel, mevsimin ilk kar yağışı.
Auberge Indépendance, Michel à l'appareil.
Independence Oteli, Ben Michel.
Laisse Michel jeter un œil à ton devoir de français.
Gitmeden önce Michel'e Fransızca ödevini göster. Affedersin?
Allez, Michel. Je dirai à toutes les filles quelle bête de sexe tu es.
Bütün bayanlara ne biçim bir aygır olduğunu anlatırım.
Michel, le téléphone.
Michel, telefon.
Auberge Indépendance, Michel à l'appareil.
Independence Oteli, Michel konuşuyor.
- Michel, Jackson...
- Michel, Jackson...
Celui qui aurait pu être mal-interprété par l'autre Michel. Celui qui ne sait pas ce que veut dire parfaitement.
Diğer Michel yanlış yorumlayabilir güzelce'nin ne demek olduğunu bilmeyen var ya.
Michel et Raphaël, les anges du patron lui-même, qui piaillent comme deux gamines apeurées.
Michael ve Raphael... Baş yöneticimizin baş savaşçı melekleri Bir çift korkmuş çocuk gibi titriyorsunuz...
C'est pourquoi je n'ai pas l'intention de le quitter, malgré ce que tu as pu manigancer avec Michel.
İşte bu yüzden kısa zaman içinde buradan gitmeyi düşünmüyorum. Dostun Michael'la planladıklarınıza rağmen.
Michel, tu sais mieux que personne que j'ai le pouvoir de tuer les anges.
Michael... Melekleri öldürme gücüm olduğunu, herkesten daha iyi bildiğine göre Pis işlerini yapmaya bizzat kendin gelmenden etkilendim doğrusu.
Michel, je ne pensais jamais faire ça.
Michael, böyle birşey yapacağımı hiç düşünmemiştim.
La passion est aussi imprévisible, comme quand tu as failli me jeter dans les flammes avec Michel.
Ama tutkunun da, sonu belirsizdir... Bunu, az daha Michael'a katılıp beni alevlere atacağın zaman anladım.
Même dire à Michel et à son dieu que le monde est à nous et qu'ils feraient mieux de nous laisser en paix?
Michael ve Tanrı'sına Dünyanın bizim olduğunu ve yolumuzdan çekilmelerini söylemek gibi mi?
Ce que, d'après moi, Michel voulait depuis le début :
Sadece, Michael'ın ne zamandır istediğini düşündüğüm şeyi yaptım.
Je pensais plus à Michel Blanc qu'à Cornélius dans La planète des singes.
Gilligan Adası'ndaki Mary Ann gibi çirkin istedim. Maymunlar Cehennemi'ndeki Cornelius gibi çirkin değil.
Est-ce que la "Création d'Adam" de Michel-Ange est géniale?
Kelso... Micheangelo'nun Âdem'i yaratması iyi miydi?
Lewis, Michel-Ange est un génie, Beethoven est un génie.
Lewis, Michelangelo bir dahidir. Beethoven bir dahidir.
Jean-Michel Lucas, dit Tango.
Jean Michelle Düka ; kod adı Tango.
- Michel-Ange?
Onun için değil.
Michel-Ange et moi, on s'occupe de tes papiers.
Michelangelo ve ben kağıtlarını buluruz, tamam mı?
Comme le veut la tradition des grands artistes et de leurs mécènes, autant ceux de Michel-Ange que ceux des Médicis, je vous offre... cette sculpture.
Ve ressamların ve hamilerinin, Michelangelo'nun ve Medici'nin izinden giderek, bunu size veriyorum.
Tu vois, je vais chez Luke tous les jours, parfois 2, même 3 fois si Michel a parlé à ses compatriotes avec son accent ridicule.
Bazen iki kez. Michel o gün akrabalarıyla konuşmuşsa ve aksanı daha da belirginleşmişse üç kez gidiyorum.
Ça peut attendre, si tu préfères. Non, Michel. Car l'étude des habitudes alimentaires du consommateur moyen de Taco Bell
Düşünmem gereken tek şey işletme fakültesi olmadığı için, geride kaldım ve muhtemelen bu dersten kalacağım.
- Je devrais l'inviter à sortir?
- Michel ne istiyorsun? - Hiç boş odamız kalmadı.
- Elle voudrait nous dire bonjour. - Michel, où est maman?
- Hayır, bir merhaba demek isteyecektir.
- Avec son petit ami.
Michel annem nerede?
Une horreur.
Gitmeden önce Fransızca ödevine Michel bir baksın.
- Non.
Yapma, Michel.
S'il te plaît.
Lüften, Michel. Ne olur, lütfen?
Tu ne dois pas retourner au boulot?
Ayrıca Michel fazla çalıştığını düşününce çok güzelleşiyor.
Et Michel est tellement mignon, quand il pense être surmené
- Hadi. - Tamam.
Que veux-tu, Michel?
- Hatta o kadar hoş ki diğer soruma geçiyorum.
- Mais j'en ai parlé une fois.
- Evet, Michel.
- Tu veux laisser passer cette occasion?
- Hayır Michel.