English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Oop

Oop traduction Turc

58 traduction parallèle
Looping!
Alley-oop!
Oop-bop, mon cul!
Oop-bop, kıçıma!
Navré d'interrompre vos réjouissances néandertaliennes, mais il avait un autocollant qui disait : "J'ai adoré la prison."
Oop. Bunu yüzünden ceza alacaksın, biliyorsun değil mi? Şey, sıraya girmek zorundasın.
Et un alley-oop.
Alley-oop.
Le soir?
Ollie Oop'ta.
Cameron, attends! Devant le Ollie Oop, Cameron vous a dit que le Père Carlos irait à la police.
Cameron'u Ollie Oop Kaykay Parkı'na bırakırken, sana Peder Carlos'un polise anlatacağını söyledi.
Il lui faut un nom avec le son "OI". Molle, grolle, sole...
Şöyle büyük, geniş bir isim gerekli, oo, oop, opr, toprak!
Oups, j'ai fais tomber un pepperoni là-dedans.
Oop, oraya biber düştü.
J'ai fait des alley-oops.
Alley-oop yaptım.
- Alley-oop.
- Hooop.
Mais tu t'accroches, j'apprécie ça.
Bu anlaşıIıyor. Oop, Gördün mü?
- Je suis pas au bon aéroport.
- Yanlış havaalanındayım. - Oop.
Il va faire un alley-oop au mec juste derrière lui. Regarde.
"Alley-oop" yapması için topu çizgideki adama göndermek üzere.
Elle l'a appelée le alley-oop.
Adı da "Gulle Atışı".
On vient de me dire que cela s'appelle un alley-oop!
Şimdi öğrendiğime göre bu hareketin ismi "Gulle Atışı" imiş!
Encore un alley-oop.
Yeni bir gülle atışı daha.
Et voici le oop!
Ve ardından atış!
On ne peux plus faire le alley-oop.
Gülle Atışı'na devam edemeyiz.
Alors on arrête le alley-oop.
O zaman gülle atışı yapamayacağız.
Je pense qu'on pourrait utiliser ton alley-oop en NBA.
Sanırım senin şu gülle atışını NBA de kullanabiliriz.
On a de l'action.
Hey-oop. Bir olayımız var.
Les Hawks ont gagné!
Alley-oop geliyor ve Hawks kazanıyor.
Match de conférence. Il claque un dunk, remonte le terrain et s'écroule.
Konferanslarda alley-oop smaç yaptı sonra sahasına dönerken yıkıldı.
Oop-là!
Pardon!
Oop, devinez pas.
Demek ki öyle olmuyormuş.
Oop, je l'ai mentionné.
Tüh, bahsettim.
Boo-oop.
Hoooop.
Allé hop! à Pacific!
Pasifik'te Alley-oop. *
Oop, un appel.
Müdür arıyor.
Oop.
Oop.
Oop. Je vais prendre ça.
Yanıtlamam gerek.
Alley-oop.
Hoppa.
Oop, devines ce que je viens de réaliser?
Tahmin et az önce ne fark ettim?
Oupss, j'ai encore gaffé
Oop... az kalsın baklayı çıkarıyordum ağzımdan.
- T'étais vraiment déshydraté.
Çok fena susuz kalmışsın. Oop!
Le père de... Oop ; Rick apos!
Babası harika biri.
Alley-oop!
Tamam. Smaç!
Oop, oop, uh ouais, vous ouvrez vos positions un petit peu là.
BAHÇIVAN WILLIE KAZAN DAİRESİ FARELERİ YEDİ Oop, oop, ah, evet, duruşu güçlendir biraz.
60?
Oop.
Voici ton sceptre.
Oop!
Voilà.
Oop!
Apparemment, c'est la fin de mon poste.
Oop! Mesaim bitti.
A Ollie Oop.
Kapalı alan rampaları var.
Voici Cameron ce soir-là.
Ollie Oop'ta, fotoğrafları çocuklara satan bir fotoğrafçı tarafından çekilmiş.
Pris par un photographe à Ollie Oop.
Bu fotoğraf herhangi bir saatte çekilmiş olabilir.
Oups!
Oop.
- J'arrive!
Alley-oop!
C oop.
Coop. Nasılsın?
J'adore le alley-oop.
Gülle Atışı'na seviyorum.
[Porte qui claque] oop. Désolé.
Kusura bakmayın.
Un slam dunk de fou.
Görkemli bir alley-oop * gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]