English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Music

Music traduction Turc

650 traduction parallèle
Il veut faire un grand numéro de music-hall avec toi.
Seninle bir şov çekimi sahnelemek istiyor.
Rodrigo... le célèbre Rodrigo Quast... veut faire un numéro de music-hall avec moi!
Meşhur Rodrigo Quast benimle bir deneme çekimi yapmak istiyor.
Je crois qu'elle veut faire du music-hall.
Şovun içinde olmak istiyor.
Nous ferons quand même notre numéro de music-hall!
Her şeye rağmen şov çekimini yapacağız.
Je prépare un fabuleux numéro de music-hall avec ma fiancée.
Nişanlımla beraber harika bir şov gösterisi sahneleyeceğim.
Si je la cherchais, j'irais voir au Variety Music-hall.
Onu bulmak isteseydim, gece kulübüne giderdim.
"Je me demande si elle aimerait venir au music-hall avec moi " un de ces soirs.
acaba bir gece benimle gece kulübüne gitmek... ister mi?
Je retourne au music-hall, à mon numéro de dressage de lions!
Tabi ki sirkteki eski aslan terbiyeciliği işim!
Say It With Music.
Say It With Music'i izleyeceğiz.
Au cinéma, au théâtre, au music-hall, à la radio, partout.
Sinemada, tiyatroda, vodvilde işin bitti... radyoda, her yerde işin bitti.
J'ai reconnu deux de ses hommes au Music hall.
İki adamını o müzikhole kadar takip ettim.
Le music hall - Annabella Sm...
Bayanlar baylar..
Vous laissez les plus beaux souvenirs du music-hall!
Çok naziksin, Sidney.
"Les plus beaux souvenirs... de ce qu'on a jamais vu sur une scène de music-hall!"
Alo? Bayan Burke'ün soyunma odası lütfen. Alo.
Elle ne vaut pas 1 50 $.
[Music Box] 150 dolar etmez.
Peut-être serait-ce trop s'écarter de l'habitude que de vous inviter au music-hall?
Alışkanlıklarının çok dışına çıkmak gibi olmazsa benimle müzikhole gelir miydin?
II a dit au cocher d'aller au music-hall!
- Nereye gittiler? - Canterbury Müzikholü'ne.
Même si je vous dis qu'en ce moment, il est au music-hall avec une autre femme?
Şu anda size başka bir kadınla müzikholde olduğunu söylesem bile mi?
Nous sommes dans un music-hall...
Şimdilik bir varyete tiyatrosundayız, ama... Kitty.
Je sais que tu as été girl de music-hall.
Bir zamanlar revü korosunda olduğunu hatırlatmana gerek yok.
Au music-hall, rien. Ailleurs, rien.
Bir şova giremiyoruz, başka bir iş de bulamıyoruz.
Un music-hall.
Bu bir tiyatro.
- Ça a tenu l'affiche au Music-Hall.
Ona, Music Hall'de ne kadar gösterimde kaldığını söyle.
Quel est son public?
Music Hall'e kim gider?
Tu arriveras au music-hall. On va par ici.
Biz de bu taraftan gidelim.
Rien à en tirer au music-hall mais j'ai vu pire!
Gösterin vodvil olarak iyi değil ama Brooklyn'de çok daha kötülerini gördüm.
Au music-hall.
Vodvil tiyatrosuna gidiyorum.
Music Hall, le toit du "New Yorker", peut-etre.
Music Hall binasına, belki de New Yorker sahnesine.
Comme dans nos music-halls.
Aynen gazinolarımızda olduğu gibi.
Elle et Pete ont été stars de music-hall.
Pete ile o, vodvilde en büyük starlardan biriydi.
J'engage des numéros de music-hall, de cirque, de night-club depuis 30 ans.
30 yıldır vodviller, sirkler ve gece klüpleri için roller ayarlıyorum.
Il y a différents cas : music-hall... cirque, cabaret.
Yani, eğlence sektörünün her türü demek istiyorum. Karnaval var, vodviller, Ringling Kardeşler, gece klüpleri.
Et le Music Hall. J'aurais dû venir ici plus tôt.
Buraya neden daha önce gelmedim?
Purvis joue les Père Noël avec la femme de son copain, la reine du music-hall.
Aslan yürekli Purvis Noel baba rolüyle ölmüş arkadaşının karısını tavlıyor. Bir stritiz kraliçesi. Ha-ha-ha.
Les feux du Music-hall
VARYETE IŞIKLARI
- De music-hall, je danse.
- Hayır, varyete dansçısı.
Musique Senji ITO
Music by SENJI ITO
Il dit que ce serait le plus grand événement de l'histoire du music-hall.
İyane değil. Tiyatro tarihindeki en büyük gece olacağını söylüyor.
- Au music-hall où elles dansent.
- Kızların çalıştığı kafede.
Bennett, Bennett Music Company. C'est vous la dame qui...?
Ben Bennett Müzik Şirketi'ndenim.
Music by Akira Ifukube
Müzik Akira Ifukube
Celle qui les sauve des griffes des séduisantes danseuses de music-hall et des filles de riches passionnées?
Onları baştan çıkarıcı artist kızların pençesinden ve zenginlerin aşırı tutkulu kızlarından kurtaran kızı mı diyorsun?
Aux environs de 1919, le music-hall tenait une grande place...
1919'da vodviller, şov dünyasının büyük bir parçasıydı.
" Won't you make the music easy and sad
# Alışkınım artık # Makinaya bir bozukluk daha koy
C'était au dernier réveillon du nouvel an à la Nouvelle-Orléans, vous faisiez le spectacle au Club Rendezvous, ou peut-être le Music Bar?
Geçen yılbaşı gecesi New Orleans'daydı Club Rendezvous'da bir gösteri sunuyordun, yoksa Müzik Bar'mıydı?
musique par N. Kryukov
Music by N. Kryukov
C'est le coup de feu au Music Hall?
Ateş eden bendim.
- J'ai passé la soirée à l'Eden, un music-hall de Ménilmontant.
Tanığınız yoksa daha az komik olabilirim. Sakin olun. Geceyi Eden'de geçirdim.
Je dirige la troupe... une troupe de music-hall... je m'y connais...
Ne dediğimi gayet iyi biliyorum.
Un joli garçon peut toujours devenir cireur de chaussures vendeur de crayons ou refaire du music-hall!
Elbette değil. Bakışlarınla bir buz kamyonunu sürebilirsin - Ya da ayakkabı parlat
Au "Music-Shop".
'Melrose Müzik Evi'.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]