Translate.vc / Français → Turc / Patronum
Patronum traduction Turc
2,539 traduction parallèle
C'est pas surprenant.
- Patronum beni ilaçladı. - Şaşırmadım.
Elle ne me dirige pas.
O benim patronum değil.
Mon employeur fera affaire ailleurs alors.
- Peki. Patronum memnuniyetle başkasıyla iş yapacaktır.
Ma patronne ne veut pas.
Patronum kızar.
C'est ma patronne.
O benim patronum.
- Tu n'as pas d'ordres à me donner.
Sen kesinlikle benim patronum değilsin.
T'es plus le chef.
- Artık patronum değilsin.
Mon chef est l'agent Kimball Cho.
Patronum Dedektif Kimball Cho.
Ça rigole pas...
- Vay be! Iyi ki benim patronum degilmis!
Ryan n'est pas mon chef.
Deangelo, Ryan benim patronum degil.
Mon patron m'a dit il y a trois mois que quelqu'un était venu à la clinique et avait demander un copie de cette photo.
Patronum üç ay önce birinin kliniğe gelip bu resmin bir kopyasını istediğini söylemişti.
- Où est mon patron?
Patronum nerede?
Et Robinson n'est pas mon patron ;
Robinson, patronum değil.
Dr Dani Santino, voici Pat Purnell, coach principal...
Dr. Dani Santino. Pat Purnell ile tanış, koç benim patronum. Memnun oldum.
Mon patron m'a envoyé, comme j'avais déjà travaillé avec le CBI.
Hey, Rigsby gelmemi patronum istedi. Bilirsin, CBI'la önceden de çalışmıştım.
J'ai sorti la tirade de "mon patron va me virer si je n'ai pas une table" donc réservation au Felix à 20 h demain soir, et non dans six mois.
Tamam şu "lütfen, patronum " beni kovar, eğer masa vermezseniz arabamda yaşamam gerekir repliğini yaptım ve 8.00'de Felix'i ayarladım. Evet, yarın gece, altı ay sonraya değil.
Mon patron pense que j'suis dehors, à pister un ancien livre d'un collectionneur.
Patronum özel bir koleksiyoncuda bulunan tarihi bir el yazmasının peşinde olduğumu sanıyor.
Tu n'es pas mon chef.
Benim patronum değilsin.
C'est mon patron. il m'a dit d'y aller, je l'ai écouté.
Patronum o benim. Gelmemi söyler, ben de gelirim.
Ça cartonne comme Tron.
Tron'daki gibi hazır, patronum.
Selon mon patron, je sais pas parler aux femmes, et c'est ridicule.
Patronum, kadınlarla konuşmayı bilmediğimi söylüyor. Ki bence bu çok saçma.
Pardon de te déranger, mais on voudrait avoir le Premier ministre en direct, ce soir.
Patronum bu gece Başbakanla canlı yayında konuşmak istiyor.
Arthur, en tant que patron, merci de t'inquiéter.
Arthur, patronum olarak, endişene minnettarım.
Et si elle a le boulot, elle sera ma patronne.
Ve şimdi bu işi alırsa teknik olarak benim patronum olacak.
Je voulais un permis de construire pour mon patron.
Ben patronum için inşaat ruhsatı almak amacıyla bir dosya getirmiştim.
Me dis pas ce que j'ai à faire.
Benim patronum değilsin çakma yetişkin. Bana ne yapacağımı söyleme.
J'ai fait de mon chef un ennemi, à vie. À peu près
Ve kendime patronum dışında bir düşman kazandım sayılır.
Et qui est ma patronne.
Ve ayrıca benim patronum.
William Vanderbilt, Diana Payne.
Bu da patronum, Diana Payne.
- Da boss.
Patronum ben.
Cody est mon nouveau patron.
Cody yeni patronum.
{ \ pos ( 192,230 ) } Crois-moi, elle mérite ce titre. { \ pos ( 192,230 ) } Je m'occupe de la liste d'invités pour sa fête.
Patronum Anma Günü partisi için olan ziyaretçi listesini düzenleme işini bana bıraktı.
Mon ex-patron à la CIA a dit avoir entendu des rumeurs pouvant m'intéresser.
CIA'deki eski patronum bilmem gereken bir şey duymuş.
Je ne visite pas à domicile, mais le patron voulait pas que la presse l'annonce avant nous.
Normalde iş yerinin dışına çıkmam ama patronum biz öğrenmeden önce basının haberi vermesini istemedi.
Ensuite, mon patron m'a renvoyée, à cause du retard.
Sonra patronum beni geç kaldığım için kovdu.
Mon patron!
İşte bu benim patronum.
Tu n'es pas mon patron, alors ne me dis pas quoi faire!
Benim patronum değilsin bana ne yapacağımı söyleme!
Tu n'es pas mon chef, alors ne me dis pas quoi faire!
Benim patronum değilsin bana ne yapacağımı söyleme!
Très bien. Je vais avoir besoin d'un peu plus que ça a fait l'autopsie.
Peki, benim bu davayı açabilmem için biraz daha fazlasına ihtiyacım olacak, çünkü bu otopsiyi yapan da benim patronum olan, kıdemli tıbbî hekim oluyor.
Car mon boss dit qu'il n'a pas d'argent
Çünkü patronum yeterli parasının olmadığını söylüyor.
Mon chef pense que je vole, je vends tellement peu.
Patronum çaldığımı düşünüyor, satışlarım çok az.
T'es pas mon chef.
Benim patronum değilsin.
mon chef va me tuer si je ne fini pas ça.
- Lütfen, sadece bir saniye sürecek. ... eğer bunu bitiremezsem patronum beni öldürecek.
T'es plus mon chef, débrouille-toi tout seul.
Artık benim patronum değilsin. Başının çaresine bak.
Et je crois que mon patron m'a déjà harcelé sexuellement.
Galiba patronum şimdiden beni taciz etti.
Mon patron vient d'en prendre un.
Patronum kendine bir hayvan aldı.
C'est mon patron.
Bu patronum. Evet.
- Mon patron.
- Patronum.
Je vais jouer sur elle et pas sur l'affaire.
Patronum için asla kötü hisler beslemem. Davaya değil, kadına oynayacağım.
Kiril est mon patron.
- Kiril, benim patronum.
C'est mon ancien patron
O benim eski patronum.