Translate.vc / Français → Turc / Occupe
Occupe traduction Turc
37,078 traduction parallèle
On s'occupe de logements sociaux, et on a affaire à des types louches.
Birkaç düşük kazanç getiren mülkümüz var ve oldukça karanlık tiplerle iş yapıyoruz.
Fais-lui savoir qu'on s'occupe de l'affaire.
Davayı bizim aldığımızı bildiğinden emin olun, tamam mı?
On s'occupe du 12 ème étage.
Pekâlâ, 12. kata göz atacağız.
Oui, j'ai vu comment il s'occupe de ton provolone ( fromage italien ).
Evet, aldığın İtalyan peyniriyle nasıl uğraştığını gördüm.
On s'occupe du convoi.
Konvoyu biz hallediyoruz.
On s'occupe des confédérés derrière lui.
Şu Konfederasyon askerlerini peşinden alalım.
Je m'en occupe. Non, tu pars. Je m'en occupe.
- Hayır, sen git, ben hallederim.
Je lui disais que sur ma terre, on a un Département des Opérations Extranormales, qui s'occupe spécialement des aliens.
Ona benim Dünya'mda özellikle uzaylılarla ilgilenen bir Sıradışı Operasyonlar Departmanı'mız olduğunu söylüyordum.
Je m'en... occupe.
- Ben hallederim.
Pas de soucis, je m'en occupe.
Endişelenme, ben hallerim.
Nate a raison, je m'en occupe.
- Nate haklı. Bu işi ben hallederim.
Je m'en occupe.
- Şu hızcı silahından nehaber? - Ben de onu almaya gidiyorum.
Je t'ai sauvé de l'orphelinat et je m'occupe de toi chaque jours, alors tais-toi, Frankie, tu as compris?
Anladın mı? Seni yetimhaneden kurtardım, yediğin yemeğin parasını da ben veriyorum. Bu yüzden çeneni kapalı tut, Frankie, anladın mı?
Non, c'est une scène de crime et Julian s'en occupe.
Hayır, orası suç mahalli oldu. Başında Julian var.
On s'en occupe, Directrice Michaels.
Bunu hallediyoruz. Direktor Michaels.
Je m'occupe du nord.
Güney koridoru al. Kuzeyi ben alırım.
Je m'en occupe.
Ben ilgilenirim bununla.
Lyla, quoi que ce soit, je m'en occupe.
Lyla, bu her neyse ben hallederim.
Occupe toi d'eux!
Onlarla ilgilenin.
Je m'occupe de ces deux là.
Bu ikisi elimde.
Je m'occupe de Dunn.
Dunn'un peşinden gideceğim.
- Les caméras de surveillance. - Je m'en occupe.
- Güvenlik kameraları.
Je m'en occupe.
Bu iş bende.
Alors quoi, je m'occupe du bar, tu fais du strip, Kev s'occupe des bébés?
Nasıl yani, ben bara bakıyorum, sen soyunuyorsun, Kev de bebeklere mi bakıyor?
Alors Kev s'occupe des enfants derrière le bar?
- Yani Kev barda bebeklere mi bakacak?
Il règle les problèmes de barman. Pendant qu'on s'occupe de l'affaire du van à nichons.
Biz dışarıda meme işini yaptığımızda barmen sorununu da çözecek...
Papa Franck s'en occupe.
Frank Baba halleder.
Je m'en occupe.
Rica ederim. Ben öderim dostum.
Je m'en occupe.
- Tost? - Çalışıyorum.
Je m'en occupe.
Ben ilgilenirim.
Kono, occupe-toi d'eux.
- Kono, hallet şunlar!
Il voulait que je m'occupe de Sara.
Sara'ya bakmamı istedi.
On s'occupe de Deborah?
Debora'yı mı düşüneceğiz?
Je m'occupe d'Insomnia.
Ben şehirdeki işlerle ilgileneceğim.
- T'inquiète pas, je m'en occupe.
- Merak etme, o iş bende.
Je m'occupe de lui.
Onunla ben ilgileneceğim.
Je m'occupe de tes 2 pédés et je finis avec toi.
İlk önce bu ibnelerle sonra da senle ilgileneceğim.
Ouais, mais son cul est un peu occupé en ce moment.
Öyle ama kıçı şu an biraz meşgul durumda.
Je m'en occupe.
Ben durduracağım.
Ray est occupé par d'autres choses.
- Maalesef Raymond başka işlerle meşgul.
Après m'être occupé de lui, je suis allé à S.T.A.R. Labs, et c'est là que j'ai découvert que ça avait changé beaucoup plus que ce que je pensais.
Adamı hallettikten sonra STAR Labs'e döndüm tahmin ettiğimden çok daha fazla şeyin değiştiğini gördüm.
Super occupé?
- Aşırı yoğundu.
Je m'en occupe.
Sen onunla ilgilen.
On trouve Caitlin. Puis on s'occupe de Savitar.
Önce Caitlin'i bulmalıyız.
Pas que je condamne habituellement de boire autant de caféine, mais vu que tu es tellement occupé à essayer de sauver la ville entière...
Bu kadar çok kafein almanı normalde onaylamam ama son zamanlarda tüm şehri kurtarmakla meşgul olduğun için...
Je suis convaincu que mes hommes s'en sont occupé.
- Benim adamlarım onların icabına baktılar.
Il a dit à Adam qu'il s'était occupé de Shioma.
Shioma'nın defterini dürenin kendisi olduğunu söylemiş.
Le SWAT est actuellement occupé par l'évacuation de la prison.
Özel kuvvetler şu an mahkûm tahliyesi için hapishaneye yardım ediyor.
Oublie le HPD. Je me suis occupé d'eux.
Polisi boş ver, onları ben hallederim.
Il doit être trop occupé.
Bilemiyorum, eskort birimiyle ilgileniyor olmalı.
Tu t'es occupé de Clara et de la petite?
- Clara ve kızımla ilgilendin mi?