Translate.vc / Français → Turc / Missiles
Missiles traduction Turc
2,065 traduction parallèle
Des émeutes ont éclaté à Moscou ce matin, quand les dirigeants russes ont réagi aux plans US d'installer des missiles en Pologne orientale.
Amerika geri adım atmazsa, Rusya istediği şekilde karşılık verme hakkına sahiptir. "Bu sabah Moskova'daki öfkeli sahnelerin sebebi Amerika'nın Polonya'nın doğusuna füze savunma üssü kurma planlarına Rus liderlerinin tepki göstermesiydi."
Si l'affaire dégénère, après les missiles, le fait est que mon réseau toujours en place sera notre seul espoir.
Füze kalkanı yüzünden işler kızışırsa, Örgütümün hala düşman sahasında olduğu gerçeği, tek umudumuz olabilir.
Les Russes ont réagi à l'annonce du projet américain d'installer des missiles en Pologne orientale.
Rus liderleri Amerika Birleşik Devletleri'nin Polonya'nın doğusuna füze üssü kurma planlarına tepkili.
Autrement... On est des missiles à tête chercheuse.
Hedefe kilitlenmiş bir füze gibiyiz.
Les missiles nucléaires ne l'écorcheront même pas.
Bunu yapamazsınız. Nükleer füzeler geminin dış yüzeyini çizmez bile.
Ces missiles ne cabosseraient même pas leur vaisseau.
- Füzeler o gemiye çentik bile atmayacaktı.
Je désire stopper les missiles autant que les Sontariens.
Füzelerin durdurulmasını Sontaranlar kadar istiyordum.
Continue juste d'appuyer sur N pour garder les missiles au sol.
"Hayır" a basmaya devam et. O füzeler fırlatılsın istemeyiz.
C'est pour ça que les Sontariens ont arrêté les missiles, pour le cacher.
Sontaranlar bu yüzden füzeleri durdurmak istedi. Kendilerini alıkoyuyorlardı.
Les images satellites prouvent que nos ennemis ont déployé des missiles nucléaires ayant une portée d'attaque jusqu'à notre pays.
Uydu fotoğrafları gösteriyor ki düşman ülkemize zarar verecek mesafede nükleer füzeleri konuşlandırmıştır.
Les missiles n'existent pas.
Füzeler yok.
Avec ce brouilleur, on ne pourra pas les suivre, tant que les missiles ne sont pas sortis.
Sinyal bozucu yüzünden onları takip edemeyeceğiz. Taa ki füzeleri açığa çıkarana kadar.
Tu sais ce qui va se passer si l'un des missiles la touche.
Eğer o füzelerden biri santrali vurursa ne olacağı hakkında birşey biliyor musun?
Même en attack mode, il ne peut encaisser 4 missiles cobras.
Saldırı modundayken 4 kobra ile başa çıkamaz.
Kitt, arme les missiles.
KITT, füzelerini yükle.
Missiles opérationnels.
Füzeler işleme hazır.
- Je lance les 2 missiles prévus.
2 füze hedefe ateşlendi.
Il s'est passé quelque chose au lancement des missiles.
Füzeler ateşlendiğinde kontak oluştu.
Vous n'avez pas eu 2 missiles tirés sur vous.
Sana 2 füze ateşlenmedi.
C'est ce que Arrow cherchait quand Kitt a lancé les missiles.
KITT füzeleri ateşlediği zaman,... Arrow'u koruyan şey buydu.
- Ils font des turboréacteurs utilisés sur les missiles tomahawk.
Tomahawk füzelerinde kullanılan turbo fanı üretiyorlar.
... des missiles lancés par des navires américains et des engins guidés lâchés par des avions furtifs atteignent leurs cibles dans Bagdad, ce que les officiels américains décrivent comme une tentative de décapitation du commandement iraquien avant le début de la guerre.
... Amerikalı yetkililerin hedefin Irak liderinin kellesini savaş başlamadan almak olduğunu bildirdiği saldırılarda Amerikan gemilerinden ateşlenen füzeler ve casus uçaklardan bırakılan güdümlü füzeler Bağdat merkezindeki hedefleri vurdu.
Je veux un vol stationnaire dans 30 min, à 100 m au sud-ouest, ratissant la zone Chevy, équipé de 4 missiles Hellfires.
Yarım saat içinde raporlarınızı bekliyorum. Soğuk kanlı olun avınızı yakalayın ve cehenneme gönderin.
À minuit pile demain la Navy va lancer des missiles de précision téléguidés.
Yarın, tam gece yarısında Donanma, onlara bir sürpriz hazırlıyor.
Des bombes intelligentes, des missiles.
Akıllı bombalar, füzeler.
Les propulseurs des missiles de croisière et des bombardiers alliés s'entendent à travers la ville.
Mühendisler Cruise Füzelerini hazırlıyor ve müttefiklerin uçakları,.. bütün şehirden duyulabiliyor.
Des missiles.
Füzeler.
... Surtout des pièces conçues par... des ingénieurs pour contenir des missiles et utilisée pour recalculer les positions.
Burası mühendisler tarafından özel olarak nükleer füzelere ve saldırılardan sonra durumun yeniden hesaplama olanağı sağlayacak dayanıklılıkta dizayn edilmiştir.
Notre pays a encore des bases de lancement de missiles balistiques... qui enverraient des ogives nucléaires sur des objectifs spécifiques.
Büyük olasılıkla ülkemiz dünyada nükleer başlıklı füze saldırılarında spesifik olarak ilk hedef durumu yüksek bir yerde.
Le navire n'aura qu'à tirer ses missiles anti-aériens.
Uçaksavar füzelerini atarlar.
Trouvez une excuse pour vous servir d'un de ces missiles et je vous garantis que nos ennemis n'oseront plus sortir de leurs grottes.
Birini kullanmak için bahaneniz olduğunda sizi temin ederim düşmanlarınız mağaralarından burunlarını bile çıkaramayacak.
Il nous en faut au moins 1,6 g, alors démontez 11 autres missiles.
Ama en az 1, 6 gerekli. Gidip diğer füzeleri de parçala.
- Repulsors et missiles inactifs.
- Püskürtücüler ve füzeler çevrimdışı.
Il peut dépasser des missiles très rapides et détruire du métal solide avec son regard enflammé.
Füzelerden daha hızlı koşabilir ve yekpare metali ısı ışınlı bakışıyla delip geçebilir.
- une histoire avec des missiles. - Un instant.
- Tamam, dur biraz.
Les sites anti-aériens ont été construit pendant la guerre froide pour abriter des missiles.
Nike tesisleri, soğuk savaş döneminde füzelerin yerleştirilmesi için inşa edildiler.
Bon bref, là où il y a des missiles, il y a des silos à missiles.
Her neyse. Füzeler vardı, o yüzden füze rampaları da vardır.
Ce sont des réservoirs de propulsion pour missiles.
Füze tahrik tankları.
Non, moi j'ai dit : "On a des missiles nucléaires."
Yok yahu, "Evet, nükleer füzemiz var" dedim.
Que sais-je à propos des systèmes de missiles, de la sécurité sociale ou du code fiscal?
Yani füze sisteminden veya sosyal güvenlikten ya da vergi yasasından ne anlarım ki ben?
Il y a vraiment des missiles pointés sur les Etats-Unis?
Füzeleri Amerika'ya yönelttiğiniz doğru mu?
Le système de missiles de Skynet est mis en place le 19 avril 2011. Il lance une guerre nucléaire contre l'humanité deux jours plus tard.
Skynet Füze Savunma Sistemi 19 Nisan 2011'de aktive oluyor insanlığa savaş ilan ediyor ve iki gün sonra nükleer kıyameti başlatıyor.
La créature rôde autour des gros réservoirs à fuel, ici sur le cap rendant impossible pour l'armée d'utiliser ses missiles sur elle.
Yaratık buradaki geniş yakıt tankerlerinin üzerinde uçarak... Ordu'nun füzelerini onun üstünde kullanmasını imkansız hale getiriyor.
Mes missiles sont morts.
Roketlerim tükendi!
Missiles thermoguidés.
Isı uyarlı füzelerle.
Et immobilisé nos missiles, pénétré notre espace aérien.
Böylece geçici olarak füzelerimizi devre dışı bırakarak hava sahamıza girdiler.
- Missiles interceptés!
- Füzelerin yolu kesildi!
Une roquette et des missiles.
Bir roket atar mermisi geliyor, havadan da füzeler.
L'Amérique a des avions, des missiles et des bombes.
Amerika'nın füzeleri ve bombaları var...
Envoie des missiles!
- Füzeyi ateşle!
D-fusils, D-bombes, D-missiles.
P-silahları, P-bombaları, P-füzeleri.