Translate.vc / Français → Turc / Mingo
Mingo traduction Turc
94 traduction parallèle
Le Retour de Mingo sur Terre
"Mingo Dünyaya döndü"
Mingo suivrait ces traces, M. Helius!
Mingo bu izleri takip edecekti, Bay Helius! "
Et pour Mingo aussi.
- Mingo için de.
Amenez-moi cette radio ici.
Mingo! Radyoyu buraya getirin.
Mingo, à toi.
Mingo, sen de dene.
Mais personne ne peut te dire si je t'aime encore.
Mingo ve Fante'nin sana söyleyemeyeceği tek bir şey var. Hala seni sevip sevmediğim.
Que Mingo et Fante ont tué?
- Hayır... - Fante ve Mingo'nun yaptığını kanıtlayabilir misiniz?
Sam, va cueillir Fante et Mingo.
Sam, merkez ekibini al. Fante ve Mingo'yu getir.
Mingo, arrête de boire ça!
Haydi Mingo. Bırak şunu.
Mingo, arrête, je te dis!
Mingo, bırak şunu dedim.
Mingo vit encore.
Mingo hala hayatta.
Qui t'a fait ça?
Kim yaptı bunu, Mingo?
Tu es brûlé au 3e degré. Tu vas mourir.
Üçüncü derece yanıkların var, Mingo.
Le temps presse, dis-nous qui c'est.
Fazla zamanımız yok, Mingo. Kimin yaptığını söyle!
Vite! Qui l'a fait?
Fazla zamanımız yok, Mingo.
M. Kidd, je voudrais vous présenter mes associés.
- Bay Kidd, size ortaklarımı tanıtmak isterim ; Bay Mingo,..
M. Mingo, M. Lamarr. Et M. Gannon.
... Bay Lamarr ve Bay Gannon.
Mingo, je veux qu'on le prenne vivant.
- Mingo, onun canlı yakalanmasını istiyorum.
Mingo.
Mingo.
Mingo, abats les 2 premiers.
- Mingo, ilk ikisini öldür.
Vois ce qu'a Mingo.
Mingo'da ne var baksana.
Hé Mingo.
Hey, Mingo.
Mingo, écoute, ils le sortent maintenant.
Mingo, dinle, şimdi çıkıyorlar.
Moi et Mingo, on va préparer les oiseaux tard.
Ben ve Mingo kuşları hazırlayacağız.
Mais je ne sais rien d'autre que ce que missié... et Mingo m'ont appris.
Ama sahip ve Mingo'dan öğrendiğimden başka bir şey bilmiyorum.
Ils sont comme les doigts de la main. Ils vont aux combats de coqs avec le vieux Mingo, chaque semaine.
Her hafta, yaşlı Mingo ile horoz dövüşlerine gidip iki parmaktan daha yakın oluyorlar.
Eux, ils partent, oui... mais toi, tu restes.
O kuşlar gidiyor Mingo, ama sen burada kalıyorsun.
Missié... Mingo va bien.
Sahip, Mingo iyi.
Mingo, écoute, je...
Mingo, bak, ben...
Mingo, je...
İhtiyar adam, ben...
le Terrien Flash Gordon sera exécuté à 29h15, heure locale de Mongo.
Flash Gordon, Mingo saatiyle 29.15'te öldürülecektir.
On se reverra à Mongopolis.
- Mingo City'de görüşürüz.
Voyons ce qui se passe à Mongopolis.
Bakalım Mingo City'de neler oluyor.
Vire ton bordel, m'emmerde pas et tout ira bien.
Mingo, pılını pırtını topla ve benden uzak dur.
Vol de voitures - Mingo Pace Condamné en 1994
Mingo Pace, 1994 yılında mahkum edildi
Si Fanty et Mingo ne se trompent pas pour le butin, ce sera une belle journée.
Fanty ve Mingo ödemeler konusunda haklıysa... bu bizim için güneşli bir gün olabilir.
On dit à Fanty et Mingo qu'on a foiré, que vont-ils nous faire, tu penses?
Fanty ve Mingo'ya işi beceremediğimizi söylesek... sence bize ne yaparlardı?
- Lui, c'est Mingo.
- O Mingo. - O Fanty.
- Lui, c'est Fanty.
Sen de Mingo'sun.
Là, j'ai là que j'ai rencontré Mingo.
Orada Mingo ile karşılaştık.
Ce petit singe continue de déranger Mingo, et joue avec mes oiseaux dans le poulailler.
Küçük maymun horozlarımı dolaştırırken Mingo'yu rahatsız ediyor.
Mingo a beaucoup de travail.
Mingo'nun yapılacak çok işi var evlat.
Alors je vais mettre ton petit cul marron dans le charriot lorsque Mingo et moi sortirons pour un combat.
Öyleyse Mingo'yla dövüşe giderken o boklu kıçını da arabaya bindireceğim.
Mingo n'aime pas les enfants. Il...
- Mingo çocukları sevmez.
Tu feras ce que Mingo te dit de faire. Et tu te comporteras bien, ou je te vends aux Cherokees.
- Mingo ne yapmanı söylerse onu yap ve hareketlerine dikkat et, yoksa seni Çeroki vahşilerine satarım!
Mon deuxième nègre ce fût Mingo.
Aldığım ikinci zenci Mingo'ydu.
Mingo aussi.
- Mingo da öyle. Değil mi, Mingo?
Non, Mingo!
Yapma, Mingo.
T'entends ça, Mingo?
Bunu duydun mu Mingo?
Désarme le, Mingo.
Silahını al Mingo.
Mingo,...
Galgo..