Translate.vc / Français → Turc / Ohh
Ohh traduction Turc
1,581 traduction parallèle
Ohh, s'il y avait eu un T-shirt, j'en aurais acheté un.
Eğer bir t-shirt olsaydı, satın alırdım
...
Ohh...
Bonjour.
Ohh!
On doit pas être danseur de claquettes pour porter ça? Ohh!
Bunu giymem için dansçı olmam gerekmiyor değil mi?
Ohh, mais ils t'ont brisé le coeur, non? Ces Toclafanes.
Şu Toclafaneler kalbini kırdı, öyle değil mi?
- Ohh, je vois.
- Anlıyorum.
Ohh, dis moi. Qu'est-ce que ça fait?
- Söyle bana, nasıl bir histi?
Ohh, d'accord, ça va.
Peki öyleyse!
- Ohh, tu veux en attraper?
- Biraz dişlemek ister misiniz?
Ohh, non non non
Hayır.
Ohh, c'est dur!
Çok yazık.
Ohh Tu sais que si les étoiles sont alignées et que toi et moi, nous nous marrions tu n'auras plus jamais à travailler.
Bak, yıldızlar bir şekilde doğru hizaya gelirler de biz seninle sonunda evlenecek falan olursak bir daha hiç çalışman gerekmeyecek.
- Oh oui! Absolument.
- ohh tabii ki dağıtıldı.
- Ce sont des cartouches vides?
- Bunlar mermi kovanı mı? - ohh Eve acelem var!
Cligne des yeux une fois pour oui, 2 fois pour non, 3 fois pour "oh que oui!"
Evet için 1, hayır için 2 ve Ohh Evet içinse 3 kere göz kırp.
Une brocante.
Ohh, eşyalarını satıyorlar.
- Ne fais pas ça!
Yapma bunu! Ohh! Ohh!
- Non!
Ohh!
Oh, mon Dieu, papa.
Ohh. Aman Tanrım, baba.
Oh, c'est vrai, parce que ton frère couche avec cette fille
Ohh, doğru, çünkü abin, bir zamanlar senin takıldığın bir kızla yatıyor.
Ohh, c'était pas sympa.
Bu çok kırıcıydı.
- Ohh! Sam.
- Sam!
Je-Je suis--ohh! - Comment vous avez eu mon adresse?
- Adresimi nereden buldun?
Ohh.
Ohh.
Bienvenue à la maison. Ohh!
Evine hoşgeldin.
Brettie, ah oui!
Bretçik, aye, ohh evet!
Quand le docteur n'est pas là, c'est moi qui danse.
Sen. Ohh...
Ohh! Je me sens bien.
Tanrım, kendimi çok iyi hissediyorum.
Ohh... allez, on y va.
Hadi, gidelim.
Ohh. Talent inutile No 66.
66 numaralı gereksiz beceri.
- Qu'est qu'il fait?
Ohh! Napıyor?
Ohh... une fissure qui va m'aider.
Neredeyse hiç çatlak kalmadı.
Non... Orange? Je vous en supplie!
Ohh, sen o değil misin, Zero?
Il est difficile de vous faire sortir d'allemagne de l'Est.
Ohh, sırtım.
Ça semblait presque trop beau pour être vrai.
Herşeyi anlat bana. Ohh, müthişti- -
Ohh!
Oha!
Tracy.
Ohh, Tracy.
Je sais ce que tu ressens, Coco.
Ohh.. Coco. Nasıl hissettiğini biliyorum.
Oh, oui.
Hmmm.. Ohh. Eveet..
Joli.
Ohh.. Bunlar güzel..
Ohh, baiser!
Oh, siktir!
Pendant 2 mois, on sera des vagabonds à plein temps, Moriarty et Paradise, vivant à l'est de notre passé...
Ohh, önümüzdeki iki ay boyunca, uzman serserileriz... Moriarty and Paradise, gençliğimizin doğusunda,
Divorcée, travaille dans un grand centre financier de Los Angeles et adore la sensation que lui procure un 69 vertical.
Doly Oh, Allahım, ohh...
Et comment on peut l'améliorer?
Ohh, görünüşe göre düğmene bastım.
Oh, et bien sûr, son opération est plus importante que mon anémie, tout comme ses mains, plus importantes que ma boulimie, mon agoraphobie ou...
Ohh! Tabi ki onun ameliyatı, benim anemi hastalığımdan daha önemli. ( Anemi :
Il pleut dehors.
Ohh Yağmur yağıyor
Ohh, waouh.
Vay canına.
Ohh...
Çok üzüldüm.
Ah!
Ohh.
Oh!
ohh!
Gorbatchev, qu'il s'en sorte ou pas, a perdu ses couilles dans ce coup.
Ohh.