English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Parma

Parma traduction Turc

51 traduction parallèle
Le mariage de la duchesse de Parme, la plus belle femme d'italie.
"İtalya'nın en güzel kadını olan Parma Düşesi'nin düğün şöleni!"
Celui-ci aurait épousé la duchesse de Parme. Et Paulette eût été princesse de Naples.
Büyükbaba, Parma Düşesi ile evlenmiş olacak ve Paulette de Napoli prensesi olacaktı.
A Rome et au-dessous, tous Romains, et embusqués encore......
Ne fark eder, Parma ve aşağısındakiler ya Romalıdır ya da Napoli mafyasındandır.
- Tu aimes les violettes de Parme?
- Parma menekşesini sever misin?
Quiconque entreprend un voyage à Parme doit se préparer à connaître au moins 3 divinités :
Parma'yı ziyaret edince, üç Tanrı'nın adını öğrenmelisin.
A-t-elle un mari à Parme? Ou, dans son libertinage, est-elle en quête d'autres amants, d'autres plaisirs?
Parma'da bir kocası var mıydı veya yeni aşklar ve başka zevkler arıyor muydu?
Excentrique aux amours aux frontières aussi incertaines que le Duché de Parme divisé entre Espagnols et Français.
Belirsiz cinsel tercihleri olan garip bir adamdı Parma düklüğünün sınırları kadar belirsizdi Fransa ve İspanya arasındaki.
- La duchesse de Parme.
- Parma Düşesi.
La duchesse de Parme était son titre.
Parma Düşesi onun sıfatıydı.
En 1 71 4, après la mort de sa femme, le roi Philippe... s'est épris passionnément de la belle duchesse de Parme.
Görünüşe göre 1 71 4'de, Kral Philip, ilk karısı öldüğünde Parma Düşesine karşı dayanılmaz bir arzu duymaya başlar.
C'est à cette époque que j'ai connu une Française qui étudiait les beaux-arts à Parme.
Ardından gerçek bir fransız kızıyla tanıştım. Parma'da sanat eğitimi alıyordu :
La Gazetta di Parma?
Parma Gazetesi.
Moi avec les Allemands, toi avec le livre de Parma.
sen de Parma kitabı üzerine boş laf ettin.
Je te passe Phil Parma.
Tamam Janet, Phil Parma'yı bağlıyorum.
Le dernier trait, il l'a tracé en écrasant sous son pouce ce qui restait de la craie.
" Son çizgiyi parmaðýnda kalan tebeþirle tamamladý.
Sa Majesté... Marie-Louise Thérèse, duchesse de Parme.
Kraliçe Maria Luisa Teresa Parma Düşesi.
Le duc de Parme l'a détruit.
Parma Dük'ü onu perişan etmiş!
Le Roi Philippe a envoyé le duc de Parme contre les Hollandais.
Kral Philip, Parma Dükünü Hollandalılar'ın üzerine göndermiş.
Si nous ne repoussons pas le duc de Parme et son armée espagnole, il frappera à notre porte d'ici la fin de l'année.
Parma Dükü'nü ve ona bağlı İspanyol ordusunu kontrol altına almazsak yıl sonuna varmaz kapımızı çalacaktır.
Les Espagnols ont un général adroit en la personne du duc de Parme.
İspanyollar'ın, Parma Dükalığı'nda akıllı bir generalleri var.
Nous posterons notre armée à Tilbury, où le duc de Parme doit débarquer.
Ordumuzu, Parma Dükü'nün karaya çıkması muhtemel olan Tilbury'de konuçlandıracağız.
Et je... je prend pour du vil mépris le fait que Parme, l'Espagne, ou n'importe quel prince d'Europe n'ose franchir les frontières de mon royaume!
Ve bana bana göre, Parma ya da İspanya'nın veya Avrupa'daki herhangi bir prensliğin ülkemin sınırlarına tecavüz etmeye cesaret etmesi iğrenç bir küçümsemeden başka bir şey değildir!
Nous avons des rapports indiquant que Parme pourrait traverser ce soir.
Parma'nın da bu gece kanalı geçebileceğine dair raporlar aldık.
Je suis Mercurio Cavaldi des grands Cavaldi de Parme, maîtres de la torture.
Ben Mercurio Cavaldi. Parma işkence ustası Cavaldilerden.
Les isotopes et le soufre concordent.
Sülfürdeki izotoplar parma kizi gibidir.
Pour qui le parmesan-prosciutto?
Kim Parma Prosciutto istemişti?
L'Invincible Armada est en mer avec une armée de 10 000 hommes? en a 15 000 sur les côtes de France.
Denize açılmış olan bu İspanyol Donanması'nın 10 bin ve Felipe'nin dostu olan Parma Dükü'nün Fransa sahillerinde 15 bin kişilik savaş gücü var.
Premier choix. Truffes noires de Parme.
Parma'dan siyah yer mantarı.
Marco Da Gente, seigneur de Parme!
Parma Lordu, Marco da Gente.
Tu t'occupes du Parme et du reste.
Hayır, Parma janbonu senin işin.
Et laisse tomber, je me suis occupée du Parme.
Parma jambonunu unut, ben aldım.
Non, on a dit le Prosciutto de Parma.
Hayır, Prosciutto de Parma'da karar kıldık. Sen karar kıldın.
Tu mets toujours Acqua di Parma pour un brunch informel?
Öylesine bir brunç için Acqua di Parma mı sıkıyorsun?
En fait, c'est du jambon de Parme.
Domuz eti. Aslında, prosciutto Di Parma.
Le jambon ordinaire est séché avec de l'ail et des épices... cannelle, clous de girofle, muscade... Mais le jambon de Parme est séché avec du sel marin puis lardé et emballé avec du poivre concassé, permettant à la viande d'acquérir cette saveur incomparable.
Klasik prosciutto, sarmısak, baharat tarçın, karanfil, hindistan cevizi kullanılarak yapılır ama prosciutto Di Parma, deniz tuzu, domuz yağı ve biberle yapılır.
Du jambon de Parme fait par des moines italiens, un peu de vieux gruyère, et bien sûr, ma propre moutarde.
İtalyan rahiplerinin yaptığı Parma salamı biraz da mağarada yıllandırılmış gravyer peyniri ve tabii ki incir hardalımı kendim yapıyorum.
On fait des fettuccine Alfredo et du prosciutto di Parma.
Fettuccine Alfredo ve prosciutto di Parma pişiriyoruz.
- Toujours l'Acqua Di Parma, Bob?
Hala Acqua di Parma mı kullanıyorsun, Bob?
Il ne faut qu'une goutte d'Acqua Di Parma derrière chaque oreille.
Acqua di Parma'yı, sadece kulaklarının arkasına sürmelisin, azıcık.
Une étude à l'université de Parme a montré que les catholiques fervents sont plus enclins aux TOC?
Biliyor musun Parma Üniversitesinin bir araştırmasında dindar Katoliklerin çoğunun obsesif kompulsif bozukluk belirtileri gösterdiği bulunmuş?
Même si tes techniques sont plus persuasives que celle de Parma-Paul.
Her ne kadar tekniklerin Parma- - Paul'ünkilerden daha ikna edici olsa da.
chaque semaine, ma mère cuisinait une bonne sauce au veau, et j'ai toujours imaginé que quand je fonderai ma propre famille, je referais la même chose, mais... tu sais, Max fait du football le dimanche
Annem çok güzel Parma peynirli dana eti yapardı ve ben de her zaman, ailem olduğunda aynı şeyi yapacağımı düşünürdüm, ama bilirsin, pazarları Max'in futbol maçları var ve
Donc maintenant, une fois de temps en temps, je fais de l'huile d'aubergine. et les enfants adorent ça.
Sonuçta artık arada sırada Parma peynirli patlıcan yapıyorum ve çocuklar bayılıyor.
Demande à la police scientifique de relever les empreintes dans le maximum d'endroits.
Adli tıpa evden mümkün olodukça parma izi almalarını söyle.
Nous ne voulons pas confondre vos empreintes avec celles du tueur.
Katil için yanılgı için de olmasaydık parma izinizi istemezdik.
Burrata... con prosciutto di parma!
Burrata... con prosciutto di parma!
J'étais profondément endormi, ils m'ont fait rouler sur un chariot à bagages poussé par un guichetier de Parma, Ohio.
Hemen uyumuşum, Ohio'lu bir banka memuru beni bagaj arabasıyla dolaştırıp durmuş.
Modène, Parme, Bologne, Milan, ces cercles concentriques s'élargissaient, et c'est ce qui se passait ici.
Modena'ya, Parma'ya, Bologna'ya, Milano'ya. Bu iç içe halkalar dışa açılıyorlardı. Burada bir şeyler oluyordu.
Je m'appelle Phil Parma.
Ben Phil Parma...
Aux bonbons à la violette?
Parma menekşesi?
Et des bonbons à la violette?
Parma menekşesine ne dersin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]