Translate.vc / Français → Turc / Mâle
Mâle traduction Turc
1,803 traduction parallèle
Tandis que la femelle demeure sur terre auprès de ses oursons qui dépendent d'elle, le mâle peut plonger sous l'eau pour chercher à manger.
Dişiler bakıma muhtaç yavruları yüzünden karadayken, erkekler yiyecek aramak için denize açılabilir.
Chaque femelle appelle son mâle, qui reconnaît son appel et lui répond.
Her dişi erkeğine sesleniyor. Ve dişisinin sesini tanıyan erkek, ona cevap veriyor.
Un paradisier bleu mâle fait son m'as-tu-vu dans l'espoir de s'accoupler.
Erkek mavi cennet kuşu kendine bir eş arıyor.
Le mâle est doué pour le chant, mais il devra faire plus que battre des cils pour impressionner la femelle.
Erkeğin güçlü ciğerleri var. Ama dişiyi etkilemek istiyorsa, gözlerini kırpıştırmaktan fazlasını yapması gerekiyor.
Plus un mâle est extravagant, plus il a de chances de se faire remarquer.
Bir erkek ne kadar sıra dışı olursa, fark edilme olasılığı o kadar fazla.
Mais peu de cris pénètrent aussi profondément dans la végétation dense que le solo bas de l'orang-outan mâle.
Ama çok az çağrı bu yoğun bitki örtüsü içinde, bu çağrı kadar uzaklara uzanabilir. Erkek orangutanın boğuk, bas solosu.
Le mâle doit rester alerte.
Erkek tetikte olmalı.
Mais comme le mâle monte la garde, le kodkod doit viser moins haut.
Ama tetikteki erkek pudu yüzünden, daha küçük hedeflere yöneliyor.
Le rorqual à bosse mâle chante pour attirer l'attention des femelles.
Bir erkek kambur balina, bir dişiyi çekmek için şarkı söylüyor.
La trentaine, mâle, poignardé à plusieurs reprises.
30'larında, erkek, birden fazla bıçak yarası var.
- Mâle de 45 ans, genou blessé.
45 yaşında erkek. Dizinden yaralanmış.
Mâle de 33 ans, découvert inconscient mais stable,
Lütfen. 33 yaşında, erkek, 4000 metreden düşüp kurtulmuş.
Je me sens comme une orang-outan en période d'œstrus et qu'un mâle non dominant essaie de la monter.
Kendimi, baskın olmayan erkeğin çiftleşmeye çalıştığı kızışma dönemindeki dişi orangutan gibi hissediyorum.
Cette histoire rendrait mieux si tu te comparais au mâle orang-outan.
Kendini erkek orangutanla karşılaştırsaydın hikaye daha etkili olurdu.
Les seins. C'est ce que notre hétéro mâle de 30 ans veut voir.
Memiş. 30 küsurluk heteroseksüel erkek okuyucumuz bunu istiyor.
Et je suis l'inspecteur Vera, un des anonymes de la horde de mâle.
Ben de dedektif Vera, isimsiz erkeklerden biriyim.
Mâle, afro-américain, la longueur du torse correspond,
Erkek, afro-amerikalı, gövde boyu uygun,
Le pénis acéré du mâle rend l'accouplement si douloureux pour la femelle qu'elle rugit et le mord lorsque il se retire.
Erkeğin dikenli penisi .. seksi dişi için acı verici yapıyor. Bu yüzden, geri çekilmesi için ona kükrüyor ve ısırıyor.
C'est un mâle.
Erkek.
Le premier fut un mâle nommé "XY".
Erkek olan ilkine "XY" deniyordu.
Elle donne naissance à un mâle de 40 centimètres de long et de la même couleur que sa mère,
45 santimetrelik bir erkek doğuruyor, rengi aynı annesininki gibi.
Dans la famille Schrute, nous avons une tradition où quand le mâle couche avec une femme, il est récompensé par un sac de graines, laissé sur le pas de sa porte par ses parents.
Schrute ailesinde, aileden bir erkek yabancı bir kadınla ilişkiye girdiğinde kapısına bırakılan bir torba yaban yulafıyla ödüllendirilir.
Ce n'est pas naturel pour un mâle, voilà le problème.
Çünkü bu bir erkek için doğal değil, sorun olan bu.
Jeff, c'est toi le mâle, hein?
Hey, Jeff, nasılmış benim oğlum, ha?
La sincérité évidente d'un mâle,
"Sevecen bir adam,"
Celle-ci portait un chiffre simple. Elle est bien plus forte que ce récent Éveillé mâle.
Son dövüştüğünüz erkek Uyanmış Varlıktan daha güçlü.
La femelle a cru que j'allais lui chiper son mâle.
Erkeğini avlayacağımı sandı.
Les mâles veulent se reproduire et les femelles veulent la protection d'un mâle.
Erkek maymunlar, mümkün olduğu kadar çok eşle üremek eğilimindedirler. Dişi maymunlar, korunma amacıyla erkeği kullanmak için sahiplenir.
La femelle montre sans conteste beaucoup plus d'intérêt pour le mâle.
4 saat oldu. Ve kesinlikle dişi olan, erkeğe daha fazla ilgi gösteriyor.
Dans le règne animal, le mâle n'est pas doué pour l'éducation des jeunes.
Hayvanlar aleminde türlerin erkekleri genelde çocuk büyütmekte işe yaramazlar.
Votre priorité est d'arrêter un mâle humain. Surnom : l'Infâme Docteur.
Artık önceliğiniz Doctor Vile kod adlı erkek insanı yakalamak.
- Mâle.
- Erkek.
Mâle afro-américain inconnu, d'environ 50 ans avec un niveau d'alcool de 0.12 dans le sang.
Kimliği belirsiz Afrikalı Amerikalı erkek, yaklaşık 50 yaşında. Kanındaki alkol oranı 0,12.
Pour cela, elles doivent se montrer soumises pour s'approcher d'un mâle a la recherche d'une partenaire.
Bunu yapabilmek için haliyle eş arayan erkeğe yaklaşabilmek babında çok eslek olmak durumundadır.
Elle s'approche donc, s'installe dans le nid du mâle et va parfois copuler avec lui, mais ce qui l'intéresse vraiment, ce sont les roches, alors des que l'occasion se présente, elle en saisit une et s'enfuit avec.
Yakınlaşır, yuvanın üzerine oturur, bazen de çiftleşirler. Ama gerçekte amacı taş almaktır. Bunu yapar yapmaz da taşla beraber kaçar.
Cet édifice était mon parent mâle.
Bu bina benim babam gibiydi.
Tout aspect mâle de mon enfance, je le trouvais ici.
Çocukluğumda erkekliğe dair ne varsa burada öğrenmiştim.
Mâle de type Caucasien, 30 ans.
Beyaz erkek, 30 yaşında.
C'est un mâle.
evet bu bir erkek.
Pas en tant qu'épouse d'un autre mâle guerrier.
başka bir şavaş düşkünü erkeğin eşi olmadan.
Devenir un mâle dominant signifie que sans dire un mot vous pouvez transmettre la confiance et la sexualité simplement à travers votre langage corporel...
Alfa erkek olmak, tek kelime etmeden vücut dilinizle güven ve cinsel gücünüzü yansıtabilmek demektir.
Un corps. Mâle. Peut-être eurasien.
Bir ceset, erkek, muhtemelen Avrupalı.
Mâle de 35 ans, blanc, qu'on a poussé ou qui a sauté de cet immeuble il y a 90 minutes.
35 yaşında bir beyaz adam 90 dk önce binanın kuzey cephesinden itilmiş ya da atlamış.
Ca me plaît, mais en tant que mâle...
Ama erkek olarak... Anlaşıldı.
L'ADN des empreintes correspond au sang sur l'affaire de NY, mâle inconnu.
İzlerden aldığımız DNA örnekleri New York yapbozunun üzerindeki kan ile birebir uyuyor. İsimsiz bir erkek.
Pour l'instant, cette année la glace tient suffisamment pour soutenir l'ours polaire mâle, le père des petits, alors qu'il cherche sa proie.
Şimdilik buzlar yeterince sağlam. Yavruların babası olan erkek kutup ayısını taşıyacak kadar sağlam. Erkek, avını arıyor.
Notre ours polaire mâle est maintenant en danger.
Erkek kutup ayımız büyük bir tehlike içinde.
- Des bijoux sur un chien mâle. - Quoi?
- Erkek bir köpeğe dişi mücevheri takıyorsun.
Il veut être le mâle dominant.
Üzgünüm. Erkeklik üstünlüğü var.
Vous jouez le rôle principal mâle dans un hommage à la pièce de Shakespeare Roméo et Juliette et vous êtes en retard pour la répétition.
William Shakespeare'in Romeo and Juliet'inde baş erkek kahramanı oynuyorsunuz.
dans la publicité... avant d'épouser cet adorable mâle. Oh, wow. Vous travaillez toujours dans la publicité?
Şu sütlüğe bakacağım, tamam mı?