Translate.vc / Français → Turc / Od
Od traduction Turc
90 traduction parallèle
Sergent, veuillez leur dire que David m'accompagne faire un tour.
Çavuş OD'ye söyler misin, David'i küçük bir yürüyüşe çıkartacağım.
J'y vais, c'est OD ( pour overdose ).
- Ben açarım. Bu OD.
OD, mon nouveau copain.
- OD, yeni sevgilim.
OD c'est le mec plus cool de l'école, c'est un génie de la musique.
OD, okuldaki en harika çocuk. Tam bir müzik dehası.
Tout le monde, voilà OD.
Millet, işte OD.
Ouais.
OD, geri çekil.
OD, mec.
O-D. - O-D adamım. - O-D adamım.
Bien, écoute, Sherman,
Ben de vardım adamım, OD Riley!
- Et OD et Grand-Père?
OD'ye, büyükbabama?
- Un "audi" quoi?
- Bir "od" ne?
On attend 6 OD. Je sors 5 minutes.
6 aşırı doz vakası geliyor.
Les OD vont arriver.
Bir sürü aşırı doz vakası geliyor.
On ne dialyse pas dans le cas d'une OD au Benadryl.
Benadryl aşırı dozunda diyaliz kullanılmaz.
Kerry en a déjà fait une sur une OD.
Kerry hemoperfüzyon yapmıştı.
La 2 est prête pour une hémoperfusion sur charbon pour l'OD.
Aşırı doza kömür hemoperfüzyonu için 2 no'lu Muayene hazır.
Mon OD, ses QRS sont à 0,12.
Aşırı dozun QRS süresi 0. 1 2'ye düştü.
- Elle va faire une OD.
- Asiri dozdan ölür.
OD t'as emmené le môme?
Ufaklığı nereye götürdün?
OD?
Nereye?
OD ça?
Nereye?
T'es oD?
Neredesin?
- et ce serait l'OD. - Avant le meurtre.
- Ama sonra vuruldu.
Je crée des CD-roms et des websites.
Şirketler için... OD-rom ve web siteleri tasarlıyorum.
Bon-jour, signifie absence de couleur... ce qui veut dire que le jour est bon.
Go-od, renklerin yokluğu demektir. "It's all good ( hepsi çok iyi ) ya da" Good Will Hunting, " i.
Qu'est-ce qu'il a fait? Tenter l'overdose avec du cidre et de l'Aspirine?
Ne yaptı, Sudafed ve şarap ile OD mi içti?
O'est un support de OD pour ta table.
Masan için CDlik.
Je me disais qu'on pourrait se retrouver à la maison ce soir et, je ne sais pas, jouer le OD de Sisqo...
Bu gece beraber gidebileceğimizi bile düşünüyordum, kim bilir, Sisqo CD'si çalıp...
Mais il n'y a pas de place sur le marché pour "Mixosc od pierwszego wejrzenia".
"MiXosc od pierwszego wejrzenia" Fakat, bunun icin bir pazar mevcut degil.
"Mixosc od pierwszego wejrzenia"
"MiXosc od pierwszego wejrzenia"
Odipounet.
Od-man.
Vieux Roc, nous voilà embringués dans une nouvelle guerre qui fera crever les fils et honorera les mères.
Oh, Yılların Rock'ı, kendimizi bir başka savaşın içinde bulduk. Öd koparan, hiç yılmayan Deniz Savaşı.
Il a pas de cervelle.
Senin Luke'da akıldan çok öd var.
OD!
- OD!
Et bien merci, OD.
- Teşekkürler OD. - Çok tatlısın.
Ravie de vous connaître, OD.
Seninle tanışmak güzeldi OD.
Ok, je m'appelle OD.
Şimdi...
O-D.
Ben, OD.
Et moi, mec, OD Riley!
Ona konuşmayı öğrettik, ablamla birlikte.
Où est OD?
OD nerede?
OD!
OD!
Il harmonisait vraiment la pièce.
Ya, değerli bir halıydı ve od...
Je suis le canal biliaire irrité de Jack.
Ben Jack'in köpüren öd suyuyum.
Tu veux dire que tu tiens un magasin de pétards... et tu n'as pas un seul... "nid de frelons", "soleil-triangle", "mitraillette"...
Havai fişek tezgahın olacak ve orada durup diyeceksin ki hiç ıslıklı çatapat dalak yaran, bıyık bisküvisi, öd koparan, Hüsker Düs'ün yok.
OD est-il?
- Nerede o?
Ben, il est oD le ruisseau?
Ee dere nerede?
OD t'as trouvé ça?
Onu nereden aldın?
OD est mon filleul?
Benim iyi oğlum nerede?
OD est l'arme, Tonho?
Silah!
Fais pas ta flo...
- Sorsana. - Haydi be, bu kadar öd
Kinky a fait une OD, c'est tout.
Morty, Kinky aşırı doz almış. Hepsi bu.
Là où il y a du vomi, il y a de la bile.
Kusmuğun olduğu yönde öd de vardı.