Translate.vc / Français → Turc / Million
Million traduction Turc
7,896 traduction parallèle
Ça vient de moi, Luke d'une marginale sur un million qui a abandonné ses études deviens Steve Jobs.
Bana baksana, Luke. Okulu bırakanların milyonda biri Steve Jobs olur.
Un demi-million de plus chacun, pour moi, Max et Henrik.
Max ve Henrik için adam başı ekstra yarım milyon.
Chaque moment, chaque décision que tu prends, cela affecte les personnes autour de toi, cela change le monde d'un million de façons imperceptibles.
Her an, verdiğin her karar etrafındaki insanları etkiler ve farkında olmadığın milyonlarca farklı şekilde dünyayı değiştirir.
Tu as un million de dollars.
Bir milyon doların var.
Tu te décides à écouter tes messages un million d'heures après?
Milyon saat sonra mesajlarını dinlemeye mi karar verdin?
Elle n'a jamais été jeune, même il y a un million d'années?
Milyonlarca yıl önce falan hiç genç olmamış mı ya?
Bien, on est à un million et des poussières.
Tamam, bir milyon dolara yakın ama değişebilir de.
Je te l'ai dit un million de fois!
Sana milyon kez söyledim!
Max, On l'a fait un million de fois.
Max, bunu milyon kere konuştuk.
1.5 million.
1.5 milyon dolar.
Kai est un million de fois plus puissant.
Kai ondan milyon kez daha güçlü. Jo ölecek.
Et si je t'en offrais un million?
- İstediğinin 1 milyon fazlasını teklif etsem?
Un million de choses...
Milyon tane şey...
Peut-il relier Bishop au 1,3 million de dollars d'héroïne?
Tamam ama 1.3 milyonluk eroini de Bishop'a bağlayabilecek mi?
Et un million de personnes venant du sud.
Sonra güneyden insanlar gelmeye başladı.
C'était une fois sur un million.
- Yok, o milyonda bir olacak işti.
- Oh. Il en a un million comme ça.
Onda bunlardan daha çok var.
Mon souvenir préféré de nous, un que j'ai revécu un million de fois pendant ces 4 derniers mois est la nuit d'été que nous avons eu avant que tu partes pour l'université.
En sevdiğim hatıramızı ise son 4 ay içinde milyonlarca kez yeniden yaşadım. Üniversiteye başlamadan önce birlikte geçirdiğimiz o yaz gecesi.
On pourrait leur offrir 1 million de dollars, Ils ne vont pas nous laisser nous tirer d'ici.
Onlara bir milyon dolar teklif edebiliriz ama onlar buradan gitmemize izin vermezler.
Pour avoir conseillé des dealers pour la vente et distribution d'1,3 million de dollars d'héroïne.
Uyuşturucu satıcılarına 1.3 milyonluk eroinin nasıl tutuklanmadan satılacağını söylemek hakkında.
Un engagement initial de 3 ans, dans lequel Michael reçoit 1 million par année de mariage.
Anlamadım? Üç yıl geçerliliği olan ve evliliğiniz boyunca Michael'in yılda 1 milyon $ alacağı bir sözleşme.
Michael devra tout te rembourser... avec un million de dollar de pénalité... s'il viole les termes du contrat... confidentialité, apparences publiques, des tests de drogue aléatoires.
Sözleşme şartları ihlal edildiğinde, halka açıklandığında, rastgele uyuşturucu teslerinde sorun çıktığında Michael'da ceza olarak 1 milyon $ ödemeyi kabul ediyor.
Lawrence Brooks valait un million de dollars et bien plus.
- Lawrence Brooks'un serveti milyon dolardan fazlaydı.
- La firme a payé 1,3 million.
- Şirket 1.3 milyon yatırdı.
Trois, il veut emprunter un quart de million de dollars pour une dette qu'il ne pourra pas rembourser parce qu'on revient au point n ° 2 : il est suicidaire.
Üçüncüsü, borçlarını ödemek için çeyrek milyon dolar borçlanmak istiyor fakat borcunu ödemeyecek, çünkü ikinci maddeye dönecek olursak, canına susamış.
Je t'ai déjà vu gagner un demi-million de dollars.
Yarım milyon dolar kazandığını gördüm.
Certes, il y a un demi million de caméras à Londres, mais on doit rétrécir l'étau.
Londra'da hâlâ yarım milyon kamera var bunu daraltmalıyız. Pekâla.
Je dois livrer plus d'un million de barils.
Bir milyon fıçılık teslimattan bahsediyorum.
Tout ce qu'on faisait, c'était courir à travers les bois, et on ramenait 1 million par semaine.
Tek yaptığımız ormanda koşmak ve hafta bir milyon kazanmaktı.
Écoutez un peu, mes demi-frères ritals. Ces mecs ont au moins pour 1 million en cash et marchandise chez eux.
Bakın, İtalyan annelerden olan kardeşlerim,... bu adamların evinde en az bir milyon dolar zulalı.
Un demi million au minimum.
En az yarım milyon lazım.
J'en vois probablement un million.
Milyon tane yıldıza bakıyor olabilirim.
Je dois avoir de sacrés bons yeux, parce que j'en vois un million.
Gözlerim harikadır, ben milyon tane görüyorum.
Million de fois plus fort.
Birkaç milyar kez fazlası.
Je dois un million de questions pour vous aussi.
Benim de sana soracak çok sorum var.
Un million de fois oui.
Bir milyon kere evet.
Les taux d'arriérés hypothécaires explosent avec près d'un million de... 11 janvier 2007
Ödenemeyen ipotekler yeni rekora ulaştı yaklaşık 1 milyon ev. 11 OCAK ( 2007 ) Selam.
Vennett veut 1,9 million de plus de collatéral avant la clôture.
Vennett kapanışta, teminatlarda 1,9 milyon dolar fazla istiyor.
Il veut 1,9 million.
Piyasanın kapanışında 1,9 milyon dolar daha istiyorlar.
Ça ferait 1 million d'expulsés.
Bir milyon evsiz olacaktı!
Qu'est-ce que j'ai dit quand je t'ai donné $ 100 MILLION?
Size 100 milyon dolar verdiğimde ne demiştim?
Aller, le mec est prêt à foirer un film à $ 100 million à cause d'un problème perso?
Hadi ama bu herif kişisel sorunları için 100 milyon dolarlık filmi mi sikecek?
Je peux faire de votre vie un enfer ou dire : "Que Grant ait un million de dollars."
- Hayatını cehenneme çevirebilir ya da "Grant elinde 1 milyon dolar tutsun" diyebilirim.
Ou bien : "Que le million disparaisse."
Ya da "1 milyon dolar kaybolsun." diyebilirim.
On dirait que tu as un million d'années.
Milyonlarca yıl yaşlanmışsın gibi.
Mary, j'ai fait ça un million de fois.
Bunu zilyon kere yaptım Mary.
Depuis un orphelinat d'Hell's Kitchen jusqu'à une carrière de boxeur professionnel au Madison Square Garden la distance n'est que de quelques rues... et d'un million de miles.
Hell's Kitchen'daki yetimhaneden, Madison Square Garden'daki bir profesyonel kariyer dövüşüne, arada hem birkaç blok, hem de milyonlarca mil mesafe var.
- Un million de fois plus grand.
- Sadece bir gölet olmasın? - Milyar kere daha büyük.
De la vente d'un million d'ordinateurs en 90 jours.
İlk 90 gündeki 1 milyon gibi.
Cette île compte 1 million d'habitants.
O adada yaklaşık bir milyon kişi var.
1 sur un million, au moins.
- Milyarda bir.