Translate.vc / Français → Turc / Notebook
Notebook traduction Turc
55 traduction parallèle
Passons à la deuxième page.
Pekala, Notebook 2'ye geçelim.
Attendez, j'ai un autre carnet.
Sanırım... başka bir... başka bir notebook olacaktı.
N'oublie Jamais,
The Notebook.
The Notebook.
The Notebook.
J'avais loué N'oublie jamais.
Notebook'u kiralamıştım.
Marshall est une petite fille parce qu'il croit en l'amour véritable et qu'il vient de finir de lire "N'oublie jamais" parce que sa secrétaire l'a forcé à rejoindre l'Oprah Book Club *.
Evet, Marshall gerçek aşka inandığı ve sekreterler onu zorla Oprah'ın Kitap Kulübü'ne * üye ettikleri diye The Notebook'u * yeni okuyup bitirmiş biri olduğu için koca bir kız çocuğu.
j'ai vu N'oublie jamais et j'ai aimé.
Dün gece "The Notebook" filmini izledim ve gerçekten hoşuma gitti.
- T'as aimé'?
"The Notebook" filmini izledin ve hoşuna mı gitti?
Tu pleures à cause du film The Notebook?
Şimdi de The Notebook'a mı ağlıyorsun?
Prend ton notebook. Suis moi.
Defterini al, beni takip et.
C'est comme "The notebook", sauf qu'à la place d'alzheimer, Abed a ahem! Quelqu'un qui l'aime bien.
Tıpkı The Notebook'taki gibi, tabii alzheimer değil de Abed'in- -... seveni var.
C'est ce que j'ai fait quand on a loué N'oublie jamais.
"The Notebook" u kiraladığımızda ben aynısını yapmıştım.
Je veux dire, si elle était à la recherche de quelqu'un.. Regardons son téléphone, pendant qu'elle parlait de son petit ami, Je veux tout avoir.
Demek istediğim, erkek arkadaşı hakkında konuşurken beraber "Notebook" filmini izleyelim diyecek birini arıyorsa kesinlikle o benim.
La situation est inconfortable, je sais, mais ne m'abandonne pas. - Pas maintenant.
Bak, durumumuz kusursuz olmaktan çok uzak biliyorum ama sakın bana "Notebook filmi" durumu yaşatma, şu ara olmaz.
On a tous les deux vu The Notebook.
İkimiz de Notebook filmini izledik.
Comme dans The Notebook, je suis dans une maison de retraite, n'arrêtant pas de parler de mon amour du lycée, mon premier amour, revenant sur chaque petit détail, comme si ça importait.
Tıpkı Notebook'da olduğu gibi, düşkünler evinde oturuyorum ve devamlı lise göz ağrım hakkında konuşuyorum- - İlk aşkım. Sanki bir anlamı varmış gibi sürekli her detayı anlatıyorum.
Carnets d'un jeune médecin.
A Young Doctor's Notebook.
Okay, donc on peut se faire le classique Quand Harry rencontre Sally, ou on peut regarder The Notebook pour la millionième fois.
Tamam, Harry ile Sally Tanışınca'yı izleyebiliriz Not Defteri'ni izleyebiliriz, milyonuncu kez.
Et je ne veux pas que Lisa se pointe avec une copie de The Notebook en disant, "Où est le mini-bar?"
Ve Lisa'nın Notebook filmiyle çıkagelip "mini bar nerede?" diye sormasını istemiyorum.
Avez-vous obtenu ou non, le premier rôle féminin dans le film N'oublie Jamais?
Söylüyor muydun, söylemiyor muydun? The Notebook filminde ilk kadın seçim sen miydin?
Se disputer, se garer, claquer la porte, et aller bouder à la maison pour regarder "N'oublie Jamais".
Bağırış, çığırış, kenara çektirme, kapıyı çarpıp inme ve küsüp eve gidip The Notebook izlediğim.
"N'oublie Jamais"?
The Notebook mu?
A Young Doctor's Notebook Episode 1x4
A Young Doctor's Notebook. Mikhail Bulgakov'un kısa hikayelerinden esinlenilmiştir.
Russell est un visionnaire, je peux lui parler de mon carnet d'idées?
Hemen bir soru. Russell'ın görüşleri harika. Düşünüyordum da ona..... notebook görüşlerim hakkında danışabilir miyim?
Je me demandais si je pouvais te montrer mon carnet d'idées.
Russ, merak ediyordum da vaktin olursa Fikir Notebook'uma bakabilir misin?
Je dors plus, je me gave de somnifères et de N'oublie jamais.
Uyuyamıyorum. Ambien ve Notebook filmleriyle yaşıyorum.
Okay, tu dis que tu n'essayais pas de me séduire l'autre nuit quand tu m'as fait regarder "N'oublie jamais"?
Tamam, beni baştan çıkarmaya çalışmadığını söyledin sonraki gece bana The Notebook * u izlettin
La vie c'est pas N'oublie jamais vous savez?
Hayat "The Notebook" filmi değildir.
Uh, fais moi confiance.. prend un carnet.
Benim tavsiyem, kendine bir notebook al.
J'ai adoré "N'oublie Jamais". Eddie, tu es mené de 80 points.
- The Notebook kitabınızı çok severim.
un peu comme "N'oublie jamais".
Yani The Notebook gibi.
J'adore "N'oublie jamais".
The Notebook'u çok beğenmiştim.
Elle lui donne "Le carnet".
Kadın ona Notebook veriyor.
Luis, c'est le meilleur film d'histoire d'amour jamais fait.
Luis, Notebook şimdiye kadar yapılmış en iyi aşk filminin adı.
J'ai-j'ai loué N'oublies Jamais.
The Notebook filmini kiraladım.
On s'est installé et tu as insisté pour qu'on regarde "N'oublie Jamais".
Beni oturttun ve The Notebook filmini izlememiz için ısrar ettin.
Je n'ai pas regardé "N'oublie Jamais".
Ben The Notebook'u izlemedim.
Oh, mon Dieu, j'ai regardé "N'oublie Jamais".
Aman Tanrım The Notebook'u izledim.
Je parle à deux filles qui ont sûrement aimé The Notebook.
Tabii ya şu an The Notebook filmini seven kızlarla konuşuyorum ben değil mi?
C'est quoi The Notebook?
The Notebook nedir?
"L'amour est seulement une folie et je vous le dis, mérite un asile et un fouet tout comme les hommes fous." Mais à présent... à présent... depuis toi... à ma grande horreur, mon opinion sur l'amour peut être décrite au mieux
"Aşk, salt deliliktir ve şunu söylemeliyim ki aşk, deli insanlar gibi karanlık bir evi ve kamçıyı hak eder." Ama şimdi şimdi senden beri sefil korkum olan aşka bakış açım en iyi Nicholas Sparks'ın The Notebook'ta söylediği gibi açıklanır.
Peut-être qu'il a oublié trop souvent le film'The Notebook'.
Belki "Not Defteri" filmini haddinden fazla izlemiştir.
Il mange un bloc-notes Pentium comme collation.
Bir şey daha. Pentium notebook'ları da çerez niyetine yiyior.
Tu as perdu ta virginité chez tes parents en regardant The Notebook?
Bekâretini The Notebook izlerken baba evinde mi kaybettin?
Attendez- - c'est le même code que j'ai vu dans le notebook de Troy.
Bir saniye. Troy'un defterinde gördüğüm kodun aynısı.
C'est comme le film N'oublie Jamais.
The Notebook gibi.
Il vous raconte l'histoire des "Pages de notre amour"!
Resmen "Notebook" filminin özetini anlatıyor.
- The notebook?
The Notebook?
Bye. Je t'appelle plus tard. D'accord.
"Bridges of Madison County" ile "The Notebook" u karıştır ve üzerine porno ekle.
- Un cahier d'idées. - Dormir.
- Notebook fikri.
J'ai juste pas eu de rencard en un mois et je, je regardais
Aylardır kimseyle buluşmamıştım ve seni aramadan önce The Notebook filmini izledim...