Translate.vc / Français → Turc / Nsc
Nsc traduction Turc
76 traduction parallèle
- Il a appelé un ami du NSC.
- NSC'den bir arkadaşını aramış.
- C'est la signature de Carlos. - Bourne tue comme Carlos.
Kanada Maliyesi'nden Peter White NSC'yi arıyor Treadstone'u soruyor ve vuruluyor.
Le NSC envoie un type pour te seconder, un tireur.
Milli güvenlik kurulu nişancıya yardımcı olmak üzere bir eleman gönderiyor.
Le NSC l'a enrôlé dans un groupe de choc depuis.
Ayrıldıktan sonra MGK tarafından Washington'da bir SWAT takımına atandı.
Si le NSC l'envoie, c'est qu'il est qualifié.
Sadece bana güven. MGK'nın buraya gönderdiği herkes niteliklidir.
Tu es peut-être plus expérimenté, mais c'est une mission NSC et je suis ton supérieur.
Benden daha tecrübeli olabilirsin, fakat tüm saygımla bu bir MGK görevi. Yani, sen kabul etsen de etmesen de burada kıdemli olan benim.
J'ai reçu des ordres très précis de la part du NSC.
Pekala. MGK ekibi tarafından son derece detaylı özel emirler aldım.
Il a réparé le système NSC affecté par le virus?
Virüs bulaşan NSC sistemini tamir etti. - Tam bir odun.
Le meurtre de Lazarey a été lié au Covenant, le NSC mène donc l'enquête.
Lazarey'in ölümü Mutabakat'a bağlandığı için, Milli Güvenlik bu cinayeti araştırıyor.
Quand tu as demandé au NSC de me relâcher, tu m'as dit l'avoir fait parce que tu avais besoin de ton père, de ma force.
Milli Güvenlik'i beni hapisten çıkarmaya mecbur bıraktığında bunu, babana, benim gücüme ihtiyaç duyduğun için yaptığını söylemiştin.
Et le NSC souhaite ma présence?
Milli Güvenlik neden benim bununla ilgilenmemi istedi?
- N'oublie pas que tu cours le risque que Lauren et le NSC découvrent que tu as assassiné Lazarey.
Lauren ve Milli Güvenlik'in Lazarey'in suikastıyla olan ilgini öğrenmesinin sonuçlarını hatırlatmama gerek yok.
D'après ton père, tu aurais caché cette information à la CIA et au NSC parce que tu craignais qu'on te retire du service actif.
Baban ayrıca bana döndüğünden beri bu bilgiyi CIA ve Milli Güvenlik'ten sakladığınızı da söyledi. Çünkü görevden alınmaktan korkmuşsun.
Ma fonction me permettant de gérer les informations durant l'opération, je ne divulguerai pas celle-ci au NSC.
Devam eden bir operasyon sırasında bu bilgiyi açıklamayacağım için bunu Milli Güvenlik'ten saklayacağım.
Oui, au NSC, ce que nous avons fait.
Evet. Milli Güvenlik'ten. Biz de öyle yaptık zaten.
Tu savais que Dixon interdirait à Vaughn d'en parler ou le NSC m'aurait suspendue.
Dixon'ın Vaughn'a bunu Lauren'dan saklamasını söyleyeceğini biliyordun. Milli Güvenlik öğrenirse görevden alınırım.
J'ai expliqué à mes supérieurs que j'ai volontairement caché au NSC l'implication de Bristow dans le meurtre de Lazarey et que les membres de mon équipe en cause ont agi sous mes ordres.
Andrian Lazarey cinayetiyle Sydney Bristow'un ilgisinin Milli Güvenlik'ten saklanması kararının tamamen bana ait olduğunu amirlerime anlattım. Personelim benden aldıkları emirlere uyuyorlardı.
- Sydney est détenue par le NSC...
- Sydney Milli Güvenlik'in- -
Le contact qu'on attend, c'est un ancien du NSC?
Buluşacağımız kişi eski Milli Güvenlik ajanı mı?
Elle abrite un pénitencier secret du NSC où l'on cuisine d'éventuels terroristes dont le gouvernement nie la détention.
Çünkü orası hükümetin yakaladığını kabul etmediği teröristlerin sorgulandığı bir Milli Güvenlik cezaevidir.
Comment se fait-il qu'elle se soit enfuie avant même de savoir que le NSC voulait l'arrêter?
Milli Güvenlik'in onu aradığını bile bilmeden Sydney Bristow ülkeden nasıl kaçtı?
Il devrait accéder aux archives du NSC de son poste.
Bürodaki bilgisayarından Milli Güvenlik arşivlerine bağlanabilir.
Ce sera difficile en présence des agents du NSC.
Biraz riskli olabilir. Orası Milli Güvenlik ajanlarıyla dolu.
Pouvez-vous accéder aux données confidentielles du NSC?
Milli Güvenlik'in sistemdeki gizli belgelere girmek istesem bunu yapabilir misin?
Si j'obtiens le code, vous la libérerez en amochant des agents du NSC?
Size kodları verirsem, onu kaçıracaksınız değil mi? Milli Güvenlik'in canına okuyacaksınız.
En conspirant pour te libérer du NSC,
- Bunun hislerimle alâkası yok. Seni Milli Güvenlik'ten kurtarma planı yaparken,..
Je sais seulement qu'en me faisant arrêter devant mes enfants, vous avez commis votre dernière erreur en tant que directeur du NSC.
Çocuklarımın önünde beni tutuklamaları için ajanlar göndermek Mili Güvenlik'in Kıdemli Müdürü olarak yapacağın son hata olacak.
C'est votre mari qui l'a aidée à échapper au NSC.
Milli Güvenlik tarafından aranırken ülkeden kaçmasına kocanın yardım ettiğini hatırlatmama gerek var mı?
Le NSC considère le cas de Blake comme un succès de la thérapie par la neurostimulation.
Şunu da bilmelisin Sydney Milli Güvenlik Kurulu Blake'i nöron uyarım tedavisinin başarılı bir örneği olarak görüyor.
Vaughn et Reed préparent une autre mission pour le NSC.
Ajan Vaughn ve Reed Milli Güvenlik'in talimatıyla ayrı bir görev hazırlığında.
Vous avez loué vos services au NSC.
Şu anda Milli Güvenlik için çalıştığını biliyorum.
Il a proposé au NSC de lui fournir des informations.
Cezasının azaltılması karşılığında Milli Güvenlik'e bilgi vermeyi teklif etmiş.
Le NSC enverra d'autres agents de toute façon.
Çünkü Milli Güvenlik başka ajanlar gönderir. Öyle ya da böyle öğreneceklerdir.
Lauren est notre meilleure chance de cacher cette information au NSC.
Bu bilgiyi Milli Güvenlik'ten saklamamız için en iyi şansımız Lauren olabilir.
Tout le monde dans ce bureau a caché au NSC ce que j'essayais de découvrir.
O bürodaki herkes Milli Güvenlik'ten benim öğrenmek için çırpındığım şeyi biliyordu!
Le NSC arrivera à me retrouver.
Kaybolacağın kadar iyi bildiğin bir yer olmalı. Milli Güvenlik beni bulmak istiyorsa, bulacaktır.
Le NSC sait que Sydney est responsable du meurtre de Lazarey?
Milli Güvenlik Sydney'nin Lazarey'i öldürdüğünü biliyor değil mi?
Sous le couvert du NSC, Robert Lindsey m'a chargée de vous relever de vos fonctions jusqu'à ce qu'il vous remplace. - Pour quels motifs?
Milli Güvenlik Kurulu'nun verdiği yetkiyle Robert Lindsey benden, o gelene dek buranın yöntemini almamı istedi.
Le NSC attend un appel du Covenant pour mettre l'échange au point.
Milli Güvenlik değiş tokuşun yeri ve zamanı için Mutabakat'tan bir telefon daha bekliyor.
Le NSC me soutiendra, puisque notre collaboration compromet le combat contre le Covenant.
Birlikte çalışmamızın Mutabakat'ı yakalamamızı engellediğini öğrenince Milli Güvenlik Kurulu beni destekleyecektir.
Le NSC souhaite qu'il soit agent double au sein du Covenant.
Sloane'a güvenecek miyiz? LAUREN : Milli Güvenlik Kurulu Sloane'un teklifini kabul edip onu Mutabakat'a sokmamız taraftarı.
Le meurtre de Lazarey a été lié au Covenant, le NSC mène donc l'enquête. - Ils savent?
Lazarey'in ölümü Mutabakat'a bağlandığı için, Milli Güvenlik bu cinayeti araştırıyor.
Manque de chance, le NSC a confié l'enquête à madame Vaughn.
Talihsizliğimize bak ki, Milli Güvenlik bu soruşturmayı Vaughn'un karısına verdi.
La CIA et le NSC vont savoir que j'ai tué Lazarey.
CIA ve Milli Güvenlik, Lazarey'i öldürdüğümü öğrenecek.
Alors, le NSC te soumettra à tous les procédés existants pour récupérer ta mémoire.
Ve öğrendikleri zaman Milli Güvenlik,.. ... hafızanı geri getirmek için her türlü prosedürü uygular.
Le NSC voulait classer le dossier de ta mère.
Milli Güvenlik Kurulu annenin dosyasını kapatıyordu.
Le NSC est raccordé en temps réel, Lindsey voit tout ce qu'on voit.
Milli Güvenlik bizimle eş zamanlı bağlantıda. Yani biz ne görürsek Lindsey de görecek.
Je vous informe que le NSC autorise l'échange de Sark contre votre agent.
Milli Güvenlik Kurulu'nun ajanınız karşılığında Sark'ın bırakılmasına izin verdiğini bildirmeye geldim.
Vous oubliez que je dirige le NSC?
Milli Güvenlik Kurulu'nun müdürü olduğumu unuttunuz mu?
Parce qu'elle est du NSC ou ma femme?
Ya da bu ayrımın önemi yok mu?
Le NSC sait tout.
Eve gitme.