Translate.vc / Français → Turc / Nets
Nets traduction Turc
263 traduction parallèle
Tu sais, être invisible a de nets avantages.
Görünmez olmanın avantajlarını biliyorsun.
On se sent libres et nets, et j'aime cette impression.
İnsan kendini özgür ve temiz hissediyor, bu hissi seviyorum.
Néanmoins, elle fait de nets progrès.
Bununla beraber, kesin ilerleme kaydediyor.
Maintenant, tes orteils sont nets et propres.
Şimdi parmakların düzgün ve temiz.
25 000 $ nets d'impôts. C'est beaucoup d'argent, Sabrina.
25.000 dolar net, az para değil.
Les bords sont aussi nets que si on s'était servi d'un scalpel.
Kenarları, neşterle kesilmiş gibi düzgün.
Tu dois faire des boulots pas nets.
Gerçekten çok tuhaf işler buluyorsun.
elle ne trouva en fouillant dans son sac qu'une vieille photo de muriel à 10 ans. Le visage rond, Ia bouche sévère, Ies sourcils bien nets et dans son regard, quelque chose de farouche.
Muriel'in on yaşındayken çekilmiş bir fotoğrafını çıkardı yuvarlak surat, sert ifadeli dudaklar, açık bir alın ve çekingen, vahşi bir bakış.
Le syndicat est fort grâce à lui. D'après le juge, il a fait des trucs pas nets.
Yargıca göre bu arada bir kaç iş çevirmiş.
Il a fréquenté des types pas nets... Elle reste trop chez le prêteur sur gages. Il en joue mieux que moi.
Lanet olsun, Buck bugün o kadar çok çalıştım ki sığır alıcısı bile benden daha iyi çalar.
Ne bougez pas, sinon on sera pas nets.
Kımıldamayın yoksa bulanık çıkarız.
Ils sont vraiment pas nets!
Hiç dürüst değiller!
"Comment ils le gagnent, leur putain de blé? En étant nets?"
"Böyle bir parayı reddedeceklerini düşünebiliyor musun?"
Ne cherche que les profits nets
Onlar yalnızca menfaati önemser.
Je savais que ces gens n'étaient pas nets.
Bu adamların sağlam pabuç olmadığını biliyordum.
Plus la moitié de nos revenus nets?
Artı net gelirimizin yarısı?
A 26 ans, il a retiré 650 K $ nets de cette fusion.
O birleşimden 650 bin kar yaptı. 26 yaşında, adam Rambo.
Cela veut dire que le reste des biens, d'une valeur globale de 3 millions de dollars, nets de frais et de droits de succession, iront dans un fonds de pension au bénéfice de la personne nommée dans ce document.
Vergiler ve masraflar çıktıktan sonra, yaklaşık 3 milyon dolar değerindeki taşınmazlar, bir lehtara verilmek üzere bu evrakta ismi yazan emanet fonuna devredilecek demek oluyor.
Je crois qu'ils sont nets.
Masum olduklarını düşünüyorum.
Les points sont nets.
Güzel, temiz dikişler.
Je veux des pupitres parfaitement nets!
Kimse ayrılmadan önce bu masaları tertemiz görmek istiyorum.
Tu connais des gens pas nets.
- Bu tuhaf insanları nereden tanıyorsun?
L'arrière-plan et les vètements sont nets.
Arka plan ve giysiler net.
Essaie voir. Les mots ne sont pas nets.
Kelimeler yeterince net değil.
Donc pas de mouvements nets.
Anlaşıldı mı, ani bir hareket yok.
Ai-je précisé que j'allais reverser deux pour cent de mes bénéfices nets au profit des orphelins de Bajor?
Yetimler için Bajoran fonuna benim net karımın % 2 bağışlama sözü vereyim?
Ils ne sont pas très nets.
Onunla işleri olmaz...
Elles discutent d'une affaire.
- Şike söylentisi dolaşıyor. - Peki ya Nets için ne düşünüyorsun?
Vous pensez que les bénéfices seront valables?
- Nets'in şansı nasıl? - Nets mi, elbette var.
J'aime la rentabilité, c'est le double?
Nets'i severim ben ama 1-2'a yıla kadar maç alamazlar.
Si vous la refusez, ils la baisseront à 15 000 £ nets.
Eğer bunu kabul etmezseniz, rakamı her an on beş bine düşürebilirler.
Les gens déduisent que nos salaires sont bruts alors qu'ils sont nets.
Brüt. Brüt denizinde yüzüyoruz ve net ağına yakalandık.
J'entends 3 sons bien nets.
Açıkçası ben üç farklı ses duyuyorum :
Tout propres, tout nets, mes petits hommes.
Hepsi özgün, temiz oldu küçük yavrularım benim.
Ces types n'étaient pas nets.
O çocukların başbelası olduğunu en başından beri biliyordum.
- Ils n'ont jamais été très nets.
- Bunlar zaten pek normal olmayan çocuklar.
Ils sont pas nets et je m'entends pas bien avec eux.
Çünkü beceriksizler ile uğraşmak istemiyorum.
- Les disques étaient nets.
- Diskler keskindi.
des souvenirs nets d'il y a 40 ans, mais pas du petit-déjeuner.
40 yıllık anıları gayet net hatırlıyor ancak kahvaltını hatırlayamıyorsun.
Il va emmener les Nets au championnat.
- Kesin şampiyon olacaklar.
Nets d'impôt. On veut que tu sois content
Mutlu olmanı istiyoruz Walter.
Les rêves sont très nets. Aussi réels que le reste.
Herhangi bir gerçek gibi - - parlak bir rüyaydı o zaman.
Et s'ils ne sont pas nets... c'est parce qu'ils révèlent un corps ténébreux. "
Ama gözlerimiz donuk olursa karanlık, kasvetli bir vücudumuz olur. " derdi.
Tu fais des trucs pas nets. Hein?
Bir şeyler saklıyorsun.
Les mouvements de Hugo sont puissants, nets et précis.
Hugo'nun hareketIeri güçIü ve kesin.
On pourrait regarder la fin du match des Nets contre les Lakers.
Nets-Lakers maçının sonunu izleyebiliriz.
Les revenus ne sont pas réguliers, mais nets d'impôts.
Bilirsiniz, her zaman para kazanamazsınız ama en azından vergi ödemiyorum.
Pour un salaire de 1000 dollars nets!
Güney Batı'nın tamamında KolalokaSon'ın resmi temsilciliğini mi yapıyorsun? Hem de 1.000 $ maaşla!
On est pas nets de toute façon.
Her iki şekilde de hala keskin görünüyoruz.
Lakers, Celts, Knicks, Nets. "
Lakers, Celts, Knicks Nets ".
Vous avez vu les Knicks?
Nets'e ne diyorsun?