Translate.vc / Français → Turc / Norman
Norman traduction Turc
3,383 traduction parallèle
Norman, c'est si gentil.
Norman, çok zarifsin.
Qu'est-ce qui te retient ici, Norman?
Seni burada tutan ne Norman?
- Le fait que le roi Harold ait dû quitter Stanford Bridge pour repousser les Normands fut un facteur décisif dans la victoire de Guillaume le Conquérant.
Şöyle bir gerçek de var ki Kral Harold'ın Norman işgalini püskürtmek için Stamford köprüsünden doğruca güneye gitmesinin William'ın zaferinde önemli bir rolü vardı. D...
Il y a 900 ans, l'Angleterre tombait sous la domination du joug normand.
Norman istilâsından bu yana tam 900 yıl geçti. Bu bize cesaret ve yiğitliği hatırlatıyor.
- Qu'est-ce que t'as là-dedans, Norman?
N'aber Norman? Ne varmış burada?
- Il faut se calmer, c'est Norman.
Zaten bu insan değil.
- Norman Parkis, employé au stock.
Norman Parkis, efendim. Depoda görevli.
Norman Parkis, qui est tombé sur vous alors que vous voliez des bas.
Çorapları aldığınızı farketme talihsizliğine düşen zavallı Norman Parkisi öldürdünüz.
- Je suis désolé pour Norman.
Böyle olmadı mı?
Il s'est trouvé là au mauvais moment.
Norman için üzgünüm. Yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Elle le représente maintenant avec d'autres bons acteurs comme Norman Reedus de "The Walking Dead".
The Walking Dead'den Norman Reedus gibi birçok harika aktörün de temsilcisi.
Tu connais Norman Reedus?
- Norman Reedus'ı tanıyor musun?
Le hall a été construit par Norman Chapel à Palerme.
Antresi, Palermo'daki Norman Şapeli.
Norman, où es-tu?
Norman, neredesin?
C'est Norman ou Dylan? - Quoi?
Norman mı Dylan mı?
Norman va bien.
Norman gayet iyi.
Norman dit que c'est de la légitime défense.
Norman nefsi müdafaa diyor.
- J'ai dit que Norman avait dit ça.
- Norman söyledi bunu.
- Je veux juste voir Norman.
- Yalnızca Norman'ı görmek istiyorum.
Norman va bien?
Norman iyi mi?
De ce que j'ai entendu, c'était de la légitime défense.
Duyduklarıma göre nefsi müdafaaymış. Norman suçlu bulunamaz.
Ils ne peuvent pas accuser Norman.
O böyle bir şey yapmaz.
On a tout ce dont on a besoin pour Norman Bates... sang, cheveux, empreintes, dites moi.
Norman Bates'ten gerekli her şeyi aldım. Kan, saç, iz örneği, ne istersen.
Parce que tu... tu ne peux pas leur dire que tu as des absences, Norman.
Çünkü bilinç kaybı yaşadığını açıklayamazsın Norman.
Norman, s'ils savent certaines certaines choses Il leur sera impossible qu'ils te croient comme moi
Norman, polisin bazı şeyleri bilmesinin, ben nasıl sana inanıyorsam onların da sana öyle inanmasını engelleyeceğini söylüyorum.
Tu veux revenir avec moi, Norman?
Benimle gelir misin Norman?
Mais je dois être avec lui non? Il est encore mineur.
Ama benim de Norman'ın yanında olmam gerekiyor, değil mi?
Non, il n'est pas arrêté. Il parle juste avec moi.
Hayır, Norman tutuklanmadı.
Mais si Norman veut que vous soyez là, - ça me va.
Ama Norman seni istiyorsa...
Tu sais, Norman...
Biliyor musun Norman...
Norman va bien?
Onun önemi yok. Norman iyi mi?
Norman est loin d'aller bien. Il est très bouleversé et inquiet
Norman'ın iyi olmayla alakası yok.
Et il attaque Norman et sa propre fille, et elle est si petite.
Norman'a ve öz kızına saldırmaya başlıyor.
Elle a besoin d'aide. Norman n'a voulu que l'aider.
Yardım eli gerekiyormuş, Norman da yardım etmek istemiş.
Norma, je ne fais pas dans le droit criminel, mais j'en sais assez pour dire que si c'est ce qui s'est passé, Norman n'a absolument rien à craindre.
Norma, ceza hukuku alanım değildir ama eğer olay böyleyse Norman'ın korkmasına hiç gerek yok.
Tu ne peux pas leur dire pour les absences de Norman.
Norman'ın bilinç kaybı yaşadığını söyleme.
Ils pourraient poser des questions sur Norman en général.
Ama Norman'ı sorabilirler.
Même si Norman n'a pas eu une absence hier soir, pour vous, c'est lié.
O an Norman bilinç kaybı yaşamamış olsa da sana göre bir bağlantı var.
Mais la raison pour laquelle je suis là c'est à propos d'elle et Norman.
Ama gelme sebebim o ve Norman.
Tu pourrais être présent pour eux, pour Norman.
Onların, Norman'ın yanında olabilirsin.
Norman est seul. Tu comptes pour lui.
Norman'ın anlaştığı kişiler çok az.
George est venu pour voir si tout allait bien et nous aider.
George, iyi miyiz diye yardım etmeye gelmiş. Selam Norman.
Nous en avons fini avec Norman pour l'instant.
Şimdilik Norman'la işimiz bitti.
Pourquoi tu ne m'as pas laissée faire ça pour toi?
Niye bana söylemedin? Ben yapardım Norman.
Je suis désolée, Norman.
Özür dilerim Norman.
Je ne sais pas, mais elle sait, oblige-la à te dire, parce que quoi qu'il arrive, ça lui fout une peur bleue.
Ne oluyormuş bana? Bilmiyorum ama annen biliyor ve ne yapıp edip öğren Norman. Çünkü her ne ise ödünü patlatıyor kadının.
Désolé que Norman ait dû traverser ça.
Norman'ın başından geçenler için kusura bakma.
... - Norman Parkis.
Ben Norman P-Parkis.
- C'est bon, Norman.
Sorun yok Norman.
Il est... pas comme tout le monde.
Norman bu.
Je veux voir Norman.
- Norman'ı görmek istiyorum.