Translate.vc / Français → Turc / Mitchell
Mitchell traduction Turc
2,954 traduction parallèle
Elle l'a avoué à Mitchell, plus ou moins.
Mitchell'a itiraf etmiş, aşağı yukarı.
Mais c'est un peu compliqué parce que c'est une vampire, alors Mitchell dit qu'on doit, vous voyez, marcher sur des oeufs.
Ama biraz karışık, o vampir olduğundan, Mitchell biraz şey istiyor bilirsiniz işte dikkatli davranmamızı.
Son mari et elle nous ont attaqués, Mitchell et moi il y a quelques mois.
Bir kaç ay önce o ve kocası, bana ve Mitchell'e saldırdı.
Mitchell, qu'est-ce que tu racontes?
Mitchell, ne diyorsun sen?
Mitchell, je vous en conjure.
Mitchell, sana yalvarıyorum.
Mitchell, qu'est-ce tu fabriques?
Mitchell, ne yapıyorsun?
Vous êtes venue pour reparler à Mitchell?
Buraya yine Mitchell'la konuşmaya mı geldin?
Donc, le mec à qui appartiennent ces empreintes, John Mitchell, c'est ça?
Bu izleri aldığın adam, John Mitchell mı?
Franchement, Mitchell aurait pas fait mieux pour se retrouver impliqué s'il avait laissé une confession et des petits dessins.
Aslına bakarsan, Mitchell eğer itiraf ve grafiklerle gelseydi bile kendini daha fazla açığa çıkaramazdı.
Mitchell n'a jamais vraiment joué en équipe, mais qu'il se fasse arrêter... navré, on peut pas laisser faire.
Mitchell hiçbir zaman takım oyuncusu değildi, ama onu tutuklamaya gelince... Kusura bakma, buna izin veremeyiz.
Ca a sûrement un rapport avec Mitchell.
Muhtemelen Mitchell'la alâkalı bir şeydi.
Mitchell tient beaucoup ce que je reste en vie.
Mitchell beni canlı tutmakta epey kararlı.
Je suis le point d'arrêter John Mitchell pour le meurtre présumé des vingt passagers de Box Tunnel, mais j'ai des raisons de croire qu'il est armé.
John Mitchell'i Box Tunnel 20 davasıyla ilgili tutuklama girişiminde bulunuyorum. Ama silahlı olduğuna dair şüphelerim var. Lütfen destek gönderin.
Ca se propage, Mitchell.
Bu bulaşıcı Mitchell.
OK. Il faut pas avoir peur, Mitchell.
- Korkmana gerek yok.
Mitchell, c'était les enfants de quelqu'un.
Onlar da birilerinin çocuklarıydı.
Il faut que ça s'arrête, Mitchell, pitié.
Bu bitmeli Mitchell, lütfen. Bu şekilde olmalı.
Mitchell, je t'en prie, si tu m'aimes... si tu m'as jamais aimée, alors laisse faire.
Mitchell, lütfen, eğer beni seviyorsan, eğer beni hiç sevdiysen bunu yaparsın.
Je t'en supplie, Mitchell.
Lütfen Mitchell.
John Mitchell, je vous arrête pour présomption de meurtre.
John Mitchell, seni cinayet şüphesiyle tutukluyorum.
Ils sont venus prendre Mitchell.
- Mitchell için gelmişler.
OK, et s'il y avait un gant, Gangan Dugant.
- Peki, bir de Mitt diye birisi olsun. Mitty Mitchell.
Je pense à un épisode où il y a Batty Batterson, Gangan Dugant,
Şöyle bir bölüm düşünüyorum, Batty Batterson ve Mitty Mitchell var.
Gangan Dugant, très bon personnage.
Mitty Mitchell, harika bir karakter.
Je m'imagine très bien Gangan Dugant, dans ma tête.
Şu anda kafamda Mitty Mitchell'ın net bir portresi oluşmuş durumda. - Pekâlâ.
Malcolm Mitchell est à l'intérieur. Exécutez-le sans pitié.
Çok sessiz bir şekilde öldürün.
Six apparitions à la télé locale, trois sur le câble, à Northwestern. Les dîners chez Archer Daniels Midland et Lou Mitchell.
altı kez yerel kanalda, üç kez ulusalda, ve Kuzeybatıdaki konuşmaların, yazar Daniels Midland ve Lou Mitchell ile yemek yemen.
Sa femme, Sally Mitchell, et sa fille, Rebecca.
Karısı Sally Mitchell ve kızı Rebecca'yı.
Rebecca Mitchell.
Rebecca Mitchell.
Sally Mitchell.
Sally Mitchell.
Maison de la famille précédemment connue sous le nom de Mitchell.
Eskiden Mitchell diye tanınan ailenin evi.
- Vraiment, Mitchell?
- Ciddi misin, Mitchell?
Et Mitchell se moquera de toi!
Aman aman, Mitchell dayın hâline güler sonra.
On est pas à Times Square, ça prendra une éternité.
Olmaz Mitchell, Times Meydanı'nda değiliz. Gelmek bilmez şimdi.
Mon père a une photo de Mitchell et moi petits, dans notre ancien jardin.
Babamda, Mitchell'la benim çocukken eski bahçemizde çektirdiğimiz bir fotoğrafımız duruyor.
- Je peux pas y retourner.
O odaya dönemem, Mitchell.
Cal Fugasaki pour les actus sportifs et Bud Mitchell pour la méteo.
Cal Fugasaki ile sporda ve Bud Mitchell ile hava durumunda.
Oh, Mitchell.
Mitchell.
Mitchell et moi avons convenus que je serais en charge du mariage après la nouvelle tragique des Andy.
Geçen hafta Andlar'dan gelen üzücü haberden sonra düğün işleriyle benim ilgilenmeme karar verdik.
Où est-ce que je trouverais un autre gay nommé Mitchell avec les mêmes marques?
Aynı özelliklere sahip başka bir eşcinsel Mitchell'ı nereden bulacağım?
Choix difficiles, Mitchell.
Seçim yapmak çok zor, Mitchell.
Dans le passé, Mitchell l'aurait fait, mais il me fait de plus en plus confiance.
Eskiden olsa Mitchell'a koşardım. Ama gün geçtikçe bana daha çok güveniyor.
J'ai besoin de Mitchell.
- Mitchell'a ihtiyacım var.
Ta chanteuse préférée est Joni Mitchell?
En sevdiğin şarkıcı Joni "Kahrolası" Mitchell mı?
De Mitchell, je crois.
- Mitchell'ın.
Une banderole et une petite musique de fond.
Bir pankart ve hafif müzik eşliğinde olacak alt tarafı, Mitchell.
Très agréable... La matinée est assez dure comme ça.
Çok tatlısın, Mitchell ama zor bir sabah geçiriyorum.
On se retrouve chez tonton Mitchell.
Tamam. Mitchell dayınızda görüşürüz.
Malcolm Mitchell.
Malcolm Mitchell.
La sécurité de la CIA est neutralisée.
CIA korumaları halledildi. Malcolm Mitchell evde.
Quelle ironie.
Mitchell ironik aslında.