Translate.vc / Français → Turc / Paté
Paté traduction Turc
100 traduction parallèle
Si vous voulez en faire de la chair à paté, allez-y.
Burama kadar geldi. Şerifçilik oynamak istiyorsan, sen bilirsin.
T'as été con, de pas prendre de paté.
Ezmenin tadına bakmadığına pişman olacaksın...
Vendredi, tu veux une tasse de café, un bout de pain ou un peu de paté?
Cuma, kahve ister misin, bir parça ekmek, biraz ezme?
"pâté d'alouette" à la sauce chicorée...
- Köri soslu Paté d'alouettes. - Köri soslu Paté d'alouettes.
Poulet froid... "pâté d'alouette"... Arrange ça Mitchel, sinon...
Soğuk tavuk, paté d'alouettes, salade de langoustine, gateau de carottes et Gruyére...
Je veux proposer un toast pour accompagner le "paté".
Kadehimi patéyle iyi gittiği icin.. heheh
- Laisse tomber. Du caviar et du pâté.
- Biraz havyar ve paté aldım.
De la paté pour chien.
Kanlı bir patlama.
Tu veux faire un tour autour du paté de maison?
Binanın etrafında biraz dolanmak ister misin?
La maison hanté est un paté de maison plus bas,
Bu bloğun sonundan sağa dönün ve burnunuzun dikine devam edin.
- ll s'appelle Pâté.
- Onun adı Paté. - Gülümse.
Un petit peu, autour du paté de maison.
- Mahallede kısa bir tur atacağım.
La fille qui... me met la paté sur XboX et trouve ça hystérique.
Xbox oynarken ağzıma edip bunu çok komik bulan kız.
Ces filles font la queue autour du paté de maison pour être sur votre carnet de bal! Super, mes voisins vont adorer
Bu kızlar senden randevu koparmak için evinin önünde sıraya girer. Harika. Komşularım buna bayılacak.
Paté, poulet, légumes et des desserts.
Köfte, piliç çevirme, garnitür, közlenmiş patates, bir kase meyve salatası ve bir düzine limonlu pay.
Alors vous etes une femme chanceuse, Parce que mon mari sait à peine faire un paté de sable avec une pelle en plastique.
Benim kocam plastik kürekle kum bile karamaz.
Faites encore le tour du paté de maisons.
Bloğun etrafından tekrar dön.
Car je déteste vraiment te voir faire souffrir Declan, pour en faire de la chair à paté.
Çünkü kolejli çocuk için Declan'dan vazgeçtiğini görmek hiç hoşuma gitmiyor.
Il manque... un seau de pieds de porc marinés dans du vinaigre, un jambon et un pâté.
Kayıp bir... Bir kurutulmuş domuz bacağı, jambon ve pate kayıp.
Un pâté, un jambon, des pieds de porc et 2500 salles.
Bir pate, bir jambon, kurutulmuş domuz bacağı ve 2500 oda.
Ce que verrukkelijke un pate.
Bu harika! Çok lezzetli, bak...
- Et du pâté.
- Ve biraz pate.
Et du pâté!
Pate.
Celui-là est original.
Bu pate çok değişik.
Je n'ai pas fait de pâ...
Pate yapmadım. Clark.
Je vais en faire de la chaire à päté!
Onu et yığınına çevireceğim!
Pâtè de foie de canard, caviar bèluga
Ördek karaciğeri pate, Beluga malossal havyar.
Café.
Kahve, pate...
La pate d'amandes.
Kurabiye.
On est allés au Pâté LaBelle la semaine dernière.
Geçen hafta "Pate Labelle" e gitmiştik.
C'est lui, il a mis la main a la pa-pate!
Bunu o yaptı. Hamurdan yapılmış.
Ouais, et je peux plus courir très vite, après 15 ans à manger des verres de terre en pate à modeler.
Haklısın. Ve 15 yıl boyunca jelibondan başka bir şey yemediğimden hızlıda koşamam.
Ca sent le spray pour les cheveux, pate de fruit juteux et tequila...
Saç spreyi kokusu, Meyve aromalı sakız ve tekila...
Lui c'est Sept Délires et celui-là Huit Crânes.
Bu Yedi Ravin bu da Sekiz Pate.
Puis j'ai eu mon bac, je me suis éloigné des mecs comme Pate.
Ardından liseden mezun oldum, Pate gibi elemanlardan uzaklaştım.
Alors, comment Pate s'était-il procuré ce MAC-10?
Peki Pate MAC-10'i nereden almış olabilir?
Il paraît que vous avez vendu une arme à un certain Pate en 93.
93 yılında Pate isminde bir çocuğa silah sattığını duyduk.
J'étais à mon bureau avec le dr. Hannah Pate.
Dr. Hannah Pate'le birlikte ofisimdeydim.
A mon avis, le dr. Pate va confirmer l'alibi de Landman.
Bence Dr. Pate, Landman'ın söylediklerini doğrulayacak.
Je voudrais parler au dr. Pate.
Dr. Pate ile görüşmek istiyorum.
Laisse moi attrapper ma pate explosive! - Dean, cette satanée chose arrive!
Tamam dahi çocuk gidip dozerimi getireyim.
Tout est très bon. Surtout le pâté de canard.
Özellikle de ördek pate.
Louisa Pate croyait au pouvoir rédempteur de la honte.
Louisa Pate utancın gücüne inanmıştır.
Bien sûr, Mrs. Pate savait aussi qu'en matière d'élèves indisciplinés Certains parents avaient plus de raisons d'avoir honte
Tabi ki, Mrs. Pate de biliyordu ki yaramaz çocuklar söz konusu olduğunda, bazı ailelerin mahçup olmak için... diğerlerinden daha fazla sebebi vardı.
Oui, Louisa Pate croyait au pouvoir rédempteur de la honte.
Evet, Louisa Pate utancın gücüne inanmıştır.
Je suis la pate
Ben hamurum,...
M'assurer qu'il y aura la "pate Greenzo".
Şu Greenzo sesinden olmasına dikkat edin.
Il m'a fait un croche-pate!
Bana çelmeyi o taktı.
On va étaler de la pate et faire une tarte au fromage!
Grup mu yapmalıyız! Siktir git, götveren!
Pâté et céleri?
Pate ve kereviz dilimleri mi?
Hagberg je comprends que les cupcakes soient vraiment à la mode en ce moment et je sais que la fabrication d'un foie gras peut-être un peu morose mais hum, je voudrais au moins avoir un diplôme en sachant faire un genre de pâté.
Bayan Hagberg, mini keklerin çok revaçta olduğunu biliyorum ve kaz ciğeri yapmak biraz iç karartıcı olabilir ama bir çeşit pate yapmayı öğrenerek liseden mezun olmak istiyorum.