English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Musa

Musa traduction Turc

926 traduction parallèle
Je n'ai pas encore vu d'Indiens, mais je jurerais que quelque chose nous suit.
Şey, ben henüz hiçbir Kızılderili görmedim, ama Musa'ya yemin ederim ki bizi takip eden bir şey var.
Tel est le 6e commandement révélé à Moïse sur le Mont Sinaï par le Seigneur en personne.
Altıncı Emir böyle buyuruyor. Hz. Musa'ya Sina Dağı'nda Yüce Tanrı tarafından indirilen vahiyde böyle diyor.
Longtemps après, en dictant à Moïse les Dix Commandements, le Seigneur a dit : "Tu ne tueras point."
Bundan çok uzun zaman sonra tanrı Musa'ya on emri verdiğinde dedi ki ; "Öldürmeyeceksin."
On dit qu'un jour la mer Rouge s'est ouverte, suite à un accord spécial avec Moïse.
Kızıl Deniz'in Musa'nın mucizesiyle açıldığını söylerler.
Tel Mo ¨ ¨ se, il lui suffit de frapper un rocher pour faire couler l'eau.
Suyumuz bitince, tıpkı Musa gibi asasıyla kayaya vurup su çıkarır.
Je suis Michel-Ange sculptant la barbe de Moiise.
Hz. Musa heykelindeki sakala şekil veren, Michelangelo'ya dönüşürsün.
"Quand les jours de sa puri... purification furent accomplis... "... selon la Loi de Moïse...
" Ve günlerden bir gün Musa'nın anlattığı yasalara göre ruhsal arınmamız sonunda tamamlanmıştı.
Doux Jésus!
Kutsal Musa!
"Quand tu retourneras en Egypte. " tu feras tous les miracles que je mets en ta main. " Et l'Eternel dit à Moïse :
Ve O dedi ki : "Mısır'a döndüğünde sana verdiğim bütün mucizeleri kullan" Ve sonra Tanrı, Musa'ya dedi ki : "Firavuna git ve halkımı Mısır'dan çıkar."
Le pharaon dit à Moïse : " Qui est l'Eternel?
Firavun Musa'ya dedi ki : " Bu Tanrı kim?
Et l'Eternel dit à Moïse et Aaron :
Sonra Tanrı, Musa ve Harun'la konuştu ve dedi ki :
Leurs familles, dit-il. Penser à l'argent détruit un foyer.
Buckley'den öyle bir bahsediyordu ki Musa, Einstein ve Gallup'un hepsinin bir arada olduğunu düşünürdünüz.
Moïse, mes enfants.
Bir halkın kralı olacak olan Musa, çocuklar.
Mais c'est pareil, c'étaient des temps très durs pour les petits.
O, küçük Musa'yla ilgili olandı.
" Selon la loi de Mo'ïse et d'lsraël,
" Musa ve İsrael'in kanunlarına göre,
Micah, je t'ai élevé selon les dix commandements, les enseignements de Mo'ïse et les lois d'Abraham, d'Isaac et de Jacob.
Micah, ben On Emir tarafından, Musa'nın öğretisiyle, İbrahim, İshak ve Yakup'un yollarında sizi getirdim.
J'ai vraiment beaucoup de chance!
George yakışıklı. Ulu Musa, ben çok şanslı bir kızım.
Mme Anna... je crois ton Moïse avoir été imbécile.
Bayan Anna bence sizin Musa bir deli olmalı.
Moïse, Moïse, Moïse!
Musa, Musa, Musa.
Non, mais veux commencer par parler de Moïse.
Bu yüzden çağırtmadım, ama önce Musa'yı konuşmak istiyorum.
Je crois quand même ton Moïse avoir été imbécile.
Yine de sizin Musa'nın deli olduğunu düşünüyorum.
Avec moins... Dieu a créé le monde. Moïse le dit.
Aynı süre içinde Musa'nın dediğine göre, dünya yaratılmış.
Toi commenceras par Moïse.
Musa ile başla.
Sa Majesté a fait une remarque intéressante sur Moïse... en lisant la Bible, l'autre jour.
Majesteleri, İncil'i okurken Musa ile ilgili ilginç bir yorumda bulundu.
Moïse illustre très bien fait peu connu : hommes de foi et hommes de science... par contradictions... arrivent toujours à mêmes conclusions.
Evet Musa, az bilinen şu gerçeğe iyi bir örnektir ki din adamları ve bilim adamları birbirleriyle ters düşerek her zaman aynı sonuca ulaşmayı başarmıştır.
L'histoire de Moïse.
Hz. Musa'nın hikayesi.
Comme beaucoup d'entre vous le savent, la Sainte Bible omet près de trente ans de la vie de Moïse, depuis l'époque où il n'est qu'un bébé de trois mois, retrouvé dans les buissons par Bithiah, la fille du Pharaon,
Çoğunuzun bildiği gibi İncil'de Hz. Musa'nın hayatının ilk 30 yılı yer almaz, 3 aylık bebekken, firavunun kızı
Les cinq livres de Moïse.
Hz. Musa'nın beş kitabı.
EFFECTUERA UN PÈLERINAGE SUR LA TERRE QUE MOÏSE A FOULÉE
HZ. MUSA'NIN 3000 YIL ÖNCE DOLAŞTIĞI TOPRAKLARA
Et... puisque je t'ai sauvé des eaux, tu t'appelleras Moïse.
Ve... seni sudan çıkardığım için, adın Musa olacak.
J'ai envoyé Moïse détruire une ville. Il revient triomphant.
Musa'yı bir şehri yok etmeye yolladım.
Le Seigneur Moïse, Prince d'Égypte, fils de la sœur du Pharaon, bien-aimé du dieu du Nil, commandeur de l'armée du sud.
Hükümdar Musa, Mısır Prensi, Firavun'un kızkardeşinin oğlu, Nil Tanrısı'nın sevgilisi, güney ordusunun komutanı.
Prince Moïse!
Prens Musa!
Un bien beau tribut, en effet, Moïse.
Bu çok güzel bir haraç Musa.
Si tu doutes de moi, laisse Moïse bâtir une cité. Non!
Benden kuşkunuz varsa Musa bir şehir yapsın.
Il essaie simplement d'éloigner Moïse de toi, Sethi.
Hayır! Hayır. Musa'yı senden uzak tutmaya çalışıyor, Sethi.
Veux-tu faire plaisir à ton pharaon, Moïse?
Firavununu mutlu etmek ister misin Musa?
Non, au Prince Moïse, là-bas au pavillon.
Hayır, köşkün oradaki, Prens Musa'dan.
Grâce, Prince Moïse!
Merhamet edin Prens Musa!
- Grâce, Prince Moïse!
- Merhamet edin Prens Musa!
Je t'avertis, Moïse, le grain du temple appartient aux dieux.
Seni uyarıyorum Musa, tapınaktaki tahıllar tanrılara aittir.
Tu n'as de cesse de m'apporter des pétitions contre Moïse, mais la cité se construit et je suis en train de gagner, alors ne m'interromps pas ainsi pour des bagatelles.
Musa'dan sürekli yakınıyorsun, ama şehir inşa ediliyor ve ben oyunu kazanıyorum, bizi ayrıntılarla uğraştırma.
Tu pensais qu'en me laissant gagner, je t'offrirais Moïse.
Bana yenilince, Musa konusunda kazanacağını düşündün.
Moïse, bien sûr.
Elbette Musa.
À cause de Moïse, il n'y a plus de grain dans les greniers du temple.
Musa yüzünden tapınak ambarlarında buğday kalmadı.
Ils ont Moïse.
Onların Musa'sı var.
Dans le 5ème livre de Moïse, par exemple, il est dit..
Örneğin Musa'nın Beşinci Kitabı'nda bu durum :
Le rouleau de la Torah, contenant les cinq livres de Moïse et la loi, est retiré de la soi-disant arche sainte.
Musa'nın 5 kitabını ve kurallarını içeren Tevrat parşömeni,... sözde Kutsal Ahit Sandığından alınmıştır.
C'était Moïse, le roi des hommes.
Musa'ymış.
Moïse?
Musa mı?
Moïse!
Musa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]